bugün

ruh

yağmur'u bu kadar çok seven insan için felaket ironik birşey aslında.

ruh da insan şeklinde mi bilmiyorum.. çok isterdim ruhumu görmeyi.. rengi, yüz hatları.. parmakları, göz çukurları, kıvrımları var mı merak ediyorum.. erimeye, kendinden yemeye, hayat tarafından eğelenmeye başladığında gittikçe şekilsizleşiyorsa öncesinde nasıldı..

göz çukurları yüzüyle aynı hizaya geliyor, kolları vücudu ile birleşiyor, hatları kendine özgülüğünü kaybederek okyanus tarafından hissizleştirilmiş, karakteristiğini kaybetmiş, hiçbir keskin kenarı kalmamış niteliksiz bir taş parçası gibi sıradanlaşıyor.

yağmur altında bırakılmış kocaman bir buz parçasına benzetiyorum o zaman. işte kalbe ağrılar sokan tarafı da bu. hemen yokolmuyor.

örselemeden yenilgiyi kabullenip silinse gitse çok daha rahat ve acısız olabilirdi.

ama olmuyor. Bu kolaya kaçan bir fantezi sadece.

kaotik bir şekilde aslından, gerçeğinden, sahibinden başkalaşarak şeffaf ve hissiz bir kütleye dönüşüyor. ruh ölümsüz, sarkastik.

ruh sahibininin katili.