bugün

görece

değişkendir. ele avuca gelmez...

Bu dünyaya ne için geldiğimizi sorguluyorum bazen.
Bir kaç metrelik bir deri ve altında gizlenmiş organlar ve kemikler.
Ve insanoğlunun gizemini çözmekten aciz olduğu bir farkındalık. sahi nasıl bir şey farkındalık.
maymundan insana evrilme sürecinde bir anda zerk olan bir vasıf. sahi nasıl oluyor da bir anda ben kavramını sahip oluyoruz. ben ne demek? özne ve fiil... bunlar insanların uydurduğu şey er mi? yoksa kelimelerin ifade ettiğinden farklı demdeler mi?=
ilk madde! tanrı ya da atom parçası. peki ondan önce. ondan önce kimse bir cevap veremiyor değil mi? din ve bilim aynı nokta da birleşiyor: ondan önce vardı bir şekilde. burada tanrıcılık bir sıfır öne geçiyor sonra. çünkü tanrı insanın algılyamayacağı bir boyutta.

sonra dine inanıp o ritülleri kendi doğruları ile sorgulayan bir akıl çıkıyor ortaya.
sahi doğru nedir? akıl her zaman doğruyu mu gösterir. zina doğru mudur yanlışmıdır? dinlere göre haram yani yanlış. pragmatik felsefeye göre kişiye yararlı ve doğru. peki hangisi doğru. pragmatizm mi din mi evrim mi? idelar dünyası??? ideların ilk maddesi ne?

sahi tüm bildiklerimiz varsayımlar üzerine kurulmuş bir düşünce sisteminin üzerine mi inşa edilmiş.

- bak bu mantıken de doğru! derken mantığı belirleyen şeyi düşünmez mi insan. kanunlar mı asıl gerçekler. peki yerçekimi kanunu diyelim: duran bir cisimni düşmesi hepmize aynı şekilde mi gözüküyor. 0 dan 1000 e kadar bir sayı dizisi düşünün ve her insan yalnızca 10 aritamatiği algılayabiliyor. ben 300-310 arasını algılayabiliyorum. doğa ana! bana bunu bahşetmiş 590 nedir bilmiyorum. bir başkası 590-600 arasını algılıyor 305 nedir bilmiyor. fakat 10 artimatiğin 1. sayısı ikimiz içinde aynı kodlarla dolu olsun. onun için beyaz renk 590 da kodlu bir şeyken bende 300 de kodlu. siyah bende 309 daki bir şeyle ifade edilirken onda 589 da kodlu.

hayvanların bizden farklı frekansları algılaması gibi belkide 7 milyarın hepside dünyayı 7 milyar farklı koddan pencereden görüyor. ekşinin bana verdiği his ile herhangibirinize verdiği his çok ayrı belkide. karşılaştırılamayacak kadar farklıyız belkide.

aklın sınırları var değil mi? ne kadar düşünürsen düşün geçemeyeceğin bir çizgi var.