bugün

aşık olamayan adam

çünkü..,

ortaokul ve lise dönemlerinde içine kapanıklığından o kadar çok platonik aşık olmuştur ki, öğrenilmiş çaresizlik durumuna düşmüştür.

Artık üniversite yıllarına geldiğinde fiziki olarak hem vücut hemde yüzü oturmuştur, henüz kendini keşfetmiştir. Aslında keşfedildikçe kendini keşfetmiştir...

ulaşılmak istenen, ancak ulaşıldığında ne yapması gerektiğini bilmeyen biri olduğunu fark eder...

Sosyal çevresi dışında kendisini tanıyanın sadece o olduğu hiçbir ortak arkadaşı olmayan karşı cinsleri kobay olarak kullanır, aklında aşk yoktur. Tecrübe edinmek vardır. Onlarla oynar... oynar... oynar...

Artık okulda bitti saygın bir işte iş insanıydı,

Artık aşık olma zamanı gelmiştir. doğru kişiye aşık olmayı düşünür.

Ancak... Oynamak nede güzeldi, dileğini yaşayıp anlık mutluluklar... ve o eskiden yapamadıklarını yapmak, kazanma hırsı... müthiş bir şekilde kendini tatmin ediyordu. Egosu o kadar açtı ki, doymak bilmeyen egoya sahip oldu.

Fütursuzca hayatlara girip izler bırakıyordu. Kirli izler...insanların hayatında unutulmak istenen ama unutulmayan kötü bir anı olarak kalıyordu...

Oysa ne kadar naifti, ne kadar iyi. Arık katılaşmıştı kalbi aşık olamıyordu. Bünyesinde garip bir baskı oluşmaya başlamıştı. Artık aşık olamayacak gibi hissederken bir yandan da ''aslında çocuktan gençlik dönemine geçişti Ego sahibi olmak, orta yaşa yaklaşan genç bir insankende gittikçe naifleşen olgun bir inşada dönüşseydim'' diye düşündü.

Bu onun kontrolündemiydi. Geçmişinde bir çok karakter bıraktı.

Özlediği naiflik ona çok mu uzaktı. Melek yüzlü şeytan gibiyken nasıl bünyesini huzurla doldurup naif bir aşkı bulabilirdi...