bugün
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım13
- ali koç9
- yorgun mermi10
- en dindar özelliğiniz22
- doğum gününde hatırlanmamak8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü19
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri20
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması23
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
zamanın bilimsel bir kavram olması insanların ölçmeye olan arzusundan süregelir. aslında zaman; bir etin, kemiğin, bir kaç organın, bir ağzın ve bir çok düşüncenin hayat bulduğu süreyi ölçmek için uydurulmuş bir kavramdır.
amıma koyayım bazen böyle konuşuyorum.
tuhaflık. tuhaflık, insanın ne kadar hızlı yer değiştirdiğiyle doğru orantılı olan bir ölçü sistemi sanki. yazması şu dakikalar itibariyle acı verse de, dün ben prag caddelerinde binaların geçmişlerini merak ederek başı boş dolaşıyordum.
dün ben charles köprüsü'nün üzerinde öpüşen çiftleri kıskanarak kafka müzesine adımıı atıyordum. dün ben prag kalesinden vltava nehrinin üzerindeki köprüleri sayar iken turn the page dinliyordum. astromik saatin kaç yelkovanı, akrebi vardır ki diye hesaplar yapıyordum. kiliselerde pazar ayinlerine katılıyordum. bir şeye dua ediyordum ben. birine, olmayana, olacağa, hissettiğime ama yokluğa. o kızların gözlerinin renklerinde kayboluyordum, kayboldum, yok oldum ve şimdi başka yerdeyim.
neredeyim ben, neyim ben ?!
erlangen'de bir otel odasında karanlıkta bira içen, geçmişinin gölgesinden kaçan, geleceğinden bihaber olan, yaşadığı anı uzatmaktan aciz olan, uykuya dair 1- uyamayı istememek, 2-uyanmayı istememek şeklinde problemleri olan, zayıf, karaktersiz, acınası, yaşlılığında kimsenin dönüp bakmayacağı, birine muhtaç olmadan ölmeyi dileyen, kafka'yı isteyen, karamazov'un abisi, balzac'ın şato işçisi, şehirlerin sokaklarında yürümekten acı duyan ayakların sahibiyim.
dün o kadınlara aşık oldum ben. şimdiyse; wherever i may roam...
artık hayatımda emin olduğum tek bir şey varsa o da şudur; bir insan her yaşta ve her aşkta başka bir aşkı arar. bir aşk bir insana yetmez. insan sarılmak ister, dokunulmak. bir insan bir insana yetmez azizim. lakin, işte burada, tam da burada, bir sevmek bin defa ölmek iken bu kadar aşk arayışı nedendir?
aşk; ölüme çabucak gitme arzusudur. aşk yok olan bir bedenin var olma çabası, arayışıdır. aşk, beyrut'a gitmektir. aşk, nil'den su içen çıplak ayaklı sudan'lı çocukların iyi niyetidir. aşk, benimdir, sensindir. aşk hepimiziz.
iki yeni tanışan insanın, her ikisinin aklına da konuşacak bir şey gelmez, bir sessizlik anı olur ya; işte o sessizlik anının verdiği rahatsızlığım ben. birazdan sesler üzerime basacak. yok olacağım.
akıllarda bir anı bile olamayacak kadar piçim ben...
hiçim...
amıma koyayım bazen böyle konuşuyorum.
tuhaflık. tuhaflık, insanın ne kadar hızlı yer değiştirdiğiyle doğru orantılı olan bir ölçü sistemi sanki. yazması şu dakikalar itibariyle acı verse de, dün ben prag caddelerinde binaların geçmişlerini merak ederek başı boş dolaşıyordum.
dün ben charles köprüsü'nün üzerinde öpüşen çiftleri kıskanarak kafka müzesine adımıı atıyordum. dün ben prag kalesinden vltava nehrinin üzerindeki köprüleri sayar iken turn the page dinliyordum. astromik saatin kaç yelkovanı, akrebi vardır ki diye hesaplar yapıyordum. kiliselerde pazar ayinlerine katılıyordum. bir şeye dua ediyordum ben. birine, olmayana, olacağa, hissettiğime ama yokluğa. o kızların gözlerinin renklerinde kayboluyordum, kayboldum, yok oldum ve şimdi başka yerdeyim.
neredeyim ben, neyim ben ?!
erlangen'de bir otel odasında karanlıkta bira içen, geçmişinin gölgesinden kaçan, geleceğinden bihaber olan, yaşadığı anı uzatmaktan aciz olan, uykuya dair 1- uyamayı istememek, 2-uyanmayı istememek şeklinde problemleri olan, zayıf, karaktersiz, acınası, yaşlılığında kimsenin dönüp bakmayacağı, birine muhtaç olmadan ölmeyi dileyen, kafka'yı isteyen, karamazov'un abisi, balzac'ın şato işçisi, şehirlerin sokaklarında yürümekten acı duyan ayakların sahibiyim.
dün o kadınlara aşık oldum ben. şimdiyse; wherever i may roam...
artık hayatımda emin olduğum tek bir şey varsa o da şudur; bir insan her yaşta ve her aşkta başka bir aşkı arar. bir aşk bir insana yetmez. insan sarılmak ister, dokunulmak. bir insan bir insana yetmez azizim. lakin, işte burada, tam da burada, bir sevmek bin defa ölmek iken bu kadar aşk arayışı nedendir?
aşk; ölüme çabucak gitme arzusudur. aşk yok olan bir bedenin var olma çabası, arayışıdır. aşk, beyrut'a gitmektir. aşk, nil'den su içen çıplak ayaklı sudan'lı çocukların iyi niyetidir. aşk, benimdir, sensindir. aşk hepimiziz.
iki yeni tanışan insanın, her ikisinin aklına da konuşacak bir şey gelmez, bir sessizlik anı olur ya; işte o sessizlik anının verdiği rahatsızlığım ben. birazdan sesler üzerime basacak. yok olacağım.
akıllarda bir anı bile olamayacak kadar piçim ben...
hiçim...
güncel Önemli Başlıklar