bugün
- meral akşener18
- kıza iğne batıran türbanlı12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi18
- vallahi de kemal'in düşmanıyım9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi13
- kendini bir görsel ile anlat22
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu23
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği8
- anın görüntüsü13
- saraca silsüpüroğlu12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- xdearm10
- jose mourinho27
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- icardi190543
- sekse doymuş erkek12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel21
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal14
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü8
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
- yazarların en sevdikleri diziler11
bir bilge karasu metni, kısmet büfesi 'nden.
çeşitlemeli korku/beş ses için metin
^bağlaç^ olmakla kalacağını sanan dosta,
bir tüy,
bir telek
bir dalgın kuşun ardında bırakıverdiği havadan
oluşmuş gibi yumuşak, düşen, yere doğru;
bir tüy,
bir telek,
bir yaprak
bir güz dalından kopmuş
kopuvermiş
sarartılı
bir yaprak, yere değince kimsenin duymadığı, yeri,
taşı, toprağı bağırtmamış, incitmemiş,
bir tüy, bir telek, bir güz yaprağı
gibi düşmüş yerleşmişti içime
içerime, gönlüme, etime
k o r k u
BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME
karıncalar gibiydim, düş karıncaları, ozan karıncaları
gibi
çıdamlı karıncalar gibiydim,
çıdamlı, dümdüz uzanan
uçsuz bucaksız engebesiz bir düzlükte
ÜSTÜME BiR ÇıĞ GiBi GEL
DiN KENDiNE KATTıN BENi
gözü, ayağı, bir yerlere takılmadan
hiçbir şeye yönelmeden
dümdüz uzanan bir toprakta
çıdamla
y ü r ü y e n
karıncalar gibiydim.
d u y d u m s e n i,
ö l d ü m s e n i!
SENi SENi SENi
SENi SENi
gördüm duydum
yaşadım öldüm
yürümekten başka bir şey bilmeyen,
nereye, niye, neye gittiğini bilmeyen
bir yere gittiğini olsun bilmeyen
ozan karıncaları
g i b i y d i m
çıdamla yürüyen bu düzlükte, engebesizlikte.
SENiN YANıMDASıZLıĞıN BiR
SiLiK SUSKUYDU, GÜNSÜZ KA
RANLIĞıMıN KESER AÇARDı KA
PıSıNı, SESiN, YÜZÜN, YÜRÜMEN
Nereye gittiğini gene bilmeden
bir yere gittiğini olsun gene bilmeden
çıdamı da, yürümeği de unutmuş
b i r b ö c e ğ i m ş i m d i
çılgınca dönenen
durduğu
yerde.
görünmez engebeler örüldü
çepeçevre
çevremde
k or k u d a n
BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME
KENDiNE KATTıN BENi,
YUVARLANDıK BiR SÜRE
Zeytin gövdeleri gibiyim şimdi
toprağım ister al, ister boz, ister kara,
burulmuş erkeklikler gibiyim
a c ı i ç i n d e
k ı v r a n a n
düzlüklerinde gökyüzüne uzanıp gün ışığını
titreştiren, dünyayı düzgün aralıklara bölen
kavak duvarların-
d a n s o n r a
SONRA
suyu arayıp bulan kökleriyle, durmadan budanan
kollarıyla
su fışkırır gibi
yeniden toprağa dökülen dallarıyla yeşil yağmurunu
yağdıran
söğütlerden sonra,
SONRA
SONRA
yarık
yarılı
yarılmış tahtasıyla
kıvranan
buruk
burgun
bir zeytin gövdesi gibiyim
kuytularda,
eğimlerde,
suskun,
sessizlikler içinde, gümüş yeşil bir buğu altında,
buruk
b i r g ö v d e y i m ş i m d i
yemişi kararmayan
SONRA SONRA SONRA
YıKTıK KENDiMiZi DE
Kuruyum göğe baktığım yerde,
buruğum yere baktığım yerde
korkuyla beslenerek korkudan!
BEN ÇıĞ OLDUM ŞiMDi. SEN,
kar'ımdaki taş, karnım-
E T i M D E K i
daki, dokumdaki
K A M A
oysa korku kendi memesini
e m e r e k b ü y ü r ;
nasıl burmalı bu memeyi?
nasıl kurtulmalı
nasıl
nasıl
nasıl
korku-
nun südü olmaktan?
SENi SENi SENi
SENi SENi
yaşadım duydum
öldüm
seni yaşadım, seni öldüm
uçurumun dibine
v a r a m a d ı m d a h a
parçalanıp, parçalayıp kurtulacağım yere.
Bir tüy,
bir telek gibi,
bir güz yaprağı gibi
k o p m a l ı
kuştan, ağaçtan, yeğnilikle, incelerek,
bağırmadan korkudan.
^^anılarım senin geleceğin oluyor,^^
GERÇEKLiK DUYUSUNU YiTiRiP, UZAKTAN
UZAĞA HEP SENiN SiVRiLDiĞiN BiR PUS
iÇiNDE YAŞAMAĞA BAŞLADıĞıM ŞU ANDA.
SEN AĞAÇTAN SEN AĞACA KOŞUYORUM,
ARADAKi PUSARıK BATAKLıKTA AYRıŞıP
YıVıŞAN GÜNLERiN HiÇLiĞiNDE.
bk
ilgilisine not:
metni yazıldığı biçim, kurgu ve dizgi ile buraya aktarmak pek mümkün değildi. bu haliyle de başka bir metin oluyor işte. bu da pek affedilir bir şey değil, en azından bu metin için..
dolayısı ile bayağı bir emek verdiği belli bir adamdan alıntılayıp bu hali ile, oluşan kusuru, ilgililerinde esas metne ulaşma isteği uyandırması dileği ile bağışlatmayı umuyorum.
ki
umarım.
çeşitlemeli korku/beş ses için metin
^bağlaç^ olmakla kalacağını sanan dosta,
bir tüy,
bir telek
bir dalgın kuşun ardında bırakıverdiği havadan
oluşmuş gibi yumuşak, düşen, yere doğru;
bir tüy,
bir telek,
bir yaprak
bir güz dalından kopmuş
kopuvermiş
sarartılı
bir yaprak, yere değince kimsenin duymadığı, yeri,
taşı, toprağı bağırtmamış, incitmemiş,
bir tüy, bir telek, bir güz yaprağı
gibi düşmüş yerleşmişti içime
içerime, gönlüme, etime
k o r k u
BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME
karıncalar gibiydim, düş karıncaları, ozan karıncaları
gibi
çıdamlı karıncalar gibiydim,
çıdamlı, dümdüz uzanan
uçsuz bucaksız engebesiz bir düzlükte
ÜSTÜME BiR ÇıĞ GiBi GEL
DiN KENDiNE KATTıN BENi
gözü, ayağı, bir yerlere takılmadan
hiçbir şeye yönelmeden
dümdüz uzanan bir toprakta
çıdamla
y ü r ü y e n
karıncalar gibiydim.
d u y d u m s e n i,
ö l d ü m s e n i!
SENi SENi SENi
SENi SENi
gördüm duydum
yaşadım öldüm
yürümekten başka bir şey bilmeyen,
nereye, niye, neye gittiğini bilmeyen
bir yere gittiğini olsun bilmeyen
ozan karıncaları
g i b i y d i m
çıdamla yürüyen bu düzlükte, engebesizlikte.
SENiN YANıMDASıZLıĞıN BiR
SiLiK SUSKUYDU, GÜNSÜZ KA
RANLIĞıMıN KESER AÇARDı KA
PıSıNı, SESiN, YÜZÜN, YÜRÜMEN
Nereye gittiğini gene bilmeden
bir yere gittiğini olsun gene bilmeden
çıdamı da, yürümeği de unutmuş
b i r b ö c e ğ i m ş i m d i
çılgınca dönenen
durduğu
yerde.
görünmez engebeler örüldü
çepeçevre
çevremde
k or k u d a n
BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME
KENDiNE KATTıN BENi,
YUVARLANDıK BiR SÜRE
Zeytin gövdeleri gibiyim şimdi
toprağım ister al, ister boz, ister kara,
burulmuş erkeklikler gibiyim
a c ı i ç i n d e
k ı v r a n a n
düzlüklerinde gökyüzüne uzanıp gün ışığını
titreştiren, dünyayı düzgün aralıklara bölen
kavak duvarların-
d a n s o n r a
SONRA
suyu arayıp bulan kökleriyle, durmadan budanan
kollarıyla
su fışkırır gibi
yeniden toprağa dökülen dallarıyla yeşil yağmurunu
yağdıran
söğütlerden sonra,
SONRA
SONRA
yarık
yarılı
yarılmış tahtasıyla
kıvranan
buruk
burgun
bir zeytin gövdesi gibiyim
kuytularda,
eğimlerde,
suskun,
sessizlikler içinde, gümüş yeşil bir buğu altında,
buruk
b i r g ö v d e y i m ş i m d i
yemişi kararmayan
SONRA SONRA SONRA
YıKTıK KENDiMiZi DE
Kuruyum göğe baktığım yerde,
buruğum yere baktığım yerde
korkuyla beslenerek korkudan!
BEN ÇıĞ OLDUM ŞiMDi. SEN,
kar'ımdaki taş, karnım-
E T i M D E K i
daki, dokumdaki
K A M A
oysa korku kendi memesini
e m e r e k b ü y ü r ;
nasıl burmalı bu memeyi?
nasıl kurtulmalı
nasıl
nasıl
nasıl
korku-
nun südü olmaktan?
SENi SENi SENi
SENi SENi
yaşadım duydum
öldüm
seni yaşadım, seni öldüm
uçurumun dibine
v a r a m a d ı m d a h a
parçalanıp, parçalayıp kurtulacağım yere.
Bir tüy,
bir telek gibi,
bir güz yaprağı gibi
k o p m a l ı
kuştan, ağaçtan, yeğnilikle, incelerek,
bağırmadan korkudan.
^^anılarım senin geleceğin oluyor,^^
GERÇEKLiK DUYUSUNU YiTiRiP, UZAKTAN
UZAĞA HEP SENiN SiVRiLDiĞiN BiR PUS
iÇiNDE YAŞAMAĞA BAŞLADıĞıM ŞU ANDA.
SEN AĞAÇTAN SEN AĞACA KOŞUYORUM,
ARADAKi PUSARıK BATAKLıKTA AYRıŞıP
YıVıŞAN GÜNLERiN HiÇLiĞiNDE.
bk
ilgilisine not:
metni yazıldığı biçim, kurgu ve dizgi ile buraya aktarmak pek mümkün değildi. bu haliyle de başka bir metin oluyor işte. bu da pek affedilir bir şey değil, en azından bu metin için..
dolayısı ile bayağı bir emek verdiği belli bir adamdan alıntılayıp bu hali ile, oluşan kusuru, ilgililerinde esas metne ulaşma isteği uyandırması dileği ile bağışlatmayı umuyorum.
ki
umarım.
güncel Önemli Başlıklar