bugün

atalet

teknik anlamda eylemsizlik, durağanlık, hareketsizlik demektir. Gündelik dilde tembellik, ağırkanlılık, yılgınlık, yavaşlık, hantallık gibi kelimelerle ifade edilir. Ataletliler, hayatı ağır çekim filmlerdeki gibi yaşay an insanlardır! Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, yumurta kapıya gelmeden harekete geçmemek gibi deyimler ataletliler için sık kullanılır. bazıları hayalperest bir felçli gibidir. Ataletli insanlar bir araya gelerek ataletli kurumları, ataletli kurumlar da ataletli toplumları oluşturur. Mesela bir devlet dairesine gittiğinizde gördükleriniz, genellikle ataletli bir kurumun resmi gösterisidir. Atalet sadece iş hayatını değil aşk hayatını da etkiler. kimilerine göre zamandır aşkı atalete düşüren, kimilerine göre evlilik, kimilerine göreyse tarafların özensizliği. Bence ilgisizlik ve özensizlik. Karşı tarafı nasılsa tavladık diye düşünüp rehavete kapılmak.

Atalet örnekleri:
1. Yabancı dil öğrenememek.
2. Spor yapamamak.
3. Sigarayı bırakamamak.
4. Fazla kilolardan kurtulamamak.
5. Düzenli kitap okuyamamak.
6. Aileye yeterince zaman ayıramamak.
7. Para biriktirememek.
8. Tv’yi/bilgisayarı kapatamamak.
9. Yaptığı planlara uyamamak.
10. Ders çalışamamak.

Ne tür atalet türüne sahip olursak olalım, atalet haline yaşamanın büyük bir maliyeti vardır. Çünkü cehalet, gafleti, gaflet ataleti, atalet sefaleti, sefalet felaketi, felaket ise esareti getirir. Atatürk de bu konuda yorum yapmıştır.

“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar. Ataleti yenmek ve amacına ulaşmak ilk adımı atmakla mümkündür. Ataleti yenmek ilk adımı attırır, zeka, eğitim ve kararlılık ise devamını getirir.