bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

hep yanlış sorular sordular bana, nasılsın diye sordular mesela, iyi olmadığımı bile bile, cevap veremedim, dolmuştu gözlerim hani dokunsam ağlayacak derler ya öyleydim işte.
ne düşünüyorsun diye sordular mesela, çok şey düşünüyorum ama seni asla, aklıma bile gelmiyorsun çoğu zaman, hayaller içinde yaşıyorum ben, kimseye ihtiyacım yok aslında.
doğru soru sen kimsin?
ruh ikizim olduğunu düşünmüştüm, o an anlamıştım aramızdakinin aşk olamayacağını, benim hayatıma bu kadar bulaştırdığım bir başkası olmadı, beni bu kadar iyi anlayan birisi daha olmadı, şiirlerdeydi anlaşmalarımız, suskunluğu paylaşmamız, müzik anlayışınla şaşırttın beni, yumuşak müzikleri seviyordun sen, bense duygularımı dolu dizgin anlatmayı seviyordum, senin dinlettiğin müziklerle anladım sakin bir hayata geçiş yaptım, çabuk sinirlenmiyorum artık oysa eleştirilmekten nefret ederim ben, çok sert tepki veriyordum önceden şimdi gülüp geçiyorum söylenen sözlere, bazen öyle özlüyorum ki seni çok doluyorum, boşaltmak istiyorum içimdeki o pis duyguları, herkes konuşmak iyidir anlat diyor, oysa konuşmak istemiyorum ben, seni istiyorum, karşılıklı oturalım, bakışalım ama hiç konuşmayalım istiyorum, biliyorum sen beni anlayacaksın, o harfler sese dönüşmeden beni yatıştıracaksın ama ben aramızdaki bu duruma katlanamadığım için uzaklaştırdım seni kendimden, aşık olmak istediğim kişideki tüm özellikler vardı sende, korktum aramızdaki sırlı birlikteliğin sonundan, ben yapamadım, seninle bu şekilde hiçbir şey hissetmiyormuş gibi davranmayı.
şimdi mutluluk oyunundaki baş rolümü başarıyla oynuyorum, görsen beni gurur duyardın benimle, umarım o mutlu sonlu filmler gibi bir aşk yaşarsın.