bugün
- escort ile evlenmek11
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı12
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos12
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması12
- icardi1905'i silip atmak16
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- rusların en iyi olduğu şeyler20
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi28
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı12
- alex de souza vs fred11
- icardi190532
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- anın görüntüsü14
- karınız olsa döver misiniz10
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak11
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı13
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı106
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- sevgilinin kız arkadaş lobisi9
- karıya kıza doymuş erkek19
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- fenerbahçe büyüklüğü9
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
sevdiği entry'ler
ailemde kılan yok baba tarafı içki içer caminin önünden geçmişliği yok böyle olunca fazla dini bir bilgim yok. bugüne kadar hızlı yaşadım. ama herşeyin boş olduğununun farkına vardım.
mesela kız arkadaşım namaz kılıyordu annesi oğlum sen niye kılmıyorsun dedi. kızıda annesine üstüne gitme zeki çok bilgili bilenler böyle oluyor derken duydum üzüldüm.
neyse bazı olaylardan etkilendim sure felan ezberledim kılmaya çalışıyorum ama geçmişten temelim olmadığından zorlanıyorum. birde eski hayatım nefsime zor geliyor.
en son tam 5 vakit kılıyordum kızın biri yüzünden bıraktım nefsimize uyduk yine.
birde eskiden tanıyanlar inanamıyor hocamı oldun diyorlar biraz dışlanma oluyor. önceden hayat güzeldi zevk sefa tövbe ettikten sonra acayip zorlandım. inşallah yine başlarım.
mesela kız arkadaşım namaz kılıyordu annesi oğlum sen niye kılmıyorsun dedi. kızıda annesine üstüne gitme zeki çok bilgili bilenler böyle oluyor derken duydum üzüldüm.
neyse bazı olaylardan etkilendim sure felan ezberledim kılmaya çalışıyorum ama geçmişten temelim olmadığından zorlanıyorum. birde eski hayatım nefsime zor geliyor.
en son tam 5 vakit kılıyordum kızın biri yüzünden bıraktım nefsimize uyduk yine.
birde eskiden tanıyanlar inanamıyor hocamı oldun diyorlar biraz dışlanma oluyor. önceden hayat güzeldi zevk sefa tövbe ettikten sonra acayip zorlandım. inşallah yine başlarım.
Yok, o senin arkanda...
bir levent bulut yazısı.
çok değil bundan 20 yıl kadar önce, bir siyasetçi yeni bir göreve başladığında hasımları dahil diğer siyasetçilerden tebrik telefonları alır, daha hassas olanlar ellerine bir kutu çikolata alarak ziyarette bulunurlardı....
geçti o günler...
akp iktidar olup "yeni türkiye" sloganıyla ülkeyi yönetmeye çalışırken önce siyasetten başladı. yeni bir göreve gelen siyasetçiyi tebrik mebrik unutuldu...
iyi parti kuruldu, meral akşener genel başkan oldu, değerli arkadaşları da birer görevi sahiplendi. birine bile erdoğan'dan, yıldırım'dan, bahçeli'den, destici'den, tebrik telefonu geldi mi...
sanmıyorum...
kabalıklarından değil, korkularından iyi parti'yi tanıma cesareti gösteremiyorlar...
ileride inşallah tanıyacaklar....
***
bu satırları 2017'nin kasım ayında yazmıştım.
devlet bahçeli'nin meral akşener'e "yuvaya dön" çağrısı yaparak "evine dönmesi doğru ve tutarlı olacaktır" demesinin ardından yukarıdaki satırları hatırladım.
oysa fetö'cülükten bölücülüğe, vefasızlıktan, ihanete kadar çiçeği burnunda bir partinin genel başkanı olan akşener için neler neler dememişlerdi ki...
aradan geçen zaman içinde küçümsedikleri iyi parti'yi şimdi yanlarına çekmeye çalışıyorlar.
*
keza bahçeli'nin ardından cumhurbaşkanı erdoğan'ın da, "bahçeli'nin daveti yadırgadığım bir davet değildir. olabilecek, en makul çizgide bir davettir. birlik, beraberliğin tesisine yönelik bir adım olabilir. dağınıklıkta bir şey yok. hdp'yle terör örgütleriyle birlikte olmak milli ve yerli olarak düşündüğümüz iyi parti'ye hiç uygun düşmeyebilir. böyle bir sıkıntının olması hasebiyle böyle bir davet gerçekleşmiş diye düşünüyorum. ve ülke genelinde de bir bütünleşmenin gereği önemlidir diye düşünüyorum." demesi cumhur ittifakı'ndaki oyların eriyişinin tezahürüydü.
"oradan da hesaplaşacağız. fakat hanımefendinin kaçacak deliği de yok. o milletvekili de değil. onunla hemen hesaplaşacağız. onun hesabı ağır olacak." söyleminden "milli ve yerli" söylemine gelinmesi tüm gerçeği söylüyor aslında.
demek ki işler iyi gitmiyor.
demek ki oylardaki eriyiş sürüyor.
demek ki görmezden gelerek, engel olmaya çalışarak bu işler yürümüyor.
zira ne derlerse desinler su akıyor yatağını buluyor.
mesala ne demişlerdi hatırlayalım;
- "bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin mhp'ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. demedi deme, büyük lafı dinle!"
- "hdp'yle kucak kucağa, fetö'yle arkalı önlü konuşanlar kimlerdir? ip'in başındaki vefasız, vakursuz bir şahsiyet bize laf söyleyemez. ihanetle savaşımız sonuna kadar sürecek."
- "ip'te ülkücülerin ve milliyetçilerin yeri yoktur. ip, fikirsiz, hedefsiz, mhp'den intikam almak için kurulmuş hastalıklı bir siyasi bünyedir."
-" ip'in başındaki şahsiyete karşı bir söz söylemekten ar ederim. bu durum, kadınlara, kadınlık onuruna hürmetimden dolayıdır. ancak, haddini hududunu bilmesi, adap ve edebini takınması hususunda da kendisini açıkça ikaz etmek isterim."
bahçeli bu ve benzeri cümleleri sarf ederken, akp genel başkanı ise;
- "sen erdoğan'ın ağzından kalkıp da halkına terörist ifadesini kullandığını asla ispat edemezsin. bunun bedelini ödeyeceksin. senin ortağın ödüyor işte, sen de ödeyeceksin. hdp ödüyor ödüyor zaten bitmiyor. birileri cezaevinde süre dolduruyor, fetö'cüler dolduruyor, aynı yola sen de düşebilirsin. " diye tehdit ediyordu.
*
işte bu sözlerin ve söylemlerin ardından şimdi iyi parti'nin ittifakına muhtaçlar. akşener ve iyi parti ittifaklar konusunda kilit bir noktaya geldi.
zira artıbir araştırma şirketi'nin türkiye'nin gündemi araştırmasına göre mhp baraj altı kalıyor.
ali babacan ve ahmet davutoğlu'nun da aşmaları gereken bir baraj sorunu var. keza muharrem ince de parti kurarsa aynı sorunu o da yaşayacak. zira bugün seçim olsa yine artıbir'in araştırmasına göre ak parti, chp, iyi parti ve hdp meclise giriyor.
bu tabloda ak parti'nin mhp dışında sorunsuz ittifak yapabileceği tek partinin iyi parti olduğunu söylemeye gerek yok. bakmayın siz akp'ye yakın bazı anketlerde iyi parti'nin baraj altı gösterilmesine…
eğer iyi parti barajı geçemiyor olsa "zillet" dedikleri iyi parti'nin "yerli ve milli" olduğu vurgulanmazdı. barajı aşamayacağından emin olsalardı, küçümseyerek "ip" dedikleri parti ve genel başkanına "evine dön" çağrısı yapılmazdı.
uzatmayalım tüm bu yaşananlar bana yeşilçam'daki "bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı" repliğini hatırlatıyor. bakalım o gururlu genç bundan sonra nasıl bir yol izleyecek. izleyeceği yol da türkiye'nin kaderini çizecek.
Kaynak: https://www.gunboyugazete...-gururlu-genci-4641yy.htm
çok değil bundan 20 yıl kadar önce, bir siyasetçi yeni bir göreve başladığında hasımları dahil diğer siyasetçilerden tebrik telefonları alır, daha hassas olanlar ellerine bir kutu çikolata alarak ziyarette bulunurlardı....
geçti o günler...
akp iktidar olup "yeni türkiye" sloganıyla ülkeyi yönetmeye çalışırken önce siyasetten başladı. yeni bir göreve gelen siyasetçiyi tebrik mebrik unutuldu...
iyi parti kuruldu, meral akşener genel başkan oldu, değerli arkadaşları da birer görevi sahiplendi. birine bile erdoğan'dan, yıldırım'dan, bahçeli'den, destici'den, tebrik telefonu geldi mi...
sanmıyorum...
kabalıklarından değil, korkularından iyi parti'yi tanıma cesareti gösteremiyorlar...
ileride inşallah tanıyacaklar....
***
bu satırları 2017'nin kasım ayında yazmıştım.
devlet bahçeli'nin meral akşener'e "yuvaya dön" çağrısı yaparak "evine dönmesi doğru ve tutarlı olacaktır" demesinin ardından yukarıdaki satırları hatırladım.
oysa fetö'cülükten bölücülüğe, vefasızlıktan, ihanete kadar çiçeği burnunda bir partinin genel başkanı olan akşener için neler neler dememişlerdi ki...
aradan geçen zaman içinde küçümsedikleri iyi parti'yi şimdi yanlarına çekmeye çalışıyorlar.
*
keza bahçeli'nin ardından cumhurbaşkanı erdoğan'ın da, "bahçeli'nin daveti yadırgadığım bir davet değildir. olabilecek, en makul çizgide bir davettir. birlik, beraberliğin tesisine yönelik bir adım olabilir. dağınıklıkta bir şey yok. hdp'yle terör örgütleriyle birlikte olmak milli ve yerli olarak düşündüğümüz iyi parti'ye hiç uygun düşmeyebilir. böyle bir sıkıntının olması hasebiyle böyle bir davet gerçekleşmiş diye düşünüyorum. ve ülke genelinde de bir bütünleşmenin gereği önemlidir diye düşünüyorum." demesi cumhur ittifakı'ndaki oyların eriyişinin tezahürüydü.
"oradan da hesaplaşacağız. fakat hanımefendinin kaçacak deliği de yok. o milletvekili de değil. onunla hemen hesaplaşacağız. onun hesabı ağır olacak." söyleminden "milli ve yerli" söylemine gelinmesi tüm gerçeği söylüyor aslında.
demek ki işler iyi gitmiyor.
demek ki oylardaki eriyiş sürüyor.
demek ki görmezden gelerek, engel olmaya çalışarak bu işler yürümüyor.
zira ne derlerse desinler su akıyor yatağını buluyor.
mesala ne demişlerdi hatırlayalım;
- "bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin mhp'ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. demedi deme, büyük lafı dinle!"
- "hdp'yle kucak kucağa, fetö'yle arkalı önlü konuşanlar kimlerdir? ip'in başındaki vefasız, vakursuz bir şahsiyet bize laf söyleyemez. ihanetle savaşımız sonuna kadar sürecek."
- "ip'te ülkücülerin ve milliyetçilerin yeri yoktur. ip, fikirsiz, hedefsiz, mhp'den intikam almak için kurulmuş hastalıklı bir siyasi bünyedir."
-" ip'in başındaki şahsiyete karşı bir söz söylemekten ar ederim. bu durum, kadınlara, kadınlık onuruna hürmetimden dolayıdır. ancak, haddini hududunu bilmesi, adap ve edebini takınması hususunda da kendisini açıkça ikaz etmek isterim."
bahçeli bu ve benzeri cümleleri sarf ederken, akp genel başkanı ise;
- "sen erdoğan'ın ağzından kalkıp da halkına terörist ifadesini kullandığını asla ispat edemezsin. bunun bedelini ödeyeceksin. senin ortağın ödüyor işte, sen de ödeyeceksin. hdp ödüyor ödüyor zaten bitmiyor. birileri cezaevinde süre dolduruyor, fetö'cüler dolduruyor, aynı yola sen de düşebilirsin. " diye tehdit ediyordu.
*
işte bu sözlerin ve söylemlerin ardından şimdi iyi parti'nin ittifakına muhtaçlar. akşener ve iyi parti ittifaklar konusunda kilit bir noktaya geldi.
zira artıbir araştırma şirketi'nin türkiye'nin gündemi araştırmasına göre mhp baraj altı kalıyor.
ali babacan ve ahmet davutoğlu'nun da aşmaları gereken bir baraj sorunu var. keza muharrem ince de parti kurarsa aynı sorunu o da yaşayacak. zira bugün seçim olsa yine artıbir'in araştırmasına göre ak parti, chp, iyi parti ve hdp meclise giriyor.
bu tabloda ak parti'nin mhp dışında sorunsuz ittifak yapabileceği tek partinin iyi parti olduğunu söylemeye gerek yok. bakmayın siz akp'ye yakın bazı anketlerde iyi parti'nin baraj altı gösterilmesine…
eğer iyi parti barajı geçemiyor olsa "zillet" dedikleri iyi parti'nin "yerli ve milli" olduğu vurgulanmazdı. barajı aşamayacağından emin olsalardı, küçümseyerek "ip" dedikleri parti ve genel başkanına "evine dön" çağrısı yapılmazdı.
uzatmayalım tüm bu yaşananlar bana yeşilçam'daki "bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı" repliğini hatırlatıyor. bakalım o gururlu genç bundan sonra nasıl bir yol izleyecek. izleyeceği yol da türkiye'nin kaderini çizecek.
Kaynak: https://www.gunboyugazete...-gururlu-genci-4641yy.htm
sizce öyle bir detay olsaydı, her gördüğümüz kadın filli boya sponsoru gibi gezip, sadece kalça büyütmek için spora gider miydi?
botoksdan kendini konuşamaz hale getirir miydi?
topuklu ayakkabıyla ayaklarına saatlerce eziyet edip bileklerini mahveder miydi?
saçlarının rengini sürekli palyaço gibi değiştirir miydi?
diyetisyene binlerce lira para döker miydi?
botoksdan kendini konuşamaz hale getirir miydi?
topuklu ayakkabıyla ayaklarına saatlerce eziyet edip bileklerini mahveder miydi?
saçlarının rengini sürekli palyaço gibi değiştirir miydi?
diyetisyene binlerce lira para döker miydi?
Bence pekala olabilir birseydir. ne meslek lobisiymis arkadas gunlerdir nereye baksam bu konu.
açık ogretimde felsefe var, sosyoloji var, psikoloji neden olmasin? ayricaligi nedir? nedir bu psikoloji bolumu sanki tip fakultesinin icindeymis gibi bir algi yaratma cabasi. hepsi fen edebiyat fakultelerinin birbirinden kiytirik bolumleri neticede. sanirsin orgun eğitimden mezun olanlarin hepsi aynştayn!
olur hemde cok guzel olur. karari kim aldiysa tebrik ederim.
açık ogretimde felsefe var, sosyoloji var, psikoloji neden olmasin? ayricaligi nedir? nedir bu psikoloji bolumu sanki tip fakultesinin icindeymis gibi bir algi yaratma cabasi. hepsi fen edebiyat fakultelerinin birbirinden kiytirik bolumleri neticede. sanirsin orgun eğitimden mezun olanlarin hepsi aynştayn!
olur hemde cok guzel olur. karari kim aldiysa tebrik ederim.
izmir'in küçük bir tatil kasabasında yaşayan şişko ve tatminsiz kadının canı sıkılmaktadır.
Koluna, bacağına dövmeler yaptırmış, kaşlarını astırmış, botoxlar yaptırmış lâkin bu olay o'nu kesmemiştir. Bunları birileri görmeli ve takdir etmelidir.
Diğer tarafta şöhret olmak istemekte ve bunun hayalleriyle yaşamaktadır. Hayallerinin dışındaki zamanlarında 'Facebook' ortamında yaşam inşa etmeye çalışmakta ve 9 yaşındaki oğluyla ilgilenmektedir.
Fakat bu böyle olmayacaktır. istanbul'a gelerek bir özel konservatuara kayıt yaptırarak meme büyüklüğünden dolayı şan öğrencisi olmuştur, artık geleceğin 'Adele'i olmaya adaydır.
Şan öğrenimini sürdüren şişmanımız diğer tarafta 'Facebook'a ölümüne abanmış, önüne geleni eklemiş ve kendine oradan bir 'Rebel' çıkartmıştır. Adam iş adamıdır. Çevre ve etraf sahibi, paralıdır. Oh amanda güzel ve heyecanlı günler gelmektedir. Eller ovuşturularak telefonlar alınıp verilir, randevulaşılır.
Karşılaşılır ve akabinde kötü giden evlilik ve kötü koca yerlere yatırılarak operasyona başlanır. Yavaş yavaş el kol hareketleriyle otelin yolu tutulur.
Orada öyle sevişilir ve öyle domalırki ablamız 'Rebel'im, bağıra bağıra orgazm olmak istiyorum!' der. Kırmaz o'nu 'Rebel' bağırtır elinden geldiğince.
Sonraki günlerde sığınacak yer çalışacak iş talepleri başlar. 'Rebel' o'na hemen bir barda iş bulur, aklınca her daim elinin altında olacaktır.
Lâkin kazın ayağı öyle değildir, yalanlar birer birer ortaya çıkacak, takke düşecek, keller görünecektir.
işadamımız öncelikle işadamı değil bir dükkân faresidir. Başka bir kadınla beraber yaşamakta ve kendine baktırmaktadır. Beş parası da yoktur. O'nun da hayali paralı bir kadın ve rahat bir hayattır ve hatta kapağı yurt dışına atmaktır. Ablamızla sevişirken diğer tarafta o da 'Facebook' üzerinden arayışlarına devam etmektedir.
Neyse efendim; Barlarda eğlenilir, Bodrum tatillerine çıkılır, otellerde sevişilir, yemekler yenilir, paralar harcanır da; Daha fazla harcanacak para yoktur...
Kadın uyanır. Hediyeler alınmaz. 3 yıldızlı otelden 5 yıldızlı otele geçiş yapılmaz. Adamın patron olmadığı diğer tanıdıklardan, komşulardan öğrenilir, bunun üstü başı dökülmektedir vs. vs. derken yavaş yavaş uzama isteğine karar verilir.
Evli ve kocalı ablamız kendilerine başka hedefler belirlemiş 'Rebel'in öfkesini çekmeden okşaya okşaya, yücelte yücelte, tatlı tatlı 3600 mesajla işi bitirir. Rebel ağlar sızlar ama yine de anasının a.ını görür. Yapacak birşey yoktur. Karı gitmiştir lan! Kendini alkole vermiştir. Sakallarını koklaya koklaya eski günleri yâd edecektir... Neyse ağabeyimiz diğer kadınlarla ateşini söndürecek oyununu oynama kararı alarak depresyondan çıkacaktır. Çivi çiviyi sökerdir. 'Başka memelere neden kurban olmayayım landır!
Evli ablamız sağda solda biraz daha tepiştikten sonra hamile kalır ve aniden kocasını ne kadar çok sevdiğini hatırlar. Dönme turları atarak adamı hassas noktalarından yakalar. 'E canım diğer 9 yaşındaki ve yeni doğacak çocuk annesiz-babasız kalmasındır.'
Ve 'Leşş' geri döner, vajinasındaki değişik sperm DNA'larıyla.
Oha lan abla harbi hamiledir! Bol alkollü, bol herifli, bol sevişmeli günlerin gölgesinde çocuğun kimden olduğu hatırlanıp tesbit edilememiş ama bir hesap uzmanı kafasıyla abla kafayı çalıştırmıştır. Ayrılık hasretinin aleviyle kocadan olduğuna inanılır ve inandırılır bir süre sonra çocuk doğurulur. Boynuzlu eş çocuğu kendisinden bilir, çok zavallıdır...
Şimdi 'Rebel' ağabey 'Dam'ının ağzına kiraz atarken, 'Leşş' ablamız çocuk büyütmekte ve 'Facebook' chatlerine devam etmektedir. Hayat güzel ve sorunsuzdur, bu ne büyük mutluluktur!
Not : Kişiler ve olaylar gerçeklerden alınmadır.
Koluna, bacağına dövmeler yaptırmış, kaşlarını astırmış, botoxlar yaptırmış lâkin bu olay o'nu kesmemiştir. Bunları birileri görmeli ve takdir etmelidir.
Diğer tarafta şöhret olmak istemekte ve bunun hayalleriyle yaşamaktadır. Hayallerinin dışındaki zamanlarında 'Facebook' ortamında yaşam inşa etmeye çalışmakta ve 9 yaşındaki oğluyla ilgilenmektedir.
Fakat bu böyle olmayacaktır. istanbul'a gelerek bir özel konservatuara kayıt yaptırarak meme büyüklüğünden dolayı şan öğrencisi olmuştur, artık geleceğin 'Adele'i olmaya adaydır.
Şan öğrenimini sürdüren şişmanımız diğer tarafta 'Facebook'a ölümüne abanmış, önüne geleni eklemiş ve kendine oradan bir 'Rebel' çıkartmıştır. Adam iş adamıdır. Çevre ve etraf sahibi, paralıdır. Oh amanda güzel ve heyecanlı günler gelmektedir. Eller ovuşturularak telefonlar alınıp verilir, randevulaşılır.
Karşılaşılır ve akabinde kötü giden evlilik ve kötü koca yerlere yatırılarak operasyona başlanır. Yavaş yavaş el kol hareketleriyle otelin yolu tutulur.
Orada öyle sevişilir ve öyle domalırki ablamız 'Rebel'im, bağıra bağıra orgazm olmak istiyorum!' der. Kırmaz o'nu 'Rebel' bağırtır elinden geldiğince.
Sonraki günlerde sığınacak yer çalışacak iş talepleri başlar. 'Rebel' o'na hemen bir barda iş bulur, aklınca her daim elinin altında olacaktır.
Lâkin kazın ayağı öyle değildir, yalanlar birer birer ortaya çıkacak, takke düşecek, keller görünecektir.
işadamımız öncelikle işadamı değil bir dükkân faresidir. Başka bir kadınla beraber yaşamakta ve kendine baktırmaktadır. Beş parası da yoktur. O'nun da hayali paralı bir kadın ve rahat bir hayattır ve hatta kapağı yurt dışına atmaktır. Ablamızla sevişirken diğer tarafta o da 'Facebook' üzerinden arayışlarına devam etmektedir.
Neyse efendim; Barlarda eğlenilir, Bodrum tatillerine çıkılır, otellerde sevişilir, yemekler yenilir, paralar harcanır da; Daha fazla harcanacak para yoktur...
Kadın uyanır. Hediyeler alınmaz. 3 yıldızlı otelden 5 yıldızlı otele geçiş yapılmaz. Adamın patron olmadığı diğer tanıdıklardan, komşulardan öğrenilir, bunun üstü başı dökülmektedir vs. vs. derken yavaş yavaş uzama isteğine karar verilir.
Evli ve kocalı ablamız kendilerine başka hedefler belirlemiş 'Rebel'in öfkesini çekmeden okşaya okşaya, yücelte yücelte, tatlı tatlı 3600 mesajla işi bitirir. Rebel ağlar sızlar ama yine de anasının a.ını görür. Yapacak birşey yoktur. Karı gitmiştir lan! Kendini alkole vermiştir. Sakallarını koklaya koklaya eski günleri yâd edecektir... Neyse ağabeyimiz diğer kadınlarla ateşini söndürecek oyununu oynama kararı alarak depresyondan çıkacaktır. Çivi çiviyi sökerdir. 'Başka memelere neden kurban olmayayım landır!
Evli ablamız sağda solda biraz daha tepiştikten sonra hamile kalır ve aniden kocasını ne kadar çok sevdiğini hatırlar. Dönme turları atarak adamı hassas noktalarından yakalar. 'E canım diğer 9 yaşındaki ve yeni doğacak çocuk annesiz-babasız kalmasındır.'
Ve 'Leşş' geri döner, vajinasındaki değişik sperm DNA'larıyla.
Oha lan abla harbi hamiledir! Bol alkollü, bol herifli, bol sevişmeli günlerin gölgesinde çocuğun kimden olduğu hatırlanıp tesbit edilememiş ama bir hesap uzmanı kafasıyla abla kafayı çalıştırmıştır. Ayrılık hasretinin aleviyle kocadan olduğuna inanılır ve inandırılır bir süre sonra çocuk doğurulur. Boynuzlu eş çocuğu kendisinden bilir, çok zavallıdır...
Şimdi 'Rebel' ağabey 'Dam'ının ağzına kiraz atarken, 'Leşş' ablamız çocuk büyütmekte ve 'Facebook' chatlerine devam etmektedir. Hayat güzel ve sorunsuzdur, bu ne büyük mutluluktur!
Not : Kişiler ve olaylar gerçeklerden alınmadır.