bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

söylemek istediklerim boğazımda düğüm düğüm yazdıklarından sonra, ne kadarını söyleyebileceğim bilemiyorum... sana bir şeyler söylemek hiç bu kadar zor olmamıştı.

acıtmak değildi niyetim, bilirsin seni üzmekten nefret ederim. her şey değişse bile bir bu değişmeyecek, inan.
olmaz ya, bi gün benden nefret etsen ya da yollarımız ayrılsa bile... üzüldüğünü hissettiğim zaman yine ben muhtemelen odamın bir köşesinde sessizce ağlıyor olacağım, yine kararlarımdan ya da inandıklarımdan vazgeçmeyip, yine sana belli etmeyeceğim. çünkü ne olursa olsun sızlamasına bile tahammül edemeyeceğim kadar güzel bir kalbin var ve biliyorum her hücresine ismimi kazıdın. biliyorum, emin ol.

emin olmanı istediğim diğer şeyse senin için ne kadar değerli olduğumu bildiğim ve bundan daha değerli bir şeye sahip olmadığım...

ben yine aynı ben, kalp yine aynı kalp. Fakat hiç bu kadar değerli hisssetmemişti kendini. bedenime tapıldı belki ama ruhuma dokunamadı hiç bir ruh ve

'' Beni "Ben" olduğum için sevdiğini, yüreğim için, ruhum için, özüm için yanımda olduğunu '' hissettiremedi bu kadar.

bu yüzden bu kadar özel ve güzelsin. bu yüzden çok değerlisin.

kötü geçen 2. gecemiz, söylenilen onca söz, kaçırılan melekler... tek istediğim söz ufak bir '' seni anlıyorum''du, fazlası değil.
tüm bunları neden yaptığını, benden niçin istediğini biliyorum. hak vermesem asla kabul etmeyeceğimi çünkü değişmeye gram tahammülümün olmadığını bilirsin.

zor biriyim, onu da biliyorum. inandığım duvarları yıkmam çok zor oluyor ve çoğu zaman başaramıyorum. bu açıdan benziyoruz.

bana küçücük yüreğine dünyaları sığdırarak mutluluğu vaad ediyorsun, çok fazla da bir şey istemiyorsun. fakat istediğin şeyler benim hayatımı çok değiştiriyor sevgilim. seni senden uzakta yaşamak bizi, özellikle beni, yeterince zorluyor zaten. daha önce de söylemiştim. seninle olacaksam, seninle olduğum süre boyunca kendimle mücadele etmek zorunda kalacağım.

hayatımın en zor fakat bi o kadar da güzel birlikteliği için tırnaklarımla kazıyorum zamanı. biliyorum bunu hakediyor, yine de canım çok acıyor, yoruluyorum, ellerim kanıyor. canım yandığı zaman sana daha da çok ihtiyacım oluyor. o an gelsen, çocuk gibi inanacağım öpeyim de geçsin yalanına, yeniden hayat bulacak ellerim fakat olmuyor, olmuyor. ben öptüğümde geçmiyor ellerim. yine de senden vazgeçemiyorum.

ikimiz de biliyoruz aslında tüm bu tartışmaların altında yatan sebebi. o olmasaydı diyemiyorum, onunla beraber yaşamaya alışacağımızı umuyorum daha güzel yarınlara ulaşabilmek için. tek korkum var şimdilerde sana ve bana dair...
bir gün sahip olduğumuz bu güzelliklere rağmen çaba gösterecek mecalimiz kalmazsa ve elimizde olmadan kıymetini bilemeyip kırarsak bir şeyleri. tüketir, harcarsak dokunmaya kıyamadıklarımızı bir çırpıda... çünkü inanılmaz güzel olduğu kadar inanılmaz zor yolumuz.

o kadar güzeldi ki sevgin ve o kadar çok sevdim ki beni sevmeni hiçbir zaman, geçirdiğimiz hiçbir an için pişman olmazdı kalbim. çünkü hakettik her şeyi, hatta daha fazlasını bile hakediyoruz belki.

ben tüm enerjimi ve sevgimi verdiğime inanıyorum. zaman zaman seni çok kırıyorum ve bundan inanılmaz rahatsızlık duyuyorum. evet, bazı şeyleri seni kıracağımı bile bile savunuyorum. o güzel pırıltılarının silkelendiğinde döküleceğini bile bile. ne yazık ki kendimden bir yere kadar ödün verebiliyorum sevgilim, kalanı için desteğine ve istisnalarımıza ihtiyacım oluyor. şimdi çabalıyorum, buna değen bir şeyler var avucumda. ilerde ne olur, nasıl olur inan bilmiyorum ama şunu biliyorum,

seninleyim, seninleyken üzülmeni ve üzülmeyi istemiyorum.