bugün

mansur yavaş

hala "davasını sattı" diyen yavşak akplileri görüyorum. mansur yavaş davasını satmamıştır adam hala yiğitçe ülkücü olduğunu her yerde belirtmektedir.

kaldı ki ne yazık ki mansur yavaş devlet bahçeli tarafından harcanmıştır ve mhp için çok büyük bir kayıptır. durum çok basit, mansur yavaş'ın büyükşehir belediyesi seçimlerinde %27 gibi bir oy potansiyeli vardı mhp'den aday olduğunda da. ayrıca kendisi görüşlerden bağımsız olarak toplumun birçok kesimi tarafından da sevilen bir belediyecidir. bilineceği üzere her genel başkan bir büyükşehir belediyesi seçimi geçirir, çünkü kendi tabanı tarafından benimsendiğini alacağı yüksek oy belirlemektedir (bu tip seçimlerde de seçimin sonucunda belediyenin kaybedilmiş olması sonucu değiştirmez). öngörümce mansur yavaş'taki bu oy potansiyeli nedeniyle devlet bahçeli onun genel başkanlığa aday olmasından korkarak onu göndermiştir. kendisinin belediyecilik ile uğraşmak istediğini uzunca bir süre mhp'den adaylık bekleyerek ve mhp'nin adayını açıklamasının ardından (belki de tüm siyasi kariyerini riske atarak) chp'den aday olmasından anlayabiliriz. kendisi mhp için büyük bir kayıp olmuştur.

ayrıca ne yazık ki kazanmış olduğu bir seçimi ispatlamakla uğraşmak zorunda kalmıştır. şöyle düşünün, bu adam hala ülkücü ve siyasi görüşü değişmeyecek. (gerçekte kazanmış olduğu) seçimi kaybetse mhp'ye geri dönemeyecek ve chp'de de gönlü el vermeyeceği için çalışamayacaktır. bu resmen siyasi kariyerinin sonu olabilir ve bu adam bu riski alarak seçime girmiştir. bu adamın ankara'ya nasıl gönül verdiğini görmemek için kör olmak lazım.