bugün

entry'ler (3617)

borsa

her büyük düşüşü indirim olarak görüp eklemeler yaptığım piyasadır.

mottom çok basit, düşerse eklerim, yükselirse satarım. bu kadar basit.

türkiye den siktir olup gitmek

umarım bir gün bu başlığa yurtdışından entry girebilirim.

mel mel bakan gibson

sözlüğün eski ve iyi yazarlarındandır. üzmeyin adamı.

üstteki yazar hakkında fikrini söyle

trollük yapmayan, kendi halinde yazan az sayıdaki yazarlardan biridir.

bodrum vs marmaris

bodrum'da bir lahmacun 300 lira, marmaris'te 70 lira.

bodrum biraz daha yabancı turistlere ve zenginlere hitap ettiği için birçok yerde fiyatlar uçuktur.

marmaris de doğal güzelliğiyle bodrum'dan daha da iyi denilebilecek niteliktedir.

bodrum'da 2 günlük otel parasına marmaris'te 1 hafta krallar gibi tatil yapabilirsiniz. hem yeme içme vs daha uygun hemde mekanlar.

not: marmaris'e yolunuz düşerse felix'e uğramadan dönmeyin, konseptiyle marmaris'in en güzel ve fresh yerlerinden biridir.

herkesin sizi konuşması durumu

"hala birini bulamadı mı? yazık yaa" şeklindeyse üzücüdür.

türk kızlarının egosu

genelde erkeklerin sürekli kendisine yürüdüğünden dem vurarak erkeklerden şikayetçi olurlar ama aslında bulundukları bölge itibari ile ve arz talep orantısızlığıyla birlikte egoları tavan üstüne tavan yapmaktadır.

malum olarak yaşadığımız toplumda her ne olursa olsun, kendisini zerre geliştirmemiş ve bakmamış olsa bile yine de her türlü kendine alıcı bulabiliyor ve talep ediliyor olması egolarını artıran en önemli sebeplerdendir.

oysaki bir erkek için rekabet her zaman çok daha ağırdır, her zaman kendini geliştirmek ve iyi bir yaşam inşa etmek zorundadır. dişi ise hiçbir şey yapmasa bile sadece kendisine gelenler arasından en iyisi seçmek olduğundan (genelde bunu da beceremeyip en kötüsünü seçerler sonra da düzgün erkek kalmadı diye ağlarlar) birçoğu kendini geliştirmeyip evde zengin koca bekleyerek vakit geçirmektedir.

bir de bu zengin koca bekleyenlerin hayalleri de inanılmaz seviyelerdedir. üst düzey yönetici pozisyonunda olsun, fit ve yakışıklı olsun, spor yapsın, kendine baksın, zengin olsun, arabası olsun, kültürlü olsun, gezmeyi sevsin, çok kıskanmasın vs vs derken uzar da gider. ama bunu talep eden dişilere baktığında tek özelliği sadece dişi olmuş olmasıdır. bunu da kendisi seçmedi. onu bile iyi bir şekilde yapamamaktadır. sadece dişi olduğu için yukarıda saydığım kriterlerde bir erkeğin gelip kendisini seçerek hayatını kurtaracağını sanarak yıllarını geçirirler.

bu tipler genelde bu tarz erkeklerle ortamlarda tanışır tanışmaz hemen etkilemek ister ve tüm kartlarını oynar. erkek ise bu dişi gibi yüzlercesiyle görüştüğü için zaten her şeyi bilmektedir. bu dişi ise bu erkekle birlikte olur ve erkeğin kendisine söylediği 3-5 cümle ile hayaller dünyasına dalıp onun hayatının merkezinde olduğunu düşünür, kendini vazgeçilmez sanır. ertesi gün ise hatırlanmaz bile. böyle böyle bir gün doğru erkek gelip onu kurtaracak umuduyla kendi hayatı için hiçbir gelişim göstermeden geçirdiği yıllardan sonra 30'lu yaşlara gelir ve dank eder.

hemen kendine çeki düzen verip toparlar ve daha kendi halinde, işinde gücünde olup tabiri caizse beyefendi erkek arayışına girer. bulduğu ilk elle tutulur erkekle de hemen hızlıca evlilik planları yapıp bir an önce evlenmek isterler.

bunları bilerek yaşayın.

fyodor dostoyevski denince akla gelenler

petersburg ve caddelerinde geçen hikayeler gelir.

dostoyevski'nin kürek cezasına çarptırılıp yıllarca kürek çekmesi, sonra dönüp aşık olması...

petersburg sokaklarında yaşadığı aşklar ve bulamadığı karşılıklar, tek başına uzun yürüyüşler, yağmur yağarken petersburg köprüsünden geçmesi.

ekonominin en berbat olduğu rus tarihinde paylaşımlı odalarda yaşaması vs vs diye uzar gider.

biz de benzer bir hayata doğru gidiyoruz.

hayatın film olsa adını ne koyardın

zincirlere vurulan umutlar.

hangi bölümle ne olunur sorunsalı

imamhatip ve ilahiyat okursanız imam hariç her şey olabilirsiniz. bakan bile.

eşinizi evde biri ile bassanız ne yaparsınız

foto-video çeker ve gördüğümü hiç belli etmeden çıkıp anında boşanma davasını açarım.

hayatımdaki her insana da derim, aldatmayı sevmem, eğer bir gün olur da aklın veya duyguların karışırsa sakın birbirimizi aldatmayalım, konuşup iyi bir şekilde ayrılalım, seni anlayışla karşılarım.

bu şekilde olması gerekir.

sadece türkiyede olacak olaylar

daha önceki seçimleri kaybetti diyip oy vermemek.

e ulan herkes daha önceki seçimde kazanan kişiye oy verirse, diğer taraf nasıl kazanacak? bu nasıl bir mantıksızlıktır.

kemal kılıçdaroğlu nun kürt olmaması

illa bir şey olmasına gerek yok. okumuş etmiş, bürokrasiden anlayan, efendi ve nazik bir devlet adamıdır kendisi. türkmüş, kürtmüş, aleviymiş, lazmış hiç önemi yoktur. bunlardan ziyade insanlığını önemsediğimiz zaman hepimiz rahat bir ülkede yaşamaya başlayacağız.

müslüman olan hiçbir ülkenin gelişmemiş olması

katar ve suudi arabistan'ı örnek gösterip gelişmiş olduklarını sananları gösteren başlıktır. yahu bu gelişmiş diye örnek gösterdiğin ülkelerde kadınlar daha yeni yeni oy kullanmaya başlayıp toplum içine çıkabiliyor.

gelişmişlik demek, sosyal yaşamlar, refahla, düşünce özgürlüğüyle, sosyo-ekonomik durumla, eğitimle, bilimle, sanatla vs olur.

bunların neredeyse çoğu islamla yönetilen ülkelerde yok maalesef. aralarında en iyisi türkiye işte düşünün. bizde de neyse ki atatürk gibi bir lider gelmiş de birazcık din ve devleti birbirinden ayırmış da gelişebilmişiz.

edit: imla.

2 nisan 2023 fenerbahçe beşiktaş maçı

çarşı ve fb taraftar grubunun efsanevi sloganlarını merak ettiğim bir maçtır. kazanandan ziyade taraftar gruplarının tepkilerini merak ettiğim için izliyor olacağım.

çocukken fakir bir aile olduğunu anladığınız an

Henüz ilkokuldayken babamın işsiz kaldığı bir dönemdi. evi geçindirebilmek için sokaklarda seyyar satıcılık yaparak çikolata, kek vs tarzı şeyler satıyordu. bazen satış olmadan eve gelirdi ve bana çikolata verirdi. normalde dışarıdan gidip parayla alıp yiyecek durumumuz yoktu. çikolata yiyebilmek beni mutlu ediyordu ama bu aynı zamanda babamın da satış yapamadığı ve para kazanamadığı anlamına geliyordu.

bazen babam satış yapamadığında çikolata yediğim ve mutlu olduğum için kendimi suçlu hissederdim. bu arada kalış yıllar geçmesine rağmen yüreğimi parçalıyor.

misafirliğe gidilen evde yapılmaması gerekenler

nezaketen "burada kal" veya "kendi evin gibi takıl" denilse bile hemen gaza gelip eve yerleşip kendi düzeninizi kurmaya çalışmayın.

çok fazla evin her yerini kurcalamayın, ne yer ne içersiniz diye sorulduğunda çok egzotik tatlar aramayın, basit talepleriniz ve beklentileriniz olsun. ne ikram edilirse onunla yetinmeye çalışın.

hem yatakta hem seçimde söylenebilecek söz

bu sefer eze eze.

şu an çalan şarkı

emre aydın - her şey biraz hala sen.

sözlük erkeklerinin bugünkü kıyafetleri

siyah sweet, siyah kot, siyah-beyaz kol saati, beyaz spor ayakkabı.