bugün

annem

"anne"nin 1. tekil şahıs iyelik eki almış hali(u: tanımımızı da yaptık)..

gözlerindeki bir damla yaş için bütün gözyaşlarımı feda edebileceğim tek varlığım, meleğim.. dünyadaki "karşılıksız sevgi" kavramının var olduğunu bana gösteren, disim kırılıp dudagım patlayınca basımda tüm gece ağlayan, benim için, sırf benim için hayatının 12 senesi kara günler yaşayan, bana sevgisini neden göstermediğini anlattığında gözyaşlarımı tutamadığım ve işte o zaman "anne yüregi"nin büyüklügünün, devliginin, kutsallıgının farkına vardığım yüce insan..insan degil aslında melek..

kendimi bildim bileli kavga etsek de, birbirimize bagırsak, kimi zaman ustumuze yurusek, yastık fırlatsak da, aglamaktan gözlerimiz kan cukuruna dönse de gurbette anlıyoruz ki birbirimizden başka kimsemiz yokmus.. hayatım seninle dolmus aslında.. diger tum sevgiler yalanmıs.. seni bırakıp gittigim arkadaslarım hep boşmuş.. anne sevgisi tekmiş, anne bitaneymiş, anne kanmış, anne canmış, anne ugruna ölünecek tek insanmış... bunu anladım..

ankarada ulustaki patlamadan sonra seni düşündüm, kalbim durdu sandım.. yaşayamadıklarımızı düşündüm, sana seni sevdigimi neredeyse hic denecek kadar az soyledigimi dusundum.. halbüsü sana olan aşkımı sen hic bilmedin.. bilemedin.. aptal kafam işte nedense soyleyemiyor insan.. elindekileri kaybedince aklı başına gelir insanın, umarım seni kaybedince gelmez benim aklım başıma annem..

gurbet ellerde bana bir haller oldu anne, kendimle yüzleşmeye başladım eskisinden de çok.. geçmişi sorgular oldum, sınırlarım, duvarlarım genişler oldu.. seni özler oldum.. ama bu ne zıtlıktır ki yanına gelince de ilk gün nasıl can cigersek, dizinde uyusam da, 2. gün yine kavgaya başlıyoruz, uslanmayız biz anacım..

hayatını bana adadığın için, hem anne hem baba olmaya çalıştığın için, herşeye rağmen "annem" olduğun için seni sonsuz seviyorum.. kelimeler yetmiyor biliyorum.. en azından içimi boşaltıyorum.. bu sefer uzaya degil, sözlüge..

canın oğlun**..