eğitim lüks bir şey.
bir ihtiyaç değil,
burjuva ve aristokratlara göre bir şey. artık böyle düşünmeye başladım.

sosyoekonomik durumunuz iyi değilse ne kadar yetenekli ve zeki olursanız olun, elinizdeki imkanlar sahip olduğunuz potansiyeli açığa çıkarmada yetersiz kalacaktır ve sonuçta gelişemeyeceksiniz, ilerleyemeyeceksiniz, yükselemeyeceksiniz; öylece kalacaksınız.

diyelim ki ekonomik sorunları aştınız, okuyorsunuz. ancak bu sefer de oradaki sosyal ortam size göre olmayacaktır, yabancılık çekip yalnız kalacaksınız. bu durum derslerinizi de olumsuz etkileyecektir ve sizi "ben neden onlar gibi değilim"e varan sorgulama ve özentiliklere sevk edecektir.

bununla birlikte türkiye sosyal devlet uygulamalarına sahip bir ülke. bu nedenle de her üniversite her bölüm benzer ortama ve gereklere sahip değil. sonuç olarak bu da sizi sosyoekonomik düzeyinize uygun üniversite ve bölüm seçmeye götürecektir.

araştırmalar, erkeklerin homoseksüel olmasında kadınlara duydukları nefretin büyük etkisi olduğunu tespit etmiş zaten.

her kadın aynı değil ki. peşinde koşma yeter ki, akışına bırak. bu hayatta hiçbir şey elde edilmeye değer değil. günün sonunda tekrarlarla heveslerimiz bir bir tükenecek zaten.

ateşli bir öpücük*

organizasyonsuz, kervan yolda düzülür kafasındaki politikaya itirazım var.

o başka bi tarafından olmasın?

hem eziyettir hem de güzel hatıralardır, öğrencilikte yapılan şehirlerarası otobüs seferleri...

işsizce orda burda dolanarak aslında bir şeylerden kaçıyordur.

(bkz: lev troçki)

görsel

bak, güneş batıyor merlin. gelecek yenilginin tadını çıkarmaya hazırlan.

ve en güzel şekilde yenil...

eder niye etmesin? günahkardır ayrı konu, o da sizi ilgilendirmez.

boş.

hepsi de boş çünkü.

(bkz: çekememezlik)
(bkz: kıskançlık)
(bkz: haset)

reklamsız youtube uygulaması.

videoları indirebilir, arkaplanda müziğinizi dinleyebilirsiniz. özgür yazılım işidir, youtube api'sinden bağımsız, kullanışlı bir uygulamadır. indirip güle güle kullanabilirsiniz pek kıymetli yazarlar ve muhterem okurlar...

https://newpipe.net/

cüneyt arkın.
kendisi başlı başına bir karakter*

veridir o veri. sen vermezsen o alamaz, anlayamaz, anlamdıramaz ve sana öneri sunamaz.
veri toplama mekanizmaları almış başını gitmiş, koca koca algoritmalar, machine learning'e yatırımlar falanlar filanlar...

fazla abartılan ve şişirilen biri. sesine kesinlikle lafım yok ama (birkaç şarkısı dışında) şarkı sözleri manidar gelmiyor, yine cinselliğe bağlıyor, boğuyor adamı...

kendisi de, taparcasına gösterilen bu aşırı ilgiden rahatsızdı zaten.

valla büyük konuşmamak lazım, hepimiz insanız. en namuslumuzun bile ayağı kayabilir, dünya bunun burası.

umarız ki kimseyi aldatmayız ve aldatılan da olmayız.

tarih dersindeki kongreler: amasya kongresi, sivas kongresi...

hangi kongrede ne olmuş, ne bitmiş, hep karışır ve unutulur gider. istisnasız da her sınavda sorulur.

slogancılardır. mahiyetini bile bilmediği bir idealin partizanlığını yapanlardır.

bu yalnızca radikal müslümanlara da mal edilemez. bunun ateist, deist, solcu, komünist vb. varyantları da vardır. nitekim marx'ın daha eseri okumamış, okusa da anlamamış, anlasa da sindirememiş, her iddiasını olduğu gibi kabul etmiş komünistler de söz konusudur vs.

slogancılık bir grup insanı tanımlar kısaca, zıt fikirlere sahip insanları dahi kümesine katar.

kadınlar ve erkeklerden ziyade insanları birbirine yakınlaştıran şey ortak noktaların çokluğudur. iki insanın ne kadar çok ortak noktası varsa o kadar çok birbirine yakınlaşırlar, birbirini severler.

ve evet, sevgi de egoizm temellidir; ya kendinize benzeyeni seversiniz ya da olmak istediğinizi, rol model gördüğünüzü.