bugün

entry'ler (144)

erkekleri aşık etme sanatı

bir süre dünyadaki en yakışıklı, en önemli, en zeki, en vazgeçilmez erkek ''o'' imiş gibi davranın.
sonra vazgeçin.
ona hissettirdiklerinizi kimsenin hissettiremeyeceğini anlar ve sizi hep yanında ister.
erkekler de şımartılmaktan hoşlanır.

eski sevgiliye söylenmek istenen bir çift söz

''çok özlüyorum özlemimin yoğun olduğu çoğu zaman seni hissediyorum sanki. sende o an beni düşünüyormuşsun gibi hissediyorum '' demiştin ve gerçekten o anlarda bende seni özlüyor olabilir miyim diye sormuştun.
ben hiç cevap vermemiştim.

keşke şunları söyleyebilseydim sana

bende hissediyordum seni. aynı durumda olduğumuzu anlayabiliyordum bir şekilde senin gibi

uzun zaman oldu ama hala dinlediğim şarkılarda izlediğim filmlerde seni buluyorum. ne üzülüyorum artık heba ettiklerimize ne de pişmanım yaptıklarımdan. ama malesef kalbimde gizlendiğin yerden çıkarıp atamıyorum bir türlü. her gün evden çıkarken seni görecekmişim gibi çıkıyorum. çok bağlanmışım sana. bu bağı koparamıyorum.

yine de bu bağa rağmen farklı bir yol çizdim. her şey farklı olabilirdi tek sözüme bakardı evet.
ama unutma yıkılma sebebi benmişim gibi görünse de bu enkaz senin suçun.

4 senelik sevgilinin 3 günde yeni birini bulması

3 günde yeni birini bulmamıştır. uzun süredir iki kişiyi idare ediyordur.
ama en sonunda ötekini tercih edip sizi şutlamayı seçmiştir.

sadece ortaya çıkarmak için bir kaç gün beklemesi gerektiğini düşünür böyle şahsiyetler, sonra da ahlaksızlık yapmadıklarına inandırırlar kendilerini.

istisnalar dışında çoğu zaman acı ama gerçektir aynı zamanda söylediklerim.

keşke yeniden çekilse denilen diziler

bücür cadı.

şaka şaka.

uludağ üniversitesi öğrenci otomasyonu

öğrencinin çilesidir.
yılda genellikle iki kere yaşanan bu hadise yüzünden birçok öğrenci akıl sağlığını yitirme tehlikesi geçirmektedir.

öğrenci sayısı belli siteye girecek kişiler belli buna göre bir altyapı oluşturamadılar.
youtube'larda facebook'larda bütün dünya geziyor, biz bir kaç bin üniversite zavallısı sefalet içinde gecenin bir vakti site çökertiyoruz.

bir de nasıl oluyor da benden sonra siteye giren arkadaşlar derslerini alıp da gidiyor anlamıyorum.

ve derslerini alanlar size sesleniyorum zaten dersinizi almışsınız, çıkın siteden ders programını da yarın incelersiniz.

sözlük yazarlarının itirafları

sözlük bana oyun oynuyor sanırım
'ben' butonuna bastığım zaman nickname'im 'basiret' olarak göründü ve hemen altında bulunan

'son iyi oylanan entry'ler' --> 'oğlu iyi oylanan entry'ler'
'son kötü oylanan entry'ler' --> 'oğlu kötü oylanan entry'ler'

olarak gözüküyor ve üzücü bir şekilde yazının burasına gelmişken farkettim ki çevirebildiklerini ingilizce'ye çeviriyormuş meğersem köftehor nasıl da şaşırttı beni gece gece...

osmanlı dönemi sözlük başlıkları

hacalet etmeden mendil atan 3 endazeden kısa hatunlar.

100 yıl sonra atasözü olabilecek hikmetli sözler

aşk bu kızılötesi, yaralı müzesi, hareket edemem.

'dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.' yerine kullanılabilecek niteliktedir.

çağa ayak uydurmak gerekir. artık buralarda kazma da saksağan da bulunmuyor pek.

yürürken yerde 200 tl lik banknot bulmak

derhal çevredeki insanlara sorulmalıdır.
çevrede kimse yoksa kayıp bürosuna bırakılmalıdır.
o da yoksa para; cami, okul gibi yerlere hayır niyetiyle verilmelidir.

mutlu olmanın yolları

her zaman yakışan ve sevilen kıyafetleri giymek gerekir.
şık görünmek, güzel hissetmek insana mutluluk verir.

sözlük yazarlarının itirafları

sınavı test yapacağım deyip önce sevindirip sonra 6-7 şıklı sorular soran hocalardan nefret ediyorum.
hem de, ben okumaya üşenirken, kalkıp 730 sayfa kitap yazan hocalardan daha çok.

biraz öğrenci dostu olunsa ne olur sanki.
otobüsler bile öğrenciyle tamı ayırt edebiliyorken.

sözlük yazarlarının itirafları

küçükken hasta olduğumda ateşim 39° ye falan çıkardı. cayır cayırken üşürdüm. heryerim uyuşuk, beynim bulanık, tamamen hissiz olurdum. kolumu kaldırmaya mecalim olmazdi, istemezdim de.

işte o boşluğu özledim. şimdi her saniye aklımda takılı birşeyler var. ne yapsam, ne daha iyi, hayatım nasıl düzene girer, beni mutlu eden şeyler ne kadar süre etkili olabilecek, sonu nereye varır... diye düşünüp duruyorum.
Şimdi daha iyi anlıyorum.
Farkındalık bir yerden sonra yoruyor insanı.

bütün bölümleri heyecanla beklenen dizi

arrow.
iyi gidiyor.

hayata dair iç burkan detaylar

inanılan kişinin yalan söylediği an.
ve bunun farkında olmak.

bir kelimeyi söylemeyi özlemek

ciguli.
oh söyledim de rahatladım.

çocuklara asıl öğretilmesi gerekenler

dünyaya, aşka, paraya gereğinden fazla değer vermemeyi öğretmektir.

çocukken edinilen hayvan arkadaşlar

bir kedi vardı. sokak kedisi. isim falan koymadım benim de değildi sokağa aitti ama bağlıydık birbirimize.
yaz tatilinde her sabah 10.00' da gelirdi balkonun önüne bende hep aynı saatte çıkardım balkona. sofrada ağzına layık ne bulursam toplardım. balkondan beslerdim o kediyi her gün.

sonra okul başladı. anneme tembihledim her gün on da balkonda ol diye.

bir hafta sonra kedi gelmemeye başlamış.
öyle dedi annem.

kış günü kulakta vızıldayan sineğin amacı

intihar girişimidir.
bütün arkadaşları, ailesi yaz bitimiyle ya ölmüş ya da kaçmıştır. hayatta kalmanın suçluluğuyla ebedi huzur olan ölüm için bir yol aramaya başlar.
bir insanoğlunu, kendisini öldürmesi için kışkırtır. asıl amaç budur ve çoğu zaman başarıya ulaşır.

sözlük yazarlarının itirafları

Bugün yürüyen merdivene adım attığımda merdiven beni geri tepti. Oysa ki tek amacım usulca aşağı inmekti. Meğer merdiven yukarı çıkıyormuş.
Gören varsa takmıyormuşçasına birlikte gülmek için telaşla etrafa bakındım.
Neyse ki pek işlek bir istasyon değildi.
Hiçbir şey olmamış gibi olay yerinden uzaklaştım.

Umarım mobeselere yakalanmamışımdır. Son dakikalarına haber bulamamış bültenlerde '2014 ocak ayından gülümseten kareler' adı altında yayınlanmak istemiyorum.

yapılmış en aptalca dalgınlık

pastanede çalışırken her müşteriyi 'afiyet olsun' diyerek göndermeye alışmış bünyem yüzünden mesai bitiminde müdüre 'iyi aksamlar' diyecekken yanlışlıkla 'afiyet olsun' dedim.

otobüse yetişmek için acele acele evden çıktım. asansöre doğru ilerlerken annemin yırtıcı kahkahasıyla kendime geldim. ayakkabi yerine cafcaflı ev terliğiyle koştuğumu farkettim ve dönüp gereğini yaptım. -iyi ki varsın anne-

bir kere de misafir olarak gittiğim evde ev sahibine 'hoşgeldiniz' dedim.

ve en çok yaptığım dalgınlık;
koridorun başında bulunan masadan kâğıtları almak için yürümeye başlıyorum koridorun sonunda masayı geçtiğimi farkedip geri dönüyorum.