bugün

reyting hamdi

bir neslin pişmanlığı.

öyle ya da böyle bir şekilde popüler olana maruz kalıyoruz. hiçbi şekilde dışarıda kalma opsiyonumuz yok aslında. hele ki okula, işe falan devam mecburiyetin varsa, topluma karışmak zorundaysan.

istediğin kadar serdar ortaçtan nefret et. bir dükkanın önünden geçerken, güzel kalçalı bir hatunu hoplatmak için tahammül ederken, uzun yolda çeken tek frekansta çalarken.. bi şekilde dinliyorsun ya o serdar ortaçı, kasten yapmasan da, dinlenip dinlenip kaçsan da bir şekilde gözüne gözüne sokuyorlar ya işte okul dönemi de böyle oluyordu.

gece gazmanı izleyip gelen velet illa ki onun taklidini yapıyor ya da osuruk üzerinden birkaç teneffüsünü çekinmeden harcıyordu.

yok aga, teneffüste top oyna, teneffüste kızların eteğini kaldır, teneffüste hamburger kuyruğuna gir. ya ne bileyim teneffüste git okul dışında seyyar vaziyetteki amcanın fotoğraf makinası gibi zamazingosunda tuşa basıp mekke fotoğraflarına bak ama reyting hamdi skecinden, gazman goygoyundan alıntı yapıp hayatımızı, hayatını sikme.

olmadı. siktiler! hani bazı programlar vardır o dönemde ya da o yaşlarda komik veya izlenilebilir gelir insana da sonra tekrar baktığında "ulan bunu ne akla hizmet izlemişim" dersin. bu olur. ama reyting hamdinin böyle bir durumu yok.

hiçbir dönemde, hiçbir yaşta, hiçbir ruh halinde gideri olmayan bir program ve onun getirdikleri isteyen istemeyen herkesin gözüne sokuldu.

hiç yoktan aklıma geldi. kendimi sütlaç gibi hissediyorum. ki kendimi sade neskafe gibi hissetmemden bile kötü bi şey bu. televizyona anlam yüklemiyorum ama televizyon denen makine bile hak etmiyordu bu denli dandiğini.

valla tüylerim diken diken oldu.