bugün

ölümle burun buruna gelmek

bu duyguyu ilk başta trafik kazası yaparken yaşadım. ana yoldan 140 km hızla giderken tali yoldan karşı tali yola geçmek isteyen araç yolun tam ortasında durdu. (bkz: arabanın istop etmesi) o an aklıma fren yapmaktan başka bir şey gelmedi. arabam fren yaparak kaya kaya duran araca doğru ilerliyordu. işte o an 3-5 sn içinde birazdan öleceğim dedim (gerçekten gözünüzün önünden hayatınız film şeriti gibi akıyor) emniyet kemerim takılı değildi. araca çarpma anı itibari ile patur kütür sesler duymaya başladım, gözüme beyaz bir perde indi. içimden o an "demek ki insan ölürken gözüne böyle beyaz perde görünüyormuş" dedim. patırtı sesleri yerini korna sesine bırakmıştı. kafamı kaldırdım, yaşıyordum. demin gözüme gözüken beyaz perde airbag imiş. Öldürmeyen allah öldürmüyor, öbür arabadan da ölen olmadı. karşı arabanın tam ortasına vurmam sebebi ile arabam takla atmamış ve karşı tarafın arabası ile 15 metre sürüklenmiştik.

Yani ölümle burun buruna geldikten sonra yaşamanın değerini, bu dünyada yapman gerekenleri daha doğrusu yapman gerekip de yapmadığın şeyleri ve gerekliliğini çok daha iyi anlıyorsun.