bugün
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar9
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası10
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem11
- ismet gurbuz 202412
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak9
- fenerbahçe11
- gratis indirim günü kavgaları18
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak10
- yaşlılık belirtileri10
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur14
- albay kemal9
- true nickli yazar10
- üstteki yazar tarzında entry gir13
- kova burcu erkeği9
- sözlüğün en iyi 10 yazarı17
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız22
- neden evlenmiyorsunuz13
- jose mourinho69
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız16
- zalbert'in karşısında dans etmek8
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri8
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
son zamanlarda oldukça hareketsiz, depresif ve stresli takılan bünyemi de yaklaşık 1,5 yıldır gastritle beraber pençesine alan oldukça troll bir hastalık.
verilen ilaçlar ve diyet genelde doktora gidilen ilk 1-2 ay içerisinde dikkatle takip edilir , sonrasında bunun kalıcı olarak uygulanması gerektiği öğrenildiğinde aman koy g.tüne gitsin modunda eski beslenmeye geri dönülür. bunun sebepleri arasında diyetin, zayıflamak için yapılanlardan da beter tam bir nine diyeti olduğu gerçeği vardır. haşlanmış sebzeyle ızgara etle, baharatsız tuzsuz alkolsüz kafeinsiz domatessiz tütünsüz şekersiz yağsız adeta otlamanız beklenmektedir. bir de bütün bunları yapmanıza rağmen stres varsa, hiçbir işe yaramaz ; zaten tedavi semptomatiktir kalıcı değildir, acını geçirir hastalığı çözmez.
son zamanlarda keşfettiğim bir gerçekse, bütün modern sıkıntıların ve salgınların olduğu gibi bu hastalıkların da sebebinin şeker+hareketsiz yaşam ikilisi olabileceği ihtimali.
altta yatan mekanizmasını, tıbbi açıklamasını bilmem tamamen kişisel deneyimdir:
-önce 1 yılı aşkın süredir kullanılan ve bir işe yaramıyor olduğu hissedilen ilaçlar yavaş yavaş azaltılır ve bırakılır(birdenbire bırakmak rebound effect gibi bir şeye neden olup, tedaviden öncesinden daha da beter bir hale getiriyormuş asit salınımını aman dikkat!) , bu dönemde eski diyetinize, her yenilene dikkat etmeye devam.
-tercihen tatilde olduğunuz iş&okul&gelecek kaygısı&aile bunalımları vb. stres unsurlarının en az olduğu bir döneme denk getirilir bu iş.
-sonra internette şekerin zararlarıyla ilgili 30 yıllık ne kadar materyal varsa izlenilir, okunulur, şekerden iyice bir tiksinilir böyle görünce öcü görmüş gibi bakacak seviyeye gelinir ve aniden hepsi bırakılır(azaltma filan hikaye, geçiniz)
-gizli şekerlere karşı uyanık olunur, tuzlu olsa dahi peynirinden çubuk krakerine ketçabına pek çok ürüne glikoz şurubu veya şeker katıldığı malum. etiketlere bakılır ve buzdolabı her türlü tatlı krizini önlemek amacıyla çeşit çeşit meyveye doyurulur(yaz mevsiminde bu işe girişmenin artısı)
-kesilen şekerin malum günlük başka enerji kaynaklarından telafisi gerekecek, işte bu süreçte şekeri bırakmanın ödülü olarak bünyeye uzun süredir hasret bıraktığınız salçalı, baharatlı, yağlı yiyeceklerden, kafeinden, alkolden, asitli meyvelerden azar azar orada burada öğünlerin yanına serpiştirilir (birdenbire fazla yüklenmemek az biraz sabırlı olmak gerek. bir portakal yiyebilmek bile teselliyken b.kunu çıkarıp açgözlülük yapmanın alemi yok.)
- hareketsiz, düzensiz, sürekli pc karşısında geçirilen hayata biraz çeki düzen verilir. bunun en basit yolu aksatmadan her gün aynı saatlerde belli bir sporu yapmaktan geçer. tatilde olduğu için zaten boşlukta olan bünye, bütün gün laptop başında harap edileceğine her gün hemen hemen aynı saatlerde popo yerinden kaldırılır, çanta hazırlanır spora gidilir, çok ağır olup sizi caydıracak bir spor da değil çok hafif ve keyfi yapılıp işe yaramayacak spor da değil. (mesela boks antrenmanı ya da akşam sahile inip bisiklet sürerim seçenekleri devredışı. genelde bir salona yazılmak, bir takıma klub gidip insan içine karışmak , antrenörün sizin zayıflıkları tespit edip ona göre program çıkarması vb. daha iyi oluyor, kaytarma filan olasılığı azalıyor) takribi 1- 1,5 saat yeterli. spor sonrası ilk saatte hemen protein alınır. bu kısım önemli. eğer proteini hemen yemezseniz, yaktığı enerjiyi geri almak isteyen aç bünye hiçbir şey dinlemeden gidip evdeki en hızlı enerji kaynağı olan karbonhidratlara gömülecek, şeker meker dinlemeden dalacaktır. iki yumurta haşlamaya üşenirseniz, bir büyük bardak meyveli süt vb. hızlı seçenekler de düşünülebilir.
-bunları ilk 1-2 hafta kendinizi zorlayarak da olsa, güvendiğiniz birine(anne olabilir) yetki verip itaat ederek de olsa, ayaklarınızı sürüye sürüye spora gitseniz dahi aksatmadan yapmak lazım; sonradan alışkanlığa dönüşüyor ve bağımlısı oluyorsunuz zaten.
zamanla damak tadı değişip insan eskiden bayıldığı şeyleri fazla şekerli bulmaya hatta midesi bulanmaya başlıyor, spor ise psikolojik mi fizyolojik mi bilmem elinizi kaptırdığınızda kolunuzu bırakmayan bir mekanizması var zaten.
sonuç olarak sağlıklı yaşam her yanıyla bir bütün, beslenme&spor& stresten uzak yaşam üçlüsünde neden sonuç ilişkileri belki sandığımız gibi olmayabilir. belki stressiz ve mutlu bir hayat sürdükleri için bu kadar spor yaptıklarını, kendilerine dikkat ettiklerini, sağlıklı beslendiklerini düşündüğünüz insanlar aslında spor yaptıkları için ve sağlıklı beslendiği için mutlu olabilir.
neyse konudan çok saptık, herkese reflüsüz günler, gırtlağınız yanmadan uyanılan sabahlar.
verilen ilaçlar ve diyet genelde doktora gidilen ilk 1-2 ay içerisinde dikkatle takip edilir , sonrasında bunun kalıcı olarak uygulanması gerektiği öğrenildiğinde aman koy g.tüne gitsin modunda eski beslenmeye geri dönülür. bunun sebepleri arasında diyetin, zayıflamak için yapılanlardan da beter tam bir nine diyeti olduğu gerçeği vardır. haşlanmış sebzeyle ızgara etle, baharatsız tuzsuz alkolsüz kafeinsiz domatessiz tütünsüz şekersiz yağsız adeta otlamanız beklenmektedir. bir de bütün bunları yapmanıza rağmen stres varsa, hiçbir işe yaramaz ; zaten tedavi semptomatiktir kalıcı değildir, acını geçirir hastalığı çözmez.
son zamanlarda keşfettiğim bir gerçekse, bütün modern sıkıntıların ve salgınların olduğu gibi bu hastalıkların da sebebinin şeker+hareketsiz yaşam ikilisi olabileceği ihtimali.
altta yatan mekanizmasını, tıbbi açıklamasını bilmem tamamen kişisel deneyimdir:
-önce 1 yılı aşkın süredir kullanılan ve bir işe yaramıyor olduğu hissedilen ilaçlar yavaş yavaş azaltılır ve bırakılır(birdenbire bırakmak rebound effect gibi bir şeye neden olup, tedaviden öncesinden daha da beter bir hale getiriyormuş asit salınımını aman dikkat!) , bu dönemde eski diyetinize, her yenilene dikkat etmeye devam.
-tercihen tatilde olduğunuz iş&okul&gelecek kaygısı&aile bunalımları vb. stres unsurlarının en az olduğu bir döneme denk getirilir bu iş.
-sonra internette şekerin zararlarıyla ilgili 30 yıllık ne kadar materyal varsa izlenilir, okunulur, şekerden iyice bir tiksinilir böyle görünce öcü görmüş gibi bakacak seviyeye gelinir ve aniden hepsi bırakılır(azaltma filan hikaye, geçiniz)
-gizli şekerlere karşı uyanık olunur, tuzlu olsa dahi peynirinden çubuk krakerine ketçabına pek çok ürüne glikoz şurubu veya şeker katıldığı malum. etiketlere bakılır ve buzdolabı her türlü tatlı krizini önlemek amacıyla çeşit çeşit meyveye doyurulur(yaz mevsiminde bu işe girişmenin artısı)
-kesilen şekerin malum günlük başka enerji kaynaklarından telafisi gerekecek, işte bu süreçte şekeri bırakmanın ödülü olarak bünyeye uzun süredir hasret bıraktığınız salçalı, baharatlı, yağlı yiyeceklerden, kafeinden, alkolden, asitli meyvelerden azar azar orada burada öğünlerin yanına serpiştirilir (birdenbire fazla yüklenmemek az biraz sabırlı olmak gerek. bir portakal yiyebilmek bile teselliyken b.kunu çıkarıp açgözlülük yapmanın alemi yok.)
- hareketsiz, düzensiz, sürekli pc karşısında geçirilen hayata biraz çeki düzen verilir. bunun en basit yolu aksatmadan her gün aynı saatlerde belli bir sporu yapmaktan geçer. tatilde olduğu için zaten boşlukta olan bünye, bütün gün laptop başında harap edileceğine her gün hemen hemen aynı saatlerde popo yerinden kaldırılır, çanta hazırlanır spora gidilir, çok ağır olup sizi caydıracak bir spor da değil çok hafif ve keyfi yapılıp işe yaramayacak spor da değil. (mesela boks antrenmanı ya da akşam sahile inip bisiklet sürerim seçenekleri devredışı. genelde bir salona yazılmak, bir takıma klub gidip insan içine karışmak , antrenörün sizin zayıflıkları tespit edip ona göre program çıkarması vb. daha iyi oluyor, kaytarma filan olasılığı azalıyor) takribi 1- 1,5 saat yeterli. spor sonrası ilk saatte hemen protein alınır. bu kısım önemli. eğer proteini hemen yemezseniz, yaktığı enerjiyi geri almak isteyen aç bünye hiçbir şey dinlemeden gidip evdeki en hızlı enerji kaynağı olan karbonhidratlara gömülecek, şeker meker dinlemeden dalacaktır. iki yumurta haşlamaya üşenirseniz, bir büyük bardak meyveli süt vb. hızlı seçenekler de düşünülebilir.
-bunları ilk 1-2 hafta kendinizi zorlayarak da olsa, güvendiğiniz birine(anne olabilir) yetki verip itaat ederek de olsa, ayaklarınızı sürüye sürüye spora gitseniz dahi aksatmadan yapmak lazım; sonradan alışkanlığa dönüşüyor ve bağımlısı oluyorsunuz zaten.
zamanla damak tadı değişip insan eskiden bayıldığı şeyleri fazla şekerli bulmaya hatta midesi bulanmaya başlıyor, spor ise psikolojik mi fizyolojik mi bilmem elinizi kaptırdığınızda kolunuzu bırakmayan bir mekanizması var zaten.
sonuç olarak sağlıklı yaşam her yanıyla bir bütün, beslenme&spor& stresten uzak yaşam üçlüsünde neden sonuç ilişkileri belki sandığımız gibi olmayabilir. belki stressiz ve mutlu bir hayat sürdükleri için bu kadar spor yaptıklarını, kendilerine dikkat ettiklerini, sağlıklı beslendiklerini düşündüğünüz insanlar aslında spor yaptıkları için ve sağlıklı beslendiği için mutlu olabilir.
neyse konudan çok saptık, herkese reflüsüz günler, gırtlağınız yanmadan uyanılan sabahlar.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar