bugün

charles bukowski

küçükken babası tarafından ustura kayışıyla acımasızca dövüldüğünden bahseder belgeselinde. geçirdiği çiçek hastalığı nedeniyle genç yaşında toplum içine çıkmaya utanıyormuş . hatta lise mezuniyet töreni sırasında tuvalete gidip kafasını tuvalet kağıdıyla sardığını ve kendi suratını yumruklayarak suratını kan ve irin içinde bırakır . bana göre en sağlam kitabı ekmek arasıdır.

(bkz: bukowski born into this)