bugün

reflection

merak içinde sona yaklaştım, aşağı
kendimi şımarttığım zavallı deliğimin altında
yenildim, ve bunu kabul ettim
yaklaştım
burada rahatlayabilirim
boşlukta huzur bulabilirim
ne kadar zavallı.

beni çağırıyor...

ve en karanlık anımda, fetüs gibi ve ağlayarak
ay bana bir sır veriyor - benim sırdaşım
benim kadar dolu* ve parlak
bu ışık bana ait değil
ve bir milyon ışık yansıması üzerimden geçiyor

bunun kaynağı parlak ve sonsuz
o umutsuzları kurtarıyor
o olmadan, sürüklenen cansız uydular gibiyiz

kafamı dışarı çekerken, hiç kuşkum kalmıyor
burada narsizmimi besleyerek kalmayı istemiyorum.
çok geç olmadan egomu yok etmeliyim
gücüm tükenmeden

o halde egonu yok et, çok geç olmadan
bu kör, negatif, içten pazarlıklı yeri geride bırakmak için.
o zaman hepimizin tek bir zihinde birleştiğimizi göreceksin,
bütün hayal edilenlerin ve tasarlananların gerçekleştirilebileceğini.
ışığın sana dokunmasına izin ver,
kelimelerin dökülmesine
ve içinden geçmesine izin ver,
bunlar umudumuz ve nedenimizi getirecek.
gücümüz tükenmeden..