bugün

diyalektik

barika i hakikat musademe i efkardan cikar
gerçeğin ışığı fikirlerin çarpışmasından çıkar.

barika i efkardan mukaddeme i hakikat dogar, da denilebilir.
Ancak ve velakin,
mefhum u muhalifinden istihrac suretiyle tefsir kısıtlı ve sınırlıdır.
An içindeki ihtiyaca hizmet eden lafı güzaf üretir.

Kaim olmakla vucud olmak rasındaki farkı kabul edersek.
islam felsefesindeki: herşey zıttı ile kaimdir önermesi diyalektik bir yaklaşımdır.

Marxın bu baş aşğıya duruyor ben bunu düzeltiyim diyerek alıp,
bütün eşyayı ve 'şey'leri madde merkezine koyması
zaten kısıtlı bir anlama yönetimi olan diyalektiği daha da sınırlandırmıştır.

Nasrettin hocaya sormuşlar.
Hocam burnun nerede?
Ensemde demiş.
Aman hocam, hiç insanın burnu ensesinde olurmu demişler.
Tersini bilmediğin hiçbir şeyin kendisinide bilemezssin demiş.
Nasrettin hoca diyalektik bir yaklaşımı hem hicvetmiş hemde sınırını göstermiştir.
Doğu felsefesi kararlar almak ve yeni tespitler kazanmak için diyalektiği kullanır.
Batılı diyalektik, fikirlerini ispatlamak için diyalektiği kullanır.
Türkiye de azğzına diyalektiği dolamış solcular bir bar taburesi ile sigara dumanı blutunun arasında
sadece diyalektikle bütün hayatı çözerler, tarihi anlarlar, ekonomiyi düzeltirler ve cephelerini çizerler.

Çelişkilere dayanarak ilerleme sistemidir. Ölçü yine dayandığı çelişkilerden geldiği için ilerleme hep iyi yöndeymiş gibi görünür.

Herşey zıttıyla kaimdir. Gerçek sandığımızın içindeki çelişkilerden yola çıkarak yeni gerçekler üretebiliriz.
Ama hayatın tamamı bu değildir.

Diyalektiği anladım, üşenmedim herakleitos dan başladım, hegeli yuttum daha sonra marx a geçtim yetmedi engelsle devam ettim.
Bitti.
Bütün hayatı anladım demek fausta haksızlık olur.