bugün

ben bu yazıyı kendime yazdım

nasil bi kaybetmektir bu kendini, bulamiyorsun hala. ne bir hayal kaldi ortada, ne bir amac, ne de bir umut hayata dair. vücudun sadece günlük yasamin gereklerini yerine getiren bir organizma. ruhun ise hala kayip..

sen, ailenin inatci, güclü kizi, kafasina koydugunu yapan, burnunun dikine giden insan. sen yillarca ailenin uzaginda yasamayi secmis, kendi ayaklarinin üzerinde durmus, her zorluga katlanmis insan. ne oldu sana? nasil bir rüzgar vurdu da böyle kaybettin dengeni, savruldun km.ler öteye ve döndün bi kis ortasinda baba ocagina, ailenin sefkatli kollarina.

ne kalmak istiyorsun bu sehirde, ne de gitmeye gücün var. ne istedigini de bilmiyorsun ya hos.. bir yili gecti, daha ne kadar devam edebileceksin böyle? bir adim, sadece kücücük bir adim at! ama olmuyor de mi? uyusmussun, kalkmak istesen de kalkamiyorsun, bedenini hareket ettirmek istiyorsun da olmuyor bir türlü. kosmak istiyorsun da ayaklarin bagli birbirine sanki. ailen senden de saskin, seni hic böyle görmemisler ki daha önce, bekliyorlar bir sabirla düzelecek diye.. arkadaslarin, dostlarin, ailenden sonra iyi ki var dedigin insanlar, seni hayatta tutanlar, sarsiyorlar seni iki kolundan tutup, yeter artik kendine gel diye, el uzatiyorlar oldugun yerden cekip cikarmak icin. ama ise yaramiyor..

ruhun darmadagin, ruhun kücücük bir cocuk hala. disardan bakan biri görmüyor icinde ne firtinalar koptugunu. disarda gülüyosun, egleniyosun, hatta kahkahalar atiyosun zaman zaman. güzel bir gülüsün var sevilen, kendine maske ettigin, ardina sigindigin. kimse görmesin ardindakileri istiyorsun cogu zaman.

sen büyümüs, ama ruhu cocuk kalmis, disarsan belli olmasa da icinden türlü darbeler almis insan, ne zaman iyilesecek bu ruh, ne zaman direnmeye baslayacaksin tekrar ve herseye sil bastan baslayacak gücü nasil bulacaksin kendinde yeniden?

bilsem sana sormazdim zaten..