bugün

feride

nisan'ın kızıdır feride;
bundandır nisan güneşi sinmiştir tenine
ve kokusu otların, kırlangıçların...
dağları uyutur koynunda kavgalara gidince;
sonra aşk olur, kadın olur bana gelince...
ki aşkın saati, gömleği, takvimi yoktur;
uçarı bir rüzgar gibidir ansızın

feride tütünü türküye banar da içer
yüğreğinde bir tufan negatifleri
ölümden gelmiş, kollarıma yakışmış
bırakamam kimselere
k i m s e l e r e !

feride şiir huyludur, gül kokuludur
gözleri ile gözlerime dokunur
dokunur.
o aşklar ki hayatın teninde sonrasız bir oyundu
dağıtınca bir yangının alanında süngüler
birileri anlatmaya koyuldu:

'(...)bu gün kimse konuşmuyor(eski söylediklerini yinelemeyenlerden başka),çünkü
dünyayı sürükleyen kör ve sağır güçler, öğütleri,haber vermeleri,yalvarıp
yakarmaları dinleyeceğe benzemiyor. şu son yıllarda gördüğüm bizde bir şey kırdı. bu
şey insanın güvenidir; o güven ki, insanlığın dilini konuştuk mu bir başkasından
insanca karşılık göreceğimize inandırır bizi(...) insanlar arasında sürüp giden uzun
diyalog bitti'...
-a. camus-

(herkesin bir feridesi vardır bilmez miyim?
herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı
herkesin bir kimsesi vardır bilmez miyim
bir de kimsesizliği..)

gözlerimle gözlerime dokunuyorsun
bir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım, beni gören sen sanacak

görüyor musun dağlara dokunuyor insanlar?
giderek dağlaşıyorlar
görüyor musun adınla başlıyor her şey
karın eriyişi, yağmurun dirilişi
özlemenin ilk harfi, gücün hecelenişi

adınla!
adınla her şey:
şarabın dökülüşü, sesimin eskimeyişi...
ben ise sana abanıyorum
büsbütün aşk kesiyorum

yenile yenile bana abanıyorsun sen de
ateş kesiyor dudakların
saçların iri bir tutunmak oluyor bu yangın yerlerinde

ben nereye gitsem biraz senden gelirim
ardımdan kuşlar ve uykular gelir...
feride

gelip bana çıkıyor bu kent
ben kentlere çıkıyorum
kentler kent olmadı feride
bir türkü tutturup açabilmeliyim anlımı
gecelerinde