bugün

entry'ler (87)

cumaya giden eşcinsel

Rukü ve secdeyi uzun tutma ihtimali olan eşcinseldir...

hdp barajı aşarsa olacaklar

barajı aşarlarsa baraj birilerine fena girecek sanırım...

orhan miroğlu

Ak kürt.

batmanlı kız arkadaşın vajinasından petrol çıkması

"izmirli kızın g.tünden çiğdem çıkarması"yla ölesiye kapışır.

proscar

proscar asıl olarak bir prostat ilacıdır.
aynı zamanda 5/1 oranında gündelik kullanıldığında saç dökülmesine iyi geldiği görülmüştür. tabii haliyle saç ekiminden sonra doktorlarca hastalarına yazılmış olan ilaçtır.

ama jinekomasti(erkekte meme büyümesi), libidoda azalma, impotans, ejekülasyon bozukluğu gibi yan etkileri var olan tehlikeli bir ilaçtır.

saç ekiminden sonra hemen reçetelere yazılır hale gelmiştir ama iktidarsızlığa , menide incelmeye kadar uzayan yan etkileri bayağı bir insanı tedirgin etmiştir.

http://www.ilacpedia.com/...

1997 doğumlular

(bkz: uludağ kreş)
(bkz: uludağ bebe yetiştirme yurdu)
(bkz: emzikliler vs süt kokanlar)
prima kullanmak suretiyle poposu kuru kalan küçük sıçanlardır.

elma kokusu

tipik mahsun kırmızıgül davranışıdır.
duyarsız , umursamaz takıldığı halkının acılarının üzerinden para kazanmak.
bir kaç yıl sonra kalkıp gezi filmi çekip müziklerini de sezen aksuya yaptırır ve başrolde de necati şaşmazı oynatırsa şaşırmam.

halepçe katliamı

(bkz: elma kokusu)

canlı yayında kanal d ana haber muhabirine tepki

https://www.facebook.com/...13&type=2&theater

Canlı yayında Kanal D muhabiri Cem Tekel'in elinden mikrofonu almak isteyen eylemci, "Polis kendi saldırıyor çocuklarını öldürüyor. Yalan söylemeyi bırakın artık polis kendi halkına saldırıyor, bacak kadar çocukları öldürüyor. Gerçeği söyleyin polis kendi halkına saldırıyor. Bunu söyleyin bir sürü yalan söylüyorsunuz." diyerek tepkisini gösterdi

sermiyan midyat

halkın sanatçısıdır.
sırf bu yüzden bile bir kamyon "klavye silahşörleri"nin tweet kurşunlarına maruz kalmıştır.

"Bu dünya, senden olmayanlarla hoştur. Onların sana verdiği ilimlerle, kıymetlerle, gönüllerle hoştur. Sadece senin gibiler değil, senden olmayan da çok yaşasın ki, sen de yaşa. Hele bir de onun gözüyle gör şu fani dünyayı. Herkes beyaz olsa, o zaman beyazı fark edemezsin ki. Değil mi?
Veyahut da siyah. Beyaz en güzel siyahta belli eder kendini. Beni ben yapan yegane şey, benden olmayandır. O yoksa, sen de yoksun. Ne anlamın kalır, ne rengin belli olur, ne de tadın..."

Eline, yüreğine sağlık Sermiyan Midyat...

batmanlı kız arkadaşın vajinasından petrol çıkması

hiç mi görmez , bakmaz bu moderatörler...

en dokunaklı film sahneleri

ıssız adam filminde alperin , adadan ayrıldıktan sonra bir sabah ona ait tokayı bulması.

aşk acısına gark olmuş insanlar bilir ki sadece toka isimli cisimle göz göze gelmiş olmaktan öte bir durumdur. sevdiğinizi zaten özlersiniz her gün \"haah iste bugün unuttum\" dersiniz ama halbuki yılmaz güneyinumutsuzlar filmindeki \" sen gideli çok oldu çiğdem, sen gideli 467 gün oldu. her gün resmine bir kurşun sıktım. 467 gün seni her gün kurşunladım ama seni öldüremedim. en son kursunu dün sabah alnında denedim. öldüremedim ve anladım ki sensiz olmazmış!\" haykırışından farklı bir durum değildir yaşanılan.
ortak şarkınızın ansızın bir yerde çaldığında ne yapacağınızı bilememeniz decabasıdır.

çok mu duygusallaştım ne!

olsun be gülüm olsun bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun *

berkin elvan denen şahsa üzülmemek suç mu

ağa babalarınız "30 / otuz" işçinin hayatını kaybettiği maden ocağındaki işçiler için de 'kader' demişti değil mi.
anamızı da alıp gidelim değil mi,

ne de olsa, tayyip çıkıp fuhuşu övse ben zaten orospu çocuğuyum diyecek insanlar çok bu ülkede.

diyarbakırlı sözlük yazarları

buyrun benim.

sırrı süreyya vs elif çakır

sırrı süreyya önderin katıldığı baştan sona programında özellikle elifle çakırla arasında geçen diyaloglardır;

e.ç: hdp, bdp'nin türkiye'lileşme hareketidir.
s.s: ifadeniz dökülüyor! biz nereliyiz ki türkiye'lileşeceğiz??

s.s: biz 3 aylık bir partiyiz.
e.ç: parti yeni ama aktörler eski.
s.s: napalım uzaydan adam mi getirelim!

e.ç: hdp'ye girmenizi sevmedim. kurt ağırlıklı bir parti.
s.s: sizin sevmemeniz ne kadar doğru bir yerde durduğumu hatırlattı.

e.ç: hep şiddeti on plana çıkarıyorsunuz oysa toplumun sükunete ihtiyacı var.
s.s: ne demek efendim sükunet siz vurdunuz da biz ölmedik mi?

e.ç: peki başörtüsü konusunda...
s.s: başörtüsü konusunda meclise ilk biz önerge verdik, başbakan bize "hadi ordan zerdüştler" dedi.

akif beki: chp'yle ilgili ne düşünüyorsunuz. sarıgül'ü sevmediğinizi biliyoruz.
s.s: bu saatten sonra benim ağzımdan chp ile ilgili negatif bir cümle alamazsınız. hele ki sizin yanınızda.

e.ç: chp'yle ittifak kurabiliriz diyorsunuz, ama nasıl olur?
s.s: yahu biz devletle, akp'yle bile görüşüyoruz, chp'yle haydı haydı görüşürüz.

a.b: size mitingde biri tezahürat etmeyince "tenekeden durma" diyor musunuz?
s.s: size söyledim mustafa sarıgül hakkında konuşmayacağım.
a.b: ama milleti fırçalıyor.
s.s: ohooo başbakanın fırçalarının yanında sarıgül'ünkü çerez kalır.

e.ç: peki projeleriniz neler?
s.s: proje de proje. ananızın karnından projeyle mi doğdunuz?
e.ç: ama projeler önemli.
s.s: şu proje fetişinden bir kurtulsanız.
e.ç: ama nasıl olur havaalanı gerekiyor.
s.s: havaalanını kadir topbaş yapıyor sanıyor.
e.ç: ben rötar yapmak istemiyorum.
s.s: gören de pegasus'un sahibi sanır.

a.b: ama projelerin olması lazım. mesela ulaşım ve şu bedava diyorsunuz. kaynak nereden bulunacak?
s.s: sanırsın kadir topbaş bütün projeleri kendi cebinden ödüyor.
a.b: ama sonuçta bunlar nasıl mümkün olacak?
s.s: bu hükumet döneminde çalınan çırpılan paralar bunlara aktarılsa nasıl bedava olacağını görürdünüz.

a.b: çalınanları tam bilmiyoruz da. belediyenin bir bütçesi var. bedava ulaşımın maliyeti ne olur?
s.s: ben size sistem bu yağmayı daha fazla kaldırmaz diyorum. bir gün evden dışarı çıktık hiçbir araç yok. kimse gideceği yere gidemiyor. bunun maliyeti nedir? bunun maliyeti mi olur?

e.ç: ama çözüm süreci için hükumete teşekkür etmiyor musunuz?
s.s: teşekkür edecek ne var, en temel insan hakları için mi teşekkür edeceğiz? kimin hakkini kime veriyorsun!
e.ç: ama çözüm sürecini başlattılar.
s.s: ne alakası var? çözüm süreci çok önce başladı. diğer hükumetlerle de görüşüldü.
e.ç: ama bu hükumet daha bir...?
s.s: roboski olduğunda iktidarda ecevit mi vardı?

e.ç: kürtçe propaganda yapabiliyor muydunuz daha önce?
s.s: yapıyorduk. bedelini de ödüyorduk. bedelini ödeyen herkes özgürdür.

a.b: ülke son 10 yılda demokratikleşmedi mi?
s.s: ben paralel evrende mi yaşıyorum? hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? yargıyı yürütmeye bağlamışsınız demokrasi diyorsunuz. aman darbe ona bir tıpa, aman darbe buna bir tıpa, interneti yasakla, kendine için yaşa çıkar, yolsuzluğa izin ver böyle demokrasi mi olur?

tabii arada akif bekiyi de boş geçmemiştir.

en örnek alınası türk

(bkz: ismail beşikçi)
(bkz: sırrı süreyya önder)
(bkz: ibrahim kaypakkaya)
(bkz: levent tüzel)

halkların demokratik partisi

aponun, şeyh said'çi dindar kürtler ile lgbt/eşcinsel kürtleri-türkleri kaynaştırıp, aynı eylemlerde kol kola yürüyeceklerini zannettiği ama aslında birbirlerine hiç tahammül edemediklerini , birbirlerini dibine kadar ötekileştirdiklerini göz ardı ettiği parti. bir bakıma partiden de öte aponun kendi kafasında yaşadığı ütopyanın parti halidir.

travesti ile diyaloglar

bir kış günü çekmişim arabayı sağa, gelecek arkadaşı bekliyorum otobüsten inecek beraber devam edeceğiz. nerde kaldı bu götlek diye mırıl mırıl homurdanırken cam tıklanıyor. dışarıya bakıyorum ama gecenin bir yarısı,karanlık görmüyorum hiç bir şey. aralıyorum iki parmak, gencecik bir yüz yaklaşıyor cama, "hah" diyorum, "bir sen eksiktin". sonrasında gelişen diyalog:

b: canım, hiç gereği yok, sana iyi geceler.
t: abi o yüzden değil, çok soğuk dışarısı, arabada biraz ısınabilir miyim?
b: çantanı aç göster bakalım. (çantada bıçak, jilet vs. var ise diye)

t çantayı açar, biraz para ve bir dolu prezervatif poşeti vardır içinde. b önce çaktırmadan sol kapı içine gizlenmiş silahın emniyetini sonra sağ kapının kilidini açar, içeriye bu buz gibi havada kısa şort ve file çorap giymiş bir travesti girer.

t: sağol abi, allah razı olsun.
b: sorun değil, ama çok kalmıycam. (açık açık yalan söylemekteyim, şöför hala kabinde uyuyor çünkü)
t: kaldığın kadar abi. dondum valla.

t bir süre ellerini ovuşturur. neredeyse buz tutmuş olduğu her halinden bellidir. işin güzel tarafı herhangi bir şekilde rahatsız etmiyor, sadece ısınmaya çalışıyordur.

b: harbi harbi üşümüşsün ya, kaç saattir burdasın?
t: 2 saati geçti, lokantaya almıyorlar beni, daha 3 saat kalmam lazım.
b: neden kalman lazım?
t: pezevenge para lazım abi. toparlayamazsam döver valla.
b: e kaçsana, veya ne bileyim şikayet etsene polise filan.
t: abi, polis bizi dinler mi hiç? karakola gitsen siktir eder, sokakta görsen alır ekip arabasına götürür ıssıza çöker üstüne.
b: e kaç o zaman.
t: nereye kaçayım abi, ailem reddetti beni, arkadaşlarım sokakta görse tanımaz zaten.
b: yaşında kaç senin?
t: 23 abi.
b: nereye kadar böyle peki?
t: gittiği yere kadar abi. bir çok arkadaşımız dayanamıyor, intihar ediyor. ya da pezevengi, müşterisi, aşığı öldürüyor. kimsenin umursadığı yok bizi.

öncesinde ısınsın diye arabaya aldığım bir travestiyle geçirdiğim yaklaşık yarım saatlik diyaloğun girişi bu şekildeydi.

daha on, on bir yaşında iken bir şeylerin farklı olduğunu anladığını, babasının hissetmesi üzerine çok dayak yediğini, lisede aşık olduğu çocuğu ve onun alaylarını, askerde uğradığı sayısız tecavüzü, sonrasında geçirdiği ameliyatları ve eline düşüp, denize düşen yılana sarılır mottosuyla sarıldığı pezevenginin onu nasıl sattığını ve hor gördüğünü anlattı da anlattı.

asla homofobik bir insan değildim, ama travesti cenahına da sempati duyduğum söylenemezdi. o gece hayatımda ön yargılarımdan birini daha kırdığım bir gece oldu. henüz 23 yaşında, bir çok insanın 70 yılda yaşamayacağı hayat deneyiminin tamamını yaşamış bir insandı o gece arabamdaki. insan. üşüyordu. belki dışarıdaki soğuktan, belki de toplumun onu ötekileştirmesinden. ama üşüyordu.

gerçek adı olduğunu söylediği melih, sahne ismiyle iclal şu anda nerededir, ne yapmaktadır bilmiyorum. ama umarım iyidir ve hayatta bir çıkış yolunu bulabilmiştir. artık üşümüyordur.

günah işleme özgürlüğü

akp rize milletvekili metin külünk sayesinde haberdar olduğumuz özgürlük.bu da demek oluyor ki herkes istediği haltı yiyip sonra "ben günah işleme özgürlüğümü kullandım" diyebilir.

yarının cuma olması

yedi günde bir yarının cuma olması anlamına da gelir.