bugün

ölüm korkusuyla dine sarılmak

özellikle belli bir yaş sonrası daha da görülebilecek bir olgu. bu argümanı ölümün soğukluğu ve insanın ölümü hiç istemediği bir vaka olarak biçimlemesi kadar, inanç ve ibadetler bütününün öteki dünyayı değişik şekillerde sunması olarakta açımlayabiliriz. batıl itikatlarla da şekillenen din, insana kendince bir korku veriyor ki vaziyet insan için kötü tınlamaya başlıyor.

bu psikolojik tarafı ağır basan bir realitedir. bunu insanın yaşadığı süre için ölüme yaklaştığını daha fazla hissettiği zaman dilimine denk düşürmesi kanımca bir samimiyetsizlik örneğidir. çünkü temel mevzu fikirsel değişimden beslenmez, pragmatizmden beslenir ve duyguların izi çıkarcılıkla sürülür.