bugün
- polisi şehit eden yunus emre geçti22
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı9
- hz nuh kürt tür14
- 25 eylül 2024 galatasaray paok maçı21
- yaşamak üzerine9
- ctrlx8
- faizde parası olan yazarların vade bitiş tarihleri19
- insan maymun arası türlerin eserleri olmaması19
- çocuk doğurup boşanan kadınlar13
- erkek bacağı18
- kıskanan erkeğin kendisine güveni yoktur yalanı11
- 14 yaşındaki öğrencisiyle ilişki yaşayan öğretmen25
- true'nun eskiden bilgi içerikli entryler girmesi8
- anın görüntüsü18
- true'nun özel dosyayla zall'ın odasından çıkması8
- 25 eylül 2024 ali koç istifa mitingi20
- b'u r c u10
- gocu20
- zihinde yer etmiş anonslar16
- beni yetkili yaparsanız sözlükte abaza kalmayacak19
- bir seks robotu yazılımında olmaması gerekenler13
- victor osimhen9
- yaşadığın en güzel sex deneyimi12
- joseph shomolo kuschca yetkili olmalıdır13
- sözlük yazarlarinin kendi fotograflari8
- üst kattan gelen ah oh sesleri26
- arkadaşlar şiirim nasıl olmuş12
- hayvan büro amirliğinin aracına bindirilen it27
- bluetooth kulaklık önerileri13
- 24 eylül 2024 büyük sözlük erkekleri mitingi16
- gelibolu halkının 100 tl verip taksiye binmemesi9
- 29 eylül 2024 antalyaspor fenerbahçe maçı14
- true'nun yetkili olması12
- yazarların ihtiyacı olan şey43
- normal sözlük yazarları8
- jose mourinho8
- havaların soğuması14
- fenerbahçe14
- en iyi duş jeli9
- onunla konuşmanın bitmesi8
- ismet gürbüz'ün kendini mehdi sanması14
- tayt giyen baldızın size sırnaşması13
- polis öldüren caniye idam istiyoruz27
- grip aşısı olan yazarlar9
- menuet'in bana grip aşısı yapması12
- zenginler ne yer13
- ödlek gibi kaçan lübnan halkı8
- osmanlıyı kötülemek14
- dönmek istediğiniz yıl39
- sudekiray14
ali kırca nın zamanında yazdığı enfes bir yazıdır. üşenmeyin okuyun
Yaşamak için daha ne kadar vaktiniz var, bir bilen var mı?
Daha kaç gece uykuya yatacağız? Daha kaç şafakta uyanacağız? Daha kaç kez okşayabileceğiz çocuklarımızın saçını?
Daha kaç kez sarılabileceğiz anamızın kollarına?
Daha kaç kez dost sofralarında kadeh kaldırabileceğiz?
Bir bilen var mı?
Kaç kez yurtdışına çıkabileceğiz, kaç ülke daha göreceğiz, hangi yabancı şehirlerin sokaklarında meraklı voltalar atacağız?
Kaç yeni şarkının hüzünlü yollarına revan olacağız, kaç şarkının kanatlarında gülüp oynayacağız?
Daha kaç yeni işiniz olacak, kaç yeni eşiniz? Kaç bulut dolanacak başınızın üstünde, kaç rüzgar savuracak bulutları güz vakitlerinde?
Kaç ezeli rekabet maçında sevineceğiz, kaç yenilgide dövüneceğiz, kaç Metin, kaç Lefter, kaç Turgay, kaç Bartu efsanemiz olacak?
Daha kaç seçimde oy vereceğiz, daha kaç seçim sonrasında yerineceğiz?
Daha kaç başbakan göreceğiz kim bilir, kaç hükümet, kaç Meclis, kaç yasa, kaç tasa?..
Bir bilen var mı?
Daha kaç savaş göreceğiz, daha kaç terörist, kaç şehit, kaç damla kan, hercai menekşeler gibi boynunu büken kaç can?..
Daha neler yapacağız bu vatan için, kaçımız öleceğiz, kaçımız nutuk söyleyeceğiz, kim bilir?..
Kaç dersten çakacak, kaç dersten geçeceğiz? Daha kaç saat televizyon seyredeceğiz, kaç kanaldan masal dinleyeceğiz kim bilir?
Bir bilen var mı?
Daha kaç ölüm haberi alacağız, uğursuz saatlerde çalan telefonlardan, kaç kez yanacak ciğerimiz? Kaç doğum haberinde kafesine sığmayacak yüreğimiz?
Kaç yalnızlık, kaç hasret, kaç ayrılık, kaç vuslat, kaç gönül yarası, kaç yaralı aşık narası?
Daha kaç kez sevişeceğiz ay ışıklarında pervasız, kan ter içinde?
Kaç kez bir öpüşte kesilecek nefesimiz, masum günahların ilk hevesinde?
Kaç yağmurda ıslanacağız sırılsıklam, kaç güneşte yanıp kavrulacağız?
Kaç kar örtecek ihanetlerimizi? Kaç kez diz çöküp, kaç kez direneceğiz? Bir bilen var mı?
Evet, yaşamak için daha ne kadar vaktimiz var? Daha kaç gece uykuya yatacağız?
Daha kaç şafakta uyanacağız? Daha kaç kez okşayabileceğiz çocuklarımızın saçını?
Kaç kez sarılabileceğiz anamızın kollarına? Bir bilen yok.
Ne biz biliyoruz, ne bir başkası.. Lakin yarınlar sonsuzmuş gibi yaşıyoruz hayatı.
Gelecek haftalar, gelecek aylar, gelecek yıllar sigortalı ya ömrümüze...
Hele bir akşam olsun da..
Sabah ola hayrola.. Günler sepete mi girdi? Kalsın bakalım haftaya?
Bu bağ bozumunda da olmadı üzümler... Seneye kısmet, seneye...
Biz ne zaman toplayacağız gönül bağımızın üzümlerini?
Ne zaman salkım salkım barış dereceğiz ülkemizin dağlarından?
Ne zaman dur diyeceğiz hırslarımızın dizginlerine?
Bu hırs, bu düşmanlık, bu nefret niye? Ne zaman seveceğiz, ne zaman bileceğiz kadrini kıymetini sevenlerimizin?
"Hadi abbas, vakit tamam", dediğinde o ses, çaresizdir zavallı bedenimiz.
Ölüme hükmetmenin mümkünü yoktur biliriz. Lakin hükmedebiliriz hayata.
'Bugün' avuçlarımızda bahşedilmiş kevser şarabıdır.
Ya bırakırız akar gider ellerimizden, ya yudumlarız, cennetle buluşuruz yaşarken.
Bugün cumartesi...
Siz hala pazartesiyi mi bekliyorsunuz?
Yaşamak için daha ne kadar vaktiniz var, bir bilen var mı?
Daha kaç gece uykuya yatacağız? Daha kaç şafakta uyanacağız? Daha kaç kez okşayabileceğiz çocuklarımızın saçını?
Daha kaç kez sarılabileceğiz anamızın kollarına?
Daha kaç kez dost sofralarında kadeh kaldırabileceğiz?
Bir bilen var mı?
Kaç kez yurtdışına çıkabileceğiz, kaç ülke daha göreceğiz, hangi yabancı şehirlerin sokaklarında meraklı voltalar atacağız?
Kaç yeni şarkının hüzünlü yollarına revan olacağız, kaç şarkının kanatlarında gülüp oynayacağız?
Daha kaç yeni işiniz olacak, kaç yeni eşiniz? Kaç bulut dolanacak başınızın üstünde, kaç rüzgar savuracak bulutları güz vakitlerinde?
Kaç ezeli rekabet maçında sevineceğiz, kaç yenilgide dövüneceğiz, kaç Metin, kaç Lefter, kaç Turgay, kaç Bartu efsanemiz olacak?
Daha kaç seçimde oy vereceğiz, daha kaç seçim sonrasında yerineceğiz?
Daha kaç başbakan göreceğiz kim bilir, kaç hükümet, kaç Meclis, kaç yasa, kaç tasa?..
Bir bilen var mı?
Daha kaç savaş göreceğiz, daha kaç terörist, kaç şehit, kaç damla kan, hercai menekşeler gibi boynunu büken kaç can?..
Daha neler yapacağız bu vatan için, kaçımız öleceğiz, kaçımız nutuk söyleyeceğiz, kim bilir?..
Kaç dersten çakacak, kaç dersten geçeceğiz? Daha kaç saat televizyon seyredeceğiz, kaç kanaldan masal dinleyeceğiz kim bilir?
Bir bilen var mı?
Daha kaç ölüm haberi alacağız, uğursuz saatlerde çalan telefonlardan, kaç kez yanacak ciğerimiz? Kaç doğum haberinde kafesine sığmayacak yüreğimiz?
Kaç yalnızlık, kaç hasret, kaç ayrılık, kaç vuslat, kaç gönül yarası, kaç yaralı aşık narası?
Daha kaç kez sevişeceğiz ay ışıklarında pervasız, kan ter içinde?
Kaç kez bir öpüşte kesilecek nefesimiz, masum günahların ilk hevesinde?
Kaç yağmurda ıslanacağız sırılsıklam, kaç güneşte yanıp kavrulacağız?
Kaç kar örtecek ihanetlerimizi? Kaç kez diz çöküp, kaç kez direneceğiz? Bir bilen var mı?
Evet, yaşamak için daha ne kadar vaktimiz var? Daha kaç gece uykuya yatacağız?
Daha kaç şafakta uyanacağız? Daha kaç kez okşayabileceğiz çocuklarımızın saçını?
Kaç kez sarılabileceğiz anamızın kollarına? Bir bilen yok.
Ne biz biliyoruz, ne bir başkası.. Lakin yarınlar sonsuzmuş gibi yaşıyoruz hayatı.
Gelecek haftalar, gelecek aylar, gelecek yıllar sigortalı ya ömrümüze...
Hele bir akşam olsun da..
Sabah ola hayrola.. Günler sepete mi girdi? Kalsın bakalım haftaya?
Bu bağ bozumunda da olmadı üzümler... Seneye kısmet, seneye...
Biz ne zaman toplayacağız gönül bağımızın üzümlerini?
Ne zaman salkım salkım barış dereceğiz ülkemizin dağlarından?
Ne zaman dur diyeceğiz hırslarımızın dizginlerine?
Bu hırs, bu düşmanlık, bu nefret niye? Ne zaman seveceğiz, ne zaman bileceğiz kadrini kıymetini sevenlerimizin?
"Hadi abbas, vakit tamam", dediğinde o ses, çaresizdir zavallı bedenimiz.
Ölüme hükmetmenin mümkünü yoktur biliriz. Lakin hükmedebiliriz hayata.
'Bugün' avuçlarımızda bahşedilmiş kevser şarabıdır.
Ya bırakırız akar gider ellerimizden, ya yudumlarız, cennetle buluşuruz yaşarken.
Bugün cumartesi...
Siz hala pazartesiyi mi bekliyorsunuz?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar