bugün
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu11
- ankarayı sel aldı14
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak12
- kadir mısıroğlu mezarı17
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- fethullah gülen8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız14
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- okula gidiyorum sözlük10
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- anın görüntüsü11
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- meral akşener14
- albay kemal21
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- icardi190536
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- gizli samyel23
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var12
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho27
- sarılma ihtiyacı8
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
- 48 cm penisi olan adam12
- türk kadınlarındaki en büyük sorun19
entry'ler (216)
insanı acaba hangi dile başlasam diye düşündürten süper uygulama.
dikkatli bir arkadaşımızdır.
epilasyon konusunda herkesi aynı yöntemlerle kandıran firmadır.
https://www.sikayetvar.co...usterisini-tanimadi/afwoz
https://www.sikayetvar.co...usterisini-tanimadi/afwoz
(bkz: ucuz etin yahnisi)
Şişlide bir güzellik merkezi. Burdan epilasyon için 1 yıllık paket satın alıp gitmiştim. Çok pişman oldum buraya para verdiğime, kullandıkları eski yöntemler ve eski makineler yüzünden kıllar dökülmediği gibi çektiğim acı da yanıma kar kaldı. insanları salak yerine koyuyolar akıllarınca. Parayı baştan alıyorlar ki sonradan cayamasın kimse diye.
levent yüksel'in klibinde idil arkut oynamıştır
hemen parti kurup ilk seçimlerde boyunun ölçüsünü almasını istediğim zatı şahane. senin gibi ne merkez sağcılar ne solcular birleşmedi ne yeni türkiyeciler kurulmadı değil mi? peh..
dün, tam metnini hatırlayamadığım eğer akp kapanmazsa gerilim düşer mi tutuklamalar biter mi tarzında bi laf etti. merak ediyorum hala deniz baykal'dan ve chp'nin sosyal demokrat duruşundan şüphe edenler var mı diye.
muhtemelen polistir.
yazarların hayallerini süsleyen kızdır.
sago ve kolo'nun melankoliyle aşkı harmanladıkları şarkılarıdır. tabi bora'yı da unutmamak lazım.
gazeteci : efendim suçunuz nedir neden götürülüyorsunuz?
sinan aygün : suçum atatürk'ü sevmek..
bir polis memuru : ama kasanızdan çıkan 3 milyon euronun hiçbirinde atatürk yoktu!!
hem tutuklan hem de memurdan ayarı ye, olacak iş değil.
sinan aygün : suçum atatürk'ü sevmek..
bir polis memuru : ama kasanızdan çıkan 3 milyon euronun hiçbirinde atatürk yoktu!!
hem tutuklan hem de memurdan ayarı ye, olacak iş değil.
çevirmen. oligarşinin isteklerini siyaset diline çeviren bir tercüman, translator.
ister istemez el ekşi sözlük linkinin üzerine gidiyor opera'yı her açtığımda, lakin açıp da başlıkları ve yazıları görmemle kapatmam bir oluyor.
tanım: zamanla boku çıkan, boku çıkarılan bir sözlük.
tanım: zamanla boku çıkan, boku çıkarılan bir sözlük.
iç açıları toplamı 180 derece olan üçgendir.
Tuncay Özkan'ın Kanaltürk'ünün satışı Türkiye'de yaygın görünen bir gerçeği bir kez daha hepimizin gözünün içine soktu. O da bu ülkede herkesin ama herkesin bir fiyatının olduğu. Aylardır "Biz kaç kişiyiz" diye başlayıp, ardından mitinglere varan laiklik çabaları, ulusalcılık çıkışları, muhalif bir mecra olma çabasından vazgeçmenin bedeli 25 milyon dolarmış demek ki.
Tuncay Özkan, bu ülkede pek çok kurumla beraber Fethullahçılar'la da savaşacağını deklare etmiş bir isim. Profesyonel dünyada her türlü alışveriş olabilir elbette, ama o zaman da insanın altından kalkamayacağı sözler vermemesi gerekir.
Şimdi bu kanalın izleyicileri -sayıları kaç olursa olsun- kandırılmış olmadı mı? Onlara ihanet edilmedi mi?
Doğrusu, Tuncay Özkan'ın kişisel tarihine bakıldığında hiç mi hiç şaşırtıcı değil bu durum.
Kimdir bu ünlü gazeteci?
Mesut Yılmaz'la ilişkilerinin medyada bulunduğu görevlerde faydasını görmüş, onunla gazeteci-siyasetçi arasındaki mesafe sınırlarını fazlasıyla zorlayan bir dostluk kurmuştu zamanında. Ne zaman ki Yılmaz siyaset sahnesinden silindi ve etkinliği kalmadı, bu Tuncay Özkan için de sonun başlangıcı oldu.
Kendisi, iktidarla yükseldiği için iktidar değişikliklerinde de ilk olarak ondan vazgeçebileceğini kaldıramadı.
Tuncay Özkan'ı en iyi anlatan olay ise bir zamanlar "Baba" deyip önünde eğildiği, elini öptüğü Aydın Doğan'a o gruptan ayrılır ayrılmaz saldırmasıydı. ihanet mi profesyonellik mi, karar size kalmış.
Benim için en şaşırtıcı olan Tuncay Özkan'ın geçen aylarda Star yazarı Şamil Tayyar'la girdiği polemikti. AKP iktidarına kadar adını duymadığımız Tayyar'ı özellikle Ergenekon kapsamında içeriden istihbarat almakla, dezenformasyonla suçladı Özkan. Çok büyük ihtimalle bu suçlamalarda haklılık vardı, Tuncay Özkan'ın bu sözlerinin üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyordu. Ben o zaman hep bu tartışmaları "Kendinden biliyor" diye yorumladım. Çünkü bugün Tayyar'ın yaptığını eskiden Özkan yapıyordu, pek çok istihbarat ona akıyordu.
SIRTINI BAYKAL'A YASLADI
AKP iktidarı, istese kolaylıkla Tuncay Özkan'la da uzlaşabilirdi aslında. Belki ihtiyaç duymadılar, ne de olsa kendi adamları vardı kolaylıkla buralara yerleştirecekleri.
Tuncay Özkan da sırtını Deniz Baykal'a yasladı. Deniz Baykal o kadar çaresiz, o kadar sevilmeyen bir siyasetçi ki kendisine medya gücü olsun diye balıklama atladı Özkan'ın üzerine. Hep beraber Türkiye’de CHP-MHP iktidarı kurulacağı yanılsamasıyla avundular.
Tabii bu arada Tuncay Özkan kendisini solun yeni lideri olarak da sunmaya başladı. Çeşitli yerlerde bu defalarca dillendirildi, o imaj yaratıldı. Ama Baykal'ı kimse deviremedi, Tuncay Özkan ve adamlarının parti içinde genişlemesinin de önünü kesti.
Bu arada Tuncay Özkan hakkında başka başka iddialar da ortaya atıldı. Mesela Ergenekon kapsamında gözaltına alınacağı. ilhan Selçuk'un gözaltına alınmasının ardından epey yaygara kopardı. Yine savaşacağını, pes etmeyeceğini söyledi durdu.
ikna edici miydi, inandırıcı mıydı? Bilmiyorum.
Sadece şunu biliyorum: Kanaltürk'ten uzun zamandır kurtulmak istiyordu Tuncay Özkan. Borçlarını ödeyemez hale gelmiş, kendisini döndürememişti. Daha evvel Ciner Grubu'na da satmaya kalkmıştı, ama incelendiğinde bunun kârlı bir satış olmayacağı anlaşılmıştı.
ÖZKAN BÖYLE BiRiSi
Koza-ipek grubuna satılması ise manidar. Bir kere Özkan'ın "karşıt cephe"ye koyduğu bir yerden geliyor Koza-ipek. Onlar bu kanalı alarak "laik cephe"ye büyük bir gol attılar. AKP iktidarıyla çok büyüyen "yandaş medya"ya bir halka daha eklendi böylece.
Belki de Tuncay Özkan'ın yeni dönemle ve sistemle uzlaşma ihtiyacının sonucudur bu pazarlıklar. Belki korkmuştur, o gözaltı iddialarından mesela. insanız sonuçta, anlaşılabilir bir şey bu. Bu ülkede mücadeleye değmediğini, muhalefete prim verilmediğini düşünmüş olabilir. Hepsi kabul.
Ama bütün bunlar da çok iyi niyetli düşüncelerim benim. Keşke gazetecilik sicilini iyi bildiğimiz Tuncay Özkan için bu kadar insani sebepler geçerli olsaydı.
Bana göre bu satış, Tuncay Özkan'ın kariyeri boyunca yaptığı sözleşmelerin bir devamı, bir uzlaşma işareti. O da böyle birisi, ne yapalım.
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=117888,10,6
Tuncay Özkan, bu ülkede pek çok kurumla beraber Fethullahçılar'la da savaşacağını deklare etmiş bir isim. Profesyonel dünyada her türlü alışveriş olabilir elbette, ama o zaman da insanın altından kalkamayacağı sözler vermemesi gerekir.
Şimdi bu kanalın izleyicileri -sayıları kaç olursa olsun- kandırılmış olmadı mı? Onlara ihanet edilmedi mi?
Doğrusu, Tuncay Özkan'ın kişisel tarihine bakıldığında hiç mi hiç şaşırtıcı değil bu durum.
Kimdir bu ünlü gazeteci?
Mesut Yılmaz'la ilişkilerinin medyada bulunduğu görevlerde faydasını görmüş, onunla gazeteci-siyasetçi arasındaki mesafe sınırlarını fazlasıyla zorlayan bir dostluk kurmuştu zamanında. Ne zaman ki Yılmaz siyaset sahnesinden silindi ve etkinliği kalmadı, bu Tuncay Özkan için de sonun başlangıcı oldu.
Kendisi, iktidarla yükseldiği için iktidar değişikliklerinde de ilk olarak ondan vazgeçebileceğini kaldıramadı.
Tuncay Özkan'ı en iyi anlatan olay ise bir zamanlar "Baba" deyip önünde eğildiği, elini öptüğü Aydın Doğan'a o gruptan ayrılır ayrılmaz saldırmasıydı. ihanet mi profesyonellik mi, karar size kalmış.
Benim için en şaşırtıcı olan Tuncay Özkan'ın geçen aylarda Star yazarı Şamil Tayyar'la girdiği polemikti. AKP iktidarına kadar adını duymadığımız Tayyar'ı özellikle Ergenekon kapsamında içeriden istihbarat almakla, dezenformasyonla suçladı Özkan. Çok büyük ihtimalle bu suçlamalarda haklılık vardı, Tuncay Özkan'ın bu sözlerinin üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyordu. Ben o zaman hep bu tartışmaları "Kendinden biliyor" diye yorumladım. Çünkü bugün Tayyar'ın yaptığını eskiden Özkan yapıyordu, pek çok istihbarat ona akıyordu.
SIRTINI BAYKAL'A YASLADI
AKP iktidarı, istese kolaylıkla Tuncay Özkan'la da uzlaşabilirdi aslında. Belki ihtiyaç duymadılar, ne de olsa kendi adamları vardı kolaylıkla buralara yerleştirecekleri.
Tuncay Özkan da sırtını Deniz Baykal'a yasladı. Deniz Baykal o kadar çaresiz, o kadar sevilmeyen bir siyasetçi ki kendisine medya gücü olsun diye balıklama atladı Özkan'ın üzerine. Hep beraber Türkiye’de CHP-MHP iktidarı kurulacağı yanılsamasıyla avundular.
Tabii bu arada Tuncay Özkan kendisini solun yeni lideri olarak da sunmaya başladı. Çeşitli yerlerde bu defalarca dillendirildi, o imaj yaratıldı. Ama Baykal'ı kimse deviremedi, Tuncay Özkan ve adamlarının parti içinde genişlemesinin de önünü kesti.
Bu arada Tuncay Özkan hakkında başka başka iddialar da ortaya atıldı. Mesela Ergenekon kapsamında gözaltına alınacağı. ilhan Selçuk'un gözaltına alınmasının ardından epey yaygara kopardı. Yine savaşacağını, pes etmeyeceğini söyledi durdu.
ikna edici miydi, inandırıcı mıydı? Bilmiyorum.
Sadece şunu biliyorum: Kanaltürk'ten uzun zamandır kurtulmak istiyordu Tuncay Özkan. Borçlarını ödeyemez hale gelmiş, kendisini döndürememişti. Daha evvel Ciner Grubu'na da satmaya kalkmıştı, ama incelendiğinde bunun kârlı bir satış olmayacağı anlaşılmıştı.
ÖZKAN BÖYLE BiRiSi
Koza-ipek grubuna satılması ise manidar. Bir kere Özkan'ın "karşıt cephe"ye koyduğu bir yerden geliyor Koza-ipek. Onlar bu kanalı alarak "laik cephe"ye büyük bir gol attılar. AKP iktidarıyla çok büyüyen "yandaş medya"ya bir halka daha eklendi böylece.
Belki de Tuncay Özkan'ın yeni dönemle ve sistemle uzlaşma ihtiyacının sonucudur bu pazarlıklar. Belki korkmuştur, o gözaltı iddialarından mesela. insanız sonuçta, anlaşılabilir bir şey bu. Bu ülkede mücadeleye değmediğini, muhalefete prim verilmediğini düşünmüş olabilir. Hepsi kabul.
Ama bütün bunlar da çok iyi niyetli düşüncelerim benim. Keşke gazetecilik sicilini iyi bildiğimiz Tuncay Özkan için bu kadar insani sebepler geçerli olsaydı.
Bana göre bu satış, Tuncay Özkan'ın kariyeri boyunca yaptığı sözleşmelerin bir devamı, bir uzlaşma işareti. O da böyle birisi, ne yapalım.
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=117888,10,6
dinledikçe güzelleşen, güzelleşen, güzelleşen albüm. bu adam nasıl başarıyor böyle albüm yapmayı çok merak ediyorum. gerçi bu adamın eski albümleri de hep sonradan sevilmiştir, bu yüzden yorum yapmak için acele etmemek gerekir. bakalım dinledikçe daha neler getirecek albüm..
albümlerinin korsan dinlenilmemesi gereken adam. bu adam diğer sanatçı müsveddeleriyle aynı kefeye konulmamalı.