bugün

güzel olmadığı konusunda ısrar eden kız

özgüven eksikliği yaşamaktadır. normaldir de bu, işin suyunu çıkarmadığı sürece.. kız cinsinden ayrı tutmak lazı olayı, erkeklerde de vardır bu. sadece erkekler böyle şeyleri içlerine atmayı tercih ederler.

bu olayın iki uç çizgisi bulunmaktadır. Sıfır özgüven sahibi olmak ve narsist olmak. ikisi de kafanızda canlandırdığınızda kötüdür, iki ucu boklu değnek de diyebilirsiniz buna.

pragmatik açıdan bakarsak hangisi daha "iyidir" peki? kendini "uçmadan" sevebilmek en büyük erdemdir.. zaaflarını kabul edeceksin, ama kendini de uçurmayacaksın..

kulağa çok zor geliyor olsa da uygulaması çok da zor değildir aslında.. biraz pratik gerekir sadece, alışıyor sonra insan belli başlı şeylere..

ha tabii erkeğin genelde rolü daha bir "koruyucu" olduğu için güzel olmadığı konusunda ısrar eden "kız", yakışıklı olmadığı konusunda ısrar eden "erkek"ten daha kabul edilebilir duruyor, o da ayrı. erkek sonuçta iltifat konusunda tek kale maç yapar ilişki sırasında kadınıyla.. sık sık gol atmak zorundadır ki karşısındaki kadın hükmen yenildiğini ilan etmesin.. işin kötüsü maç devam ettikçe kaleci de panterleşmeye, eskiden doksana giden şutları çevik bir şekilde çıkarmaya başlar ki, o zaman da erkeğin yaratıcılık faktörü devreye girmelidir, iltifatların dozajı değişmelidir vesaire..