bugün
- anın görüntüsü17
- ali rıza efendi atatürk ün babası değildir8
- arkadaşlar sizce bu pantolon nasıl14
- laz kit filmine giden 75 kişi9
- küresel ıkınma22
- denize bir akpli bir chpli bir mhpli düşse27
- sapanca daki bungalovda gizli kamera19
- yaşlı yuzır hastalıkları8
- kaldırımda yavaş yürüyen gavat26
- okullarda 1 öğün ücretsiz yemek verilmesi18
- dublajcısıyla bütünleşen ünlüler10
- sırrı süreyya önder47
- sözlük yazarlarının mezun olduğu üniversiteler29
- karınızdan dayak yer misiniz9
- rasim ozan kütahyalının serbest bırakılması16
- bir yazarın evinde misafir olmak istiyorum15
- pilav şehriyeli mi olmalı şehriyesiz mi15
- kocanızın evde mangal yapmasına izin verir misiniz18
- banyoda yıkanan sözlük yazarları18
- 3 farklı erkekle duş alan kadın22
- banka 250 bin tl'yi şak diye verir mi18
- telefonu açmayan 81 yaşındaki kız kanka10
- dindar geçinip zina yapan erkek9
- beraber dus almak14
- karınızı eleştirir misiniz10
- sevişmek istediğiniz yazarlar11
- sevdiğim yazarlar12
- akp'nin oyunun yüzde 30'a düşmesi17
- chp ye kayyum atanması21
- mezuniyet töreni8
- istanbulda kullanılacak en güzel otobüs rotaları11
- erkeklerin kız düşürmek için yaptığı şeyler9
- yapay zeka denet illet10
- testis kokusu10
- 2009 i20 vs 2012 getz8
- balıklar suyu görebiliyorlar mı14
- fransa denilince akla gelenler8
- günün videosu9
- sürekli dinle uğraşmak15
- kemal sunal'ın r tayyip erdoğan'a verdiği ayar9
- kaynanasını hamile bırakan damat17
- rasim ozan kütahyalı13
- sevgilinin ilk kez görüldüğü an10
- mesut yılmaz'ın kumarhanede dayak yemesi31
- gulmekicinyaratilmis35
- füzeye benzeyen banyo kazanı8
- 16 nisan 2025 real madrid arsenal maçı10
- evinizde beyaz kedi besler misiniz10
- hangi yazarla aşk yaşamak istersiniz12
- sicarkentitreyenadam26


entry'ler (24)
eski sevgilinin eski sevgilisiyle evlenmesinden kötü değildir
böyle insanlar var hakikaten, yakından da şahitlik etmişliğim var. Recep tayyip erdoğan'ın belediye başkanı olduğu dönemlerde doğan evladına hayranlık duygusuyla recep tayyip adını verdiğini söyleyen bir komşumuz var. Evet adı recep tayyip
evlerine haciz gelme ihtimali olan bir arkadaşımın annesinin bozulan çamaşır makinasına 'bana bak seni mustafa göker'e veririm, aklını başına al' demesi.
(mustafa göker: avukat)
(mustafa göker: avukat)
bugün kapının altından atılan bir mektup bu ve muhtemelen yurdun herbir köşesindeki evlere de gönderilmiş bir mektup.
annem getirdi mektubu; 'ak parti mektup yollamış bize baksana' dedi. okumaya bile değer bulmayıp 'çöpe at anne' dedim.
sonra vazgeçtim bakalım ne varmış bu mektupta dedim,aldım,okudum ve üşenmedim mektubu birebir yazdım buraya.
önce mektubu okuyunuz,yorumlarım hemen altında olacak. buyrun mektubun metni budur :
sevgili kardeşim,
sana bu mektubu bir siyasi parti lideri olarak değil,bu ülkede yıllarca sigortalı olarak çalışmış, yıllarca senin gittiğin hastanelerde, senin gittiğin okullarda, senin geçtiğin yollarda, seninle aynı sorunları ve sıkıntıları yaşamış bir komşun, bir kardeşin olarak yazıyorum.
bir çok partinin akıl almaz vaatler ve boş laflarla zihnini yormaya çalıştığı bu süreçte, ben senin vicdanına seslenmek istiyorum.
sadece şu sorunun cevabını düşün sevgili kardeşim;
ak parti iktidarından önce nasıl bir türkiye'de yaşıyordun, şimdi nasıl bir türkiye'de yaşıyorsun?
bizim siyasi terbiyemizde yapmayacağımız bir işi söylemek yok.
bizim siyasi terbiyemizde boş vaatlerle seni aldatmaya çalışmak yok.
bizim siyasi terbiyemizde bir oy fazla alacağım diye senin gözünün içine baka baka yalan söylemek yok.
bizde yapacağız değil yapmak var. bizde başarılamaz denilenleri başarmak, olmaz denilenleri oldurmak, hayal sanılanları gerçekleştirmek var.
bizde milletle ve milletin değerleriyle kavga etmek değil, 74 milyonu kardeş bilip aynı hassasiyetle kucaklamak var.
bizde seçkincilik değil eşitlik, zulüm değil adalet, kavga değil barış, ayrıştırmak değil kardeşlik var.
2023 hedefine ulaşmak için yürüdüğümüz bu yolda, cumhuriyet tarihimizin bu en önemli ve telafisi olmayan seçimine giderken, senden beklediğim çocuklarının ve ülkenin geleceğini düşünerek oy kullanmandır.
sen bu zamana kadar ak parti'ye nasıl güvendiysen ben de aynı şekilde sana, vicdanına ve ferasetine güveniyorum.
omuz ver; 2023'ün büyük türkiyesi'ni hep beraber inşa edelim.
saygı ve sevgilerimle...
recep tayyip erdoğan
ak parti genel başkanı, başbakan
mektubu okuyunca 'siktir' edasında bir tebessüm oluştu önce yüzümde, buruşturdum çöpe atayım diye ama sonra aklımda kalan bir cümle bana bunları yazmam için önayak oldu;
''sadece şu sorunun cevabını düşün sevgili kardeşim;
ak parti iktidarından önce nasıl bir türkiye'de yaşıyordun, şimdi nasıl bir türkiye'de yaşıyorsun?''
düşündüm, düşündüm ve bu adamın gerçekten ciddi ciddi vatandaşla t***** geçtiğine karar verdim. bu nasıl bir hayasızlıktır, bu nasıl bir yüzsüzüktür, bu nasıl bir utanmazlıktır cevabına dair hiçbir şey söyleyemiyorum.
peki madem ben anlatayım sana akp öncesi ve sonrası türkiye'yi;
akp öncesi türkiye'de insanlar özgürlerdi, kimse düşünceleri yüzünden yargılanmıyor ve mahkum edilmiyorlardı.
akp öncesi yobazlık ve bağnazlık bu raddede değildi.
akp öncesi sadece gerçekleri yazıyor diye hiçbir kitap daha basılmadan toplatılmadı.
akp öncesi hiçbir başbakan halkın tepkisi gösterdiği bir mitingde polisin biber gazı yüzünden ölen vatandaş hakkında 'bir tanesi de kalp krizi geçirip ölmüş' diye aşağılanmadı.
(vatandaş aşağılama mevzuna girmişken geçmişten hatırlayın ; 'ananı da al git' - 'körsün ama sana iş vermişiz' ) ve daha bugün söylenen bir söz, hopa'daki olayları ankara'da protesto etmek için polis panzerinin üstüne çıkan dilşat aktaş'tan bahsederken 'kız mıdır kadın mıdır' la başlaya bir cümle kurmaya cüret etmesi)
akp öncesi ösym skandalları diye bir sorunu yoktu bu ülkenin. sehven binlerce öğretmen kpss kopya skandalında, binlerce öğrenci ygs şifre skandalında, binlerce kişi ales hatalı kitapçık skandalında mağdur oldu. ve ösym başkanı badem bıyıklı ali demir hala görevinin başında.
elbette bunlarla sınırlı değil,bunlar en tazeleri. daha binlercesini yazabilecek kadar okudum, okuyorum ve görüyorum.
son bir şey; ben vicdanlı, aklı başında, neyin ne olduğunu akli melekelerim vasıtasıyla görebilen bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğum için koyun sürüsü gibi güdülmek istemiyorum.
annem getirdi mektubu; 'ak parti mektup yollamış bize baksana' dedi. okumaya bile değer bulmayıp 'çöpe at anne' dedim.
sonra vazgeçtim bakalım ne varmış bu mektupta dedim,aldım,okudum ve üşenmedim mektubu birebir yazdım buraya.
önce mektubu okuyunuz,yorumlarım hemen altında olacak. buyrun mektubun metni budur :
sevgili kardeşim,
sana bu mektubu bir siyasi parti lideri olarak değil,bu ülkede yıllarca sigortalı olarak çalışmış, yıllarca senin gittiğin hastanelerde, senin gittiğin okullarda, senin geçtiğin yollarda, seninle aynı sorunları ve sıkıntıları yaşamış bir komşun, bir kardeşin olarak yazıyorum.
bir çok partinin akıl almaz vaatler ve boş laflarla zihnini yormaya çalıştığı bu süreçte, ben senin vicdanına seslenmek istiyorum.
sadece şu sorunun cevabını düşün sevgili kardeşim;
ak parti iktidarından önce nasıl bir türkiye'de yaşıyordun, şimdi nasıl bir türkiye'de yaşıyorsun?
bizim siyasi terbiyemizde yapmayacağımız bir işi söylemek yok.
bizim siyasi terbiyemizde boş vaatlerle seni aldatmaya çalışmak yok.
bizim siyasi terbiyemizde bir oy fazla alacağım diye senin gözünün içine baka baka yalan söylemek yok.
bizde yapacağız değil yapmak var. bizde başarılamaz denilenleri başarmak, olmaz denilenleri oldurmak, hayal sanılanları gerçekleştirmek var.
bizde milletle ve milletin değerleriyle kavga etmek değil, 74 milyonu kardeş bilip aynı hassasiyetle kucaklamak var.
bizde seçkincilik değil eşitlik, zulüm değil adalet, kavga değil barış, ayrıştırmak değil kardeşlik var.
2023 hedefine ulaşmak için yürüdüğümüz bu yolda, cumhuriyet tarihimizin bu en önemli ve telafisi olmayan seçimine giderken, senden beklediğim çocuklarının ve ülkenin geleceğini düşünerek oy kullanmandır.
sen bu zamana kadar ak parti'ye nasıl güvendiysen ben de aynı şekilde sana, vicdanına ve ferasetine güveniyorum.
omuz ver; 2023'ün büyük türkiyesi'ni hep beraber inşa edelim.
saygı ve sevgilerimle...
recep tayyip erdoğan
ak parti genel başkanı, başbakan
mektubu okuyunca 'siktir' edasında bir tebessüm oluştu önce yüzümde, buruşturdum çöpe atayım diye ama sonra aklımda kalan bir cümle bana bunları yazmam için önayak oldu;
''sadece şu sorunun cevabını düşün sevgili kardeşim;
ak parti iktidarından önce nasıl bir türkiye'de yaşıyordun, şimdi nasıl bir türkiye'de yaşıyorsun?''
düşündüm, düşündüm ve bu adamın gerçekten ciddi ciddi vatandaşla t***** geçtiğine karar verdim. bu nasıl bir hayasızlıktır, bu nasıl bir yüzsüzüktür, bu nasıl bir utanmazlıktır cevabına dair hiçbir şey söyleyemiyorum.
peki madem ben anlatayım sana akp öncesi ve sonrası türkiye'yi;
akp öncesi türkiye'de insanlar özgürlerdi, kimse düşünceleri yüzünden yargılanmıyor ve mahkum edilmiyorlardı.
akp öncesi yobazlık ve bağnazlık bu raddede değildi.
akp öncesi sadece gerçekleri yazıyor diye hiçbir kitap daha basılmadan toplatılmadı.
akp öncesi hiçbir başbakan halkın tepkisi gösterdiği bir mitingde polisin biber gazı yüzünden ölen vatandaş hakkında 'bir tanesi de kalp krizi geçirip ölmüş' diye aşağılanmadı.
(vatandaş aşağılama mevzuna girmişken geçmişten hatırlayın ; 'ananı da al git' - 'körsün ama sana iş vermişiz' ) ve daha bugün söylenen bir söz, hopa'daki olayları ankara'da protesto etmek için polis panzerinin üstüne çıkan dilşat aktaş'tan bahsederken 'kız mıdır kadın mıdır' la başlaya bir cümle kurmaya cüret etmesi)
akp öncesi ösym skandalları diye bir sorunu yoktu bu ülkenin. sehven binlerce öğretmen kpss kopya skandalında, binlerce öğrenci ygs şifre skandalında, binlerce kişi ales hatalı kitapçık skandalında mağdur oldu. ve ösym başkanı badem bıyıklı ali demir hala görevinin başında.
elbette bunlarla sınırlı değil,bunlar en tazeleri. daha binlercesini yazabilecek kadar okudum, okuyorum ve görüyorum.
son bir şey; ben vicdanlı, aklı başında, neyin ne olduğunu akli melekelerim vasıtasıyla görebilen bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğum için koyun sürüsü gibi güdülmek istemiyorum.
üniversite yıllarında ikiz kardeşi doğan duru ile kurdukları invictus band ile uzun süre istanbul'da çeşitli mekanlarda konserler verdi. 1996 yılının sonbaharında redd'in ilk oluşumu olan ten grubunda doğan duru, berke hatipoğlu ve ilke hatipoğlu ile birlikte çalmaya başladı. 1996 yılından 2000 yılına kadar devam eden bu süreç redd'in albümün hazırlık aşamasına kadar sürdü. grupla birlikte çok sayıda konser ve bar performansı projesinde yer alan güneş duru, redd'in 50/50, kirli suyunda parıltılar, plastik çiçekler ve böcek, 21, prensesin uykusu albümlerinde ve gecenin fişi yok dvd'sinde gitar ve geri vokallerde gruba eşlik etti. güneş duru, 21 albümün de tüm grup üyeleri ile besteci olarak yer aldı.
1992 yılından bu yana aşıklı höyük, göllüdağ, arslantepe, tepecik, kaletepe, çayıralan, çatalhöyük kazılarında arkeolojik çalışmalarına devam etmektedir. halen akarçay tepe, musular, aşıklı höyük kazılarında yer alan güneş duru, 2004 yılında an architectural perspective on the issue of the origins of settled society in the mid-anatolian region: a comparison with developments in the levant, middle euphrates and eastern taurus cultural regions başlıklı araştırması ile arit (american research institute of turkey) tarafından hanfmann bursu'na layık görülmüştür. wac dünya arkeoloji konseyi'nin batı asya temsilcisi olan duru aynı zamanda toplumsal arkeoloji platformu'nun kurucuları arasında yer alır.
istanbul üniversitesi arkeoloji bölümünde doktora öğrencisi olan güneş duru, yıldız teknik üniversitesi, istanbul üniversitesi ve university college london'da, institute of archaeology'de mimari restorasyon ve arkeoloji eğitimleri almış, i̇stanbul teknik üniversitesi'nde mimarlık tarihi yüksek lisansını tamamlamıştır. 2003 yılında ege yayınları'ndan türkiye'de arkeolojinin sorunlarının anlatıldığı ve tartışıldığı, toplumsal arkeoloji platformu bildirilerinin bulunduğu arkeoloji niye? nasıl? ne için? kitabının editörlüğünü oğuz erdur ile birlikte yapmıştır. akademik yayınlarda, dergi ve gazetelerde makaleleri bulunan güneş duru, arkeolojik seminerlere de konuşmacı olara katılmıştır. 2004-2006 yılları arasında trakya üniversitesi'nde arkeoloji dersleri veren güneş duru, 2010 yılında ian hodder ve scott hutson'un reading the past kitabının türkçe baskısının bilimsel editörlüğünü yapmıştır. bu kitap geçmişi okumak adıyla phoneix kitabevi tarafından yayınlanmıştır. güneş duru halen devam eden akarçay tepe ve aşıklı höyük kazı projelerinin başkan yardımcılığını yürütmekte ve arkeoloji üzerine bilimsel çalışmalarına devam etmektedir.
(bkz: vikipedi)
1992 yılından bu yana aşıklı höyük, göllüdağ, arslantepe, tepecik, kaletepe, çayıralan, çatalhöyük kazılarında arkeolojik çalışmalarına devam etmektedir. halen akarçay tepe, musular, aşıklı höyük kazılarında yer alan güneş duru, 2004 yılında an architectural perspective on the issue of the origins of settled society in the mid-anatolian region: a comparison with developments in the levant, middle euphrates and eastern taurus cultural regions başlıklı araştırması ile arit (american research institute of turkey) tarafından hanfmann bursu'na layık görülmüştür. wac dünya arkeoloji konseyi'nin batı asya temsilcisi olan duru aynı zamanda toplumsal arkeoloji platformu'nun kurucuları arasında yer alır.
istanbul üniversitesi arkeoloji bölümünde doktora öğrencisi olan güneş duru, yıldız teknik üniversitesi, istanbul üniversitesi ve university college london'da, institute of archaeology'de mimari restorasyon ve arkeoloji eğitimleri almış, i̇stanbul teknik üniversitesi'nde mimarlık tarihi yüksek lisansını tamamlamıştır. 2003 yılında ege yayınları'ndan türkiye'de arkeolojinin sorunlarının anlatıldığı ve tartışıldığı, toplumsal arkeoloji platformu bildirilerinin bulunduğu arkeoloji niye? nasıl? ne için? kitabının editörlüğünü oğuz erdur ile birlikte yapmıştır. akademik yayınlarda, dergi ve gazetelerde makaleleri bulunan güneş duru, arkeolojik seminerlere de konuşmacı olara katılmıştır. 2004-2006 yılları arasında trakya üniversitesi'nde arkeoloji dersleri veren güneş duru, 2010 yılında ian hodder ve scott hutson'un reading the past kitabının türkçe baskısının bilimsel editörlüğünü yapmıştır. bu kitap geçmişi okumak adıyla phoneix kitabevi tarafından yayınlanmıştır. güneş duru halen devam eden akarçay tepe ve aşıklı höyük kazı projelerinin başkan yardımcılığını yürütmekte ve arkeoloji üzerine bilimsel çalışmalarına devam etmektedir.
(bkz: vikipedi)
sana burda pek ihtiyacım olmayacak gibi görünüyor, zira gemi hayvan dolu zaten
(bkz: buralar eskiden hep sözlükmüş)
(bkz: hani lan nerde)
selçuk üniversitesine ait bir sözlük aktif değil hala. şuan üzülüyorum bee uludağ sözlük
(bkz: hani lan nerde)
selçuk üniversitesine ait bir sözlük aktif değil hala. şuan üzülüyorum bee uludağ sözlük
yaşayan en büyük tarihçidir. osmanlı tarihi ile ilgili bir çok kitabı bulunmaktadır. seviyoruz kendisini.
kar yağışıyla birlikte, sokak aralarında, çocuklar tarafından kenarları kesilerek açılmak suretiyle üstüne oturulan ve yokuş aşağı kaymayı kolaylaştıran, zevk veren ve herkesin evinde mutlaka bulunan bir aparattır.
kendisi tahliye olmaya hazırlanırken 2 ülkeye (portekiz ve polonya) vatandaşlık başvurusunda bulunmuş fakat kabul edilmemiştir. daha önce ise tahliye olduktan sonraki hayatına italyan vatandaşı olarak devam edeceğine yönelik bir açıklamanın sahibidir. bugün itibari ile serbest bırakılan ve bundan sonraki hayatına nasıl devam edeceği merak konusu olan insandır.
boğaziçi ekonomi mezunu olup da nasıl bu kadar salak olabiliyor acaba diye meraklar içersinde kıvrandığım şahsiyet.
soyadının ''türk'' olmasının, adının ''ahmet'' olmasından daha ilgi çekici olduğu durum.
eteğinin alt kısmını ters çevirerek, çocuğunu eteğine sümkürten kadınla, kardeş olabilitesi yüksek olan kadındır.