bugün
- estetikli buruna yumruk esprisini anlamayan tip17
- kürt sorununun artması12
- araba8
- yeşil9
- kent lokantalarinı kapatan kayyum22
- kadir gecesi15
- köprü9
- komşunun escort olması19
- fotokopici bi erkek57
- pkk lıya pamuk şekeri türk'e biber gazı13
- öcalanın mektubunun kürtçe okutulmamasına ceza13
- günün sözü8
- sudenaz07 gotik bir kız mı13
- oruç tutmama bahaneleri14
- sari renkli seker14
- mod geldi mod geldi14
- çapulcuların camide top oynaması8
- cennet te sadece oruç tutanların geçeceği kapı14
- kamos13
- sahurdayız uludağ sözlük16
- sözlük yazarlarının ruh hali16
- özgür özel32
- sudenaz0714
- zengin erkolar da vardır16
- 5 doların altından kalkamayan erkek13
- ekmek kirintisi hanedani12
- mühendislerin bir türlü doymak bilmemesi12
- eylemin anasını siktiniz gençler tebrikler13
- hesabı mı silsem10
- melih gökçek12
- ekrem imamoğlu29
- espresso lab12
- fal bakabilen sözlük yazarları14
- çiçek18
- inşallah true ile evlenirsin9
- rahat bırakın o kızı9
- kabuksuz kaplumbağa'ya ilan'ı aşk8
- kabuksuz kaplumbaga28
- malum zihniyet iktidar olsa olacaklar10
- kurumsal boykot listesi16
- türk pasaportu11
- nervio18
- kendini esmer sanarken birden sarışın olan kız22
- oy kullanmak için yeterlilik testi11
- kızının vurduracağını bile bile eyleme göndermek14
- saraçhane14
- akp bitmiştir18
- güzel kızların ortak özellikleri9
- karınız için kas yapar mısınız10
- true'nin çaylak olması8


entry'ler (1)
Dünya çapında tanınan bir bilim insanı olan ve yakın zaman önce vefat eden Prof. Edward Said, bundan tam 16 yıl önce Lübnan sınırından israil karakoluna taş atar. Fotoğrafı yayınlanır. Malumumuz, Filistin meselesinde sembol olmuş eylem biçimlerinden biridir ‘taş atmak.’ Said’in amacı bu taşla israil’in uygulamalarını protesto etmektir. Said o esnada Columbia Üniversitesi’nde çalışmaktadır. Tabii taş, Amerikan sağcılarını ve tahmin edilebilecek ‘lobileri’ harekete geçirir. Said’in üniversitedeki görevine son verilmesi yönünde talepler olur. Bunun üzerine üniversite yöneticisi (bildiğim kadarıyla rektör yardımcısı konumunda) Jonathan R. Cole, Said’i savunan bir yazı kaleme alır.
Uzunca yazının özü, şu ifadelerdedir: “Bir üniversite için, bireyin siyaseten baskın bir ideolojinin titreten/felç edici etkisinden korkmaksızın, görüşünü ifade etmekte kendisini özgür hissetmesinin güvence altında olmasından daha temel bir ikinci şey yoktur. John Stuart Mill, ‘On Liberty‘ (Özgürlük Üzerine) adlı eşsiz makalesinde, bize hoş gelmeyen fikirlerin ifade edilebilmesini desteklememizin özgürlük kavramı açısından niye çok önemli olduğunu belagatle ortaya koyar ki o fikirler bizim fikrimize aykırı olabilir veya fikrimizi tehdit eder görünebilir… Fikirler, sınıf içinde veya dışında kamusal ifade buldukça anlam taşır; bazı fikirler bize çirkin gelebilir, ‘doğruluk‘ mefhumumuza aykırı düşebilir, yargılarımıza veya kabullerimize meydan okuyabilir, ama ne olursa olsun akademik düzenimizin temel yapısını tehdit etmedikçe güvence altında olmaları gerekir… Bu nedenle, Said’in etrafında süregiden son tartışma da bizi rahatsız etmemelidir; yeter ki tartışma özgür fikir alışverişine zincir vurma veya Profesör Said’e yaptırım uygulama çanlarını içerir hale gelmesin. Hepimizi ve akademik özgürlüğü tehdit eden işte tam da Said’in ifade özgürlüğünü ya da eleştirilerini sınırlama düşüncesinin kendisidir… Eğer Said’in özgürce yazma ve konuşmasını güvence altında tutmayı reddedeceksek, bir sonraki bastırılanın kim olacağını da, kimin fikirlerini çekinmeden ifade edeceğini belirleyen engizisyon üyesinin kim olacağını da şimdiden düşünmeye başlamamız yerinde olmaz mı?.. Ne var ki, ifade özgürlüğünü içeren akademik özgürlük söz konusu olduğunda, bir öğrenciye sunulanla Said’e sunulan güvenceler açısından bir fark yoktur. Nasıl Said meselesinde ifade ve eylem özgürlüğünü savunuyorsam, öğrencilerin haklarını da aynı şekilde savunurum. Ve Said hakkında üniversitenin uygulayacağı herhangi bir yaptırım olduğuna inanmadığımı da ifade etmek isterim.” (Alıntı, Radikal, 24 Eylül 2005)
Uzunca yazının özü, şu ifadelerdedir: “Bir üniversite için, bireyin siyaseten baskın bir ideolojinin titreten/felç edici etkisinden korkmaksızın, görüşünü ifade etmekte kendisini özgür hissetmesinin güvence altında olmasından daha temel bir ikinci şey yoktur. John Stuart Mill, ‘On Liberty‘ (Özgürlük Üzerine) adlı eşsiz makalesinde, bize hoş gelmeyen fikirlerin ifade edilebilmesini desteklememizin özgürlük kavramı açısından niye çok önemli olduğunu belagatle ortaya koyar ki o fikirler bizim fikrimize aykırı olabilir veya fikrimizi tehdit eder görünebilir… Fikirler, sınıf içinde veya dışında kamusal ifade buldukça anlam taşır; bazı fikirler bize çirkin gelebilir, ‘doğruluk‘ mefhumumuza aykırı düşebilir, yargılarımıza veya kabullerimize meydan okuyabilir, ama ne olursa olsun akademik düzenimizin temel yapısını tehdit etmedikçe güvence altında olmaları gerekir… Bu nedenle, Said’in etrafında süregiden son tartışma da bizi rahatsız etmemelidir; yeter ki tartışma özgür fikir alışverişine zincir vurma veya Profesör Said’e yaptırım uygulama çanlarını içerir hale gelmesin. Hepimizi ve akademik özgürlüğü tehdit eden işte tam da Said’in ifade özgürlüğünü ya da eleştirilerini sınırlama düşüncesinin kendisidir… Eğer Said’in özgürce yazma ve konuşmasını güvence altında tutmayı reddedeceksek, bir sonraki bastırılanın kim olacağını da, kimin fikirlerini çekinmeden ifade edeceğini belirleyen engizisyon üyesinin kim olacağını da şimdiden düşünmeye başlamamız yerinde olmaz mı?.. Ne var ki, ifade özgürlüğünü içeren akademik özgürlük söz konusu olduğunda, bir öğrenciye sunulanla Said’e sunulan güvenceler açısından bir fark yoktur. Nasıl Said meselesinde ifade ve eylem özgürlüğünü savunuyorsam, öğrencilerin haklarını da aynı şekilde savunurum. Ve Said hakkında üniversitenin uygulayacağı herhangi bir yaptırım olduğuna inanmadığımı da ifade etmek isterim.” (Alıntı, Radikal, 24 Eylül 2005)