bugün
- zeynep bastık'ın beyaz külodu17
- profesörün sokak köpeği saldırısına uğradığı ülke24
- yazarların kendilerini tanımlama şekli13
- anın görüntüsü14
- bayburtta picasso'ya ait ünlü tablo yakalandı16
- izmir 3 koşuda hangi at gelir8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar25
- menzil cemaatinin 17 milyar serveti olması23
- realite manipülasyonu23
- yazarların gurur duydukları özellikleri16
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir20
- chatgpt10
- kadınların katlandığı eziyetler15
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri11
- izmirde 5 çocuğun öldüğü yangın13
- gül gibi kokan sözlüğün ağır abisi21
- belediye konserleri yasaklansın10
- mesai saatlerinde entry girenleri cimere bildirmek8
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey33
- yazarların romantiklik seviyesi21
- müslüman diye hamas'ı savunmak22
- judas'ın ölmesi8
- 17 yaşında bmw vs 3 yaşında egea9
- kedimi kim yedi1'in ölmesi13
- nerede o eski yazarlar9
- güvenmemeyi nasıl öğrendin10
- peter parker'ın mutsuz olması13
- reis deyince akla ilk gelen23
- günün sözü9
- mel mel vs eylulsabahi40
- özlem zengin21
- gece yatarken kurulan hayaller16
- tanışmak istediğiniz yazar14
- bazlama açmayı bilmeyen kız10
- bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri8
- ölsem helvamı hangi yazar yapar22
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur17
- eskiamaeksikbiri21
- b12 takviyesi10
- gecenin şarkısı8
- yazarların en çok sevdiği aylar22
- puura11
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri22
- sigara içen insan aptaldır19
- thusnelda10
- amk diyen kezo8
- sevgilisinden yeni ayrılan kız11
- şalgam suyu10
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları20
- sokakta görülen kediye naber lan demek9
entry'ler (21)
Konudan bağımsız bir ara sevgilimin evindeki kondomları sayıyordum her gittiğimde. Nane yemiş mi diye. Sonra öğrendim mi kondomduz sikmiş pezevenk.
Kendinizi sevmekten neden kaçıyorsunuz ki?
Bazı günler sadece eve gidip kendimle vakit geçirmeyi düşünerek geçiyor.
Bazı günler sadece eve gidip kendimle vakit geçirmeyi düşünerek geçiyor.
Kendi adınıza konuşun. 10 cmle neler yapıyor inanamıyorum.
2000lerdeki popülaritesi kalmayan, mac'in soğuk alt tonlu frost bitişli pembesi. frost yapıda ama dudakta öyle durmuyor , yumuşacık sürümlü adeta gloss gibi bir ruj. normalde olive alt tonlu olduğumdan böyle soğuk pembeleri asla süremem ama bu ruju koyu dudak kalemiyle sürdüğümde çok beğeniyorum, garip bir şekilde favori mac rujlarımdan oldu.
ilk kullandığımda çıkaramadığım için neredeyse ağlayacaktım ama 2-3 kullanımdan sonra alıştım. bir kere mantığını anlayıp çözdükten sonra yerleştirmek de çıkarmak da aşırı kolay. dünyanın en konforlu şeyi. günümüzde kadınların hala ped kullanıyor olmasının tek sebebi alışkanlık ve ped markalarının pazarı kaybetmemek için aşırı uğraşması. şuna bir kere şans verip kullanımına konforuna alışan bir kadının bi daha leş gibi haşır huşur pede dönme olasılığı yok.
Ekrandan ağzımıza giriyoduuu.
inanır mısın soracak kimsem yok o yüzden buraya yazmak istedim. Erkek arkadaşımı sanırım hiçbir şey üzmüyor. Kırılmıyor, ağlamıyor, yüzü düşmüyor. Hep dik duruyor. Aramızda bir sorun olunca bile sessizleşse bile üzgün görünmeden devam ediyor. Tabii ki özür dilemek, af istemek gibi huyları da yok. Ben yazmasam küs olduğumuzda sonsuza kadar konuşmayız. Ayrılırız direkt. Kimin haklı olduğundan bağımsız. Bugün de sürtüştük biraz mesela. Şuan güzel güzel kekini çayını koydu, filmini açtı izliyor. Sorum şu; Sizce ben gavat mıyım? Haha
Eskiyi ziyaret ettim.
Hala bir yerlerde orada. Esasında bölük pörçüğüz. Tanımlanamaz. Ama istiyoruz ki tek olalım. Sade, anlaşılır, biricik.
Hayatımıza birilerini alıyoruz ki tamamlanalım. Onda ve onunla kendimizi bulalım. Yol esnasında farkındalıklar olabilir. Ama bir gün yol bitiyor. Baştakinin üstüne eklenen yeteri kadar değerli bir şey var mı? Ya giden?
Ben yine aynı yerde, aynı düşüncelerle, aynı korkularla. Yolu gösterse de adımı benim atmam gerekti. Çabaladım. Kılımı kıpırdatmadım diyemem. Her zaman için geçerli bu. Dinlenirken yorulurum ben. Ama ne çare.
Ne zaman kendi başıma adım atacağım, rayına girmesi gerekmiyor mu bunun için? Yorgunluktan, korkarım bir gün gözlerimi kapatacağım. Yoksa neden çektim bu kadar acıyı?
Hala bir yerlerde orada. Esasında bölük pörçüğüz. Tanımlanamaz. Ama istiyoruz ki tek olalım. Sade, anlaşılır, biricik.
Hayatımıza birilerini alıyoruz ki tamamlanalım. Onda ve onunla kendimizi bulalım. Yol esnasında farkındalıklar olabilir. Ama bir gün yol bitiyor. Baştakinin üstüne eklenen yeteri kadar değerli bir şey var mı? Ya giden?
Ben yine aynı yerde, aynı düşüncelerle, aynı korkularla. Yolu gösterse de adımı benim atmam gerekti. Çabaladım. Kılımı kıpırdatmadım diyemem. Her zaman için geçerli bu. Dinlenirken yorulurum ben. Ama ne çare.
Ne zaman kendi başıma adım atacağım, rayına girmesi gerekmiyor mu bunun için? Yorgunluktan, korkarım bir gün gözlerimi kapatacağım. Yoksa neden çektim bu kadar acıyı?
https://youtu.be/1xXtAhX-eiM
Loreen-sober dinlediğimde esasında bir yerden ziyade tek başına yağmur yağarken veya hava kapalıyken yaptığım yürüyüşlerim aklıma geliyor. Ya da evin içinde, yatağımda depresyonun bilmem kaçıncı haftası. Nevresimim mavi. Saçlarım yağlı.
Komodin de abur cubur poşeti dolu.
Biliyor musun şuanda çok iyi sayılmam. Aslında böyle demek doğru değil. Ama alıştığım şekilde konuşmak istedim. Belki hata. Neyse. Ama hayalini kurmaya bile korktuğum şeyler yaşıyorum. Puzzle in büyük parçalarını topladım. Anlatsam kıskanır bazıları. Öyle şanslıyım ki. Yarışmada Üçüncü olup
Birinci olmuş gibi sevinen çocuğu bilir misin? Ben birinci olsam bile üzülen çocuğum sanırım. Hiçbir şey beni mutlu etmiyor. Etse bile 5 gün. Her zaman birinin elini uzatmasini bekliyorum. Her gün başka bir ele ihtiyacım var. Her gün başka bir yardıma. Sorularım bitmiyor. Ya da ben kendi kafamda oluşturuyorum. Yoksa boşluk beni çok korkutuyor. Çünkü o zaman mutlu olmamam için bir sebep kalmıyor.
Loreen-sober dinlediğimde esasında bir yerden ziyade tek başına yağmur yağarken veya hava kapalıyken yaptığım yürüyüşlerim aklıma geliyor. Ya da evin içinde, yatağımda depresyonun bilmem kaçıncı haftası. Nevresimim mavi. Saçlarım yağlı.
Komodin de abur cubur poşeti dolu.
Biliyor musun şuanda çok iyi sayılmam. Aslında böyle demek doğru değil. Ama alıştığım şekilde konuşmak istedim. Belki hata. Neyse. Ama hayalini kurmaya bile korktuğum şeyler yaşıyorum. Puzzle in büyük parçalarını topladım. Anlatsam kıskanır bazıları. Öyle şanslıyım ki. Yarışmada Üçüncü olup
Birinci olmuş gibi sevinen çocuğu bilir misin? Ben birinci olsam bile üzülen çocuğum sanırım. Hiçbir şey beni mutlu etmiyor. Etse bile 5 gün. Her zaman birinin elini uzatmasini bekliyorum. Her gün başka bir ele ihtiyacım var. Her gün başka bir yardıma. Sorularım bitmiyor. Ya da ben kendi kafamda oluşturuyorum. Yoksa boşluk beni çok korkutuyor. Çünkü o zaman mutlu olmamam için bir sebep kalmıyor.
Zamanımın büyük kısmı biri beni izliyor mu diye düşünerek geçiyor.
Durmalarımızın ana nedeni. Omuzda dünyayı taşımak. Tek nefeste. Her nefes bir ömür ya hani.
Burası daha uzun dolacak.
Burası daha uzun dolacak.
Yaşamamıştjajajs.
Basılı tutunca gidiyormuş. Ne kadar değişmiş buralar. Hiç de güzel değil ama. Çok soğuk. Güzel arkadaşlarım gitmiş. Bazılarını hatırlamıyorum dahi.
Yılda bir kez daha az sevişecek olan sevgililerdir. Neyse bir de yılbaşı gecesi sevişirler. 2 neylerine yetmiyor.
Hayatımın en güzel anları pes ettiğim zamanlar hep.
iyiyim.
Öyle olmak zorunda olduğum için söylemiyorum bunu. Şu saniye iyiyim. Hep geceleri. Nadiren sabah. Ama güzel. Ya hiç olmasaydı?
Öyle olmak zorunda olduğum için söylemiyorum bunu. Şu saniye iyiyim. Hep geceleri. Nadiren sabah. Ama güzel. Ya hiç olmasaydı?