bugün
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi9
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması14
- kızların yedek listesi9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- icardi1905'in sözlüğü bozması25
- cami tuvaletinin paralı olması11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek19
- 007 slip don giysin kampanyası9
- erkeklerin sadakatsiz olması11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- anın görüntüsü10
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- sözlüğe kız getirmek9
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü14
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek8
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler13
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler13
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- flörtü eleme sebepleri8
- uludağ sözlük discord grubu8
entry'ler (122)
Şu an yaptığım eylemin yazıya dökülmüş hali.
Itiraf ediyorum Hüseyin'imiz çok seviyorum.
Derdin bana derman imiş gibi Anlamsız isimler.
Bir 27 değil tabi.
Dakka bir gol bir. Hayran kalmamak na mümkün.
Temmuz içinde Bulunduğumuz yaz Ay'ı. Aklıma nerden geldiyse.Türk ve Altay mitolojisine de Tamız (Tamus, Tammus, Tamıs, Dumuz, Dumıs) Han olarak geçmiştir. Sümer kökenlidir. Türk coğrafyasının büyük kısmında adı yaz aylarından birisine verilir; Temmuz, Tamız, Tamıs gibi… Çoğu zaman Ahır hayvanlarının ve/veya Çobanların ya da kırsal hayatın, ekinlerin ve hasadın koruyucusu olarak görülür. Damızlık sözcüğü, Damız (ahır) sözcüğüyle olduğu kadar bu isimle de bağlantılıdır ve Tamız Han için ayrılan hayvan demektir. Sümer mitolojisinde çoban görünümlü olarak betimlenir.
Katipzade yakalamış . Maşallah takipdeyim.
Bambaşka yani metaformozluk bir durumu yaşıyorum. Kendimi tanıyamadım. Öyle böyle değil. Çok özlemişim.
Hüseyin ,benim için. O da biliyor zaten. Evleniyoruz sözlük duyurulur.
alt eğo benzetmesi laf.
Aşkı isteme sözlerinin sesli olarak söylenip Vücutta bulunan noktalara vurularak tekrarlanan bir teknik uygulamadır. Mesaj niteliği bilinçaltına gider. Zaten bütün meditasyonlarda amaç bilinçaltını kodlamaktır.
Çok naifsiniz. Hayran kalmamak namümkün.
Weldceller. New elysıum. Burn baby burn.
Dişil enerjinin kullanılmasıyla ortaya çıkan muazzam bir kıpraşma diyelim.
Her kafası karışık insanın yaptığı iki yolculuk vardır; gitmediğin yolları keşif ve yüzündeki nemsiz arazileri ıslatma ilerleyişleri...
Yorulmuştur kadın, yolun kenarında durup karşıdan gelen ilk adamı durdurur tam önünde. Ayaklarının uçları birbirine değecek kadar yaklaşır adamın suretine, konuşacak hiçbir şeyi yoktur. Söyleyecek hiçbir kelime kalmamıştır, her iki yolculuğunu da yarılamıştır ancak. Kaşif bilginliği ve ağlamanın verdiği dinginlikle sığınmıştır işte tanımadığı bir yabancının sözcüklerine. Ondan bir söz bekler, yüzüne bile bakmadan kendisini tanıdığını duymak, birkaç satır kelam etmek ister.
Adam şaşkındır, ayaklarına dayanan bir çift rugan pabucun sahibine bakmaktadır. Başı önde, dudakları titreyen, gözünün yaşını yeni silmiş bir kadın durmaktadır karşısında. Kadın sustukça, konuşası gelir, kadın anlatmadıkça kendini anlatası. Ama nasıl başlanır ki söze, yarım kalmış bir keşfin ortasında?
Kadın çekinerek kaldırır yüzünü, adam başladığı her kelimenin ilk hecesinde vazgeçerken söyleyeceklerinden kadın konuşmadan anlatır düşündüklerini. Yalnızım der, sadece durdum, hayatta, yolculukta, ağlamakta, susmakta hep yarım kaldım. Bak, sussam da konuşuyorum hala…
Adam anlar, kadın yalnızdır, onca yolculukta hep yarım kalmıştır. Oysa kendisi de bilmez tamamlanmanın ne demek olduğunu, kadının dudakları ne kadar kapalıysa gözleri o derece konuşkandır. Adamın cesareti yoktur konuşmaya, ne ileri ne geri gitmeye…
Kadın gözlerini kaçırır birden, önce sesini, sonra rugan pabuçlarını alır ilerler… Geride yarılanmış bir yol, sessiz bir konuşma ve parmak uçlarına değen sıcaklığı soğutan bir rüzgar bırakarak keşfetmeye devam eder.
Adam gecenin bir vakti gördüğü kadının bir rüya olmasından şüphelenerek silkinir, arkasına bakar, kimse yoktur. Ayakkabısının ucunda bir leke dışında hiçbir izi kalmamıştır giden kadından.
Kadın görmüş, susmuş, sessizce konuşmuş, adama dayanıp güç almış, karşılık bulamayınca yoluna devam etmiştir. Adam ayakkabısının ucunda kalan bir lekeden başka gördüğünün gerçek olduğuna inanmayarak düşünü hayra yormuş, aklının bir köşesinde ‘onu anladığını bir türlü anlatamadığı’ bir kadın resmiyle bakışmıştır uzunca.
Sonunda yeni rüzgarlar geçmiştir ikisinin de hayatından, yollar da yaşlar da hep kaşif kalmış, her zaman adımlanmamış bir kara parçası bırakmıştır yollarında. Kimi gece, kimi gündüz onlarca anı kalmıştır geçti dedikleri onca düşün sabahında. Yarım kalmış rüyalar hep hayra yorulmuştur, yarım kalmış yolculuklar yeni yollara, dilekler tamamına…
Yorulmuştur kadın, yolun kenarında durup karşıdan gelen ilk adamı durdurur tam önünde. Ayaklarının uçları birbirine değecek kadar yaklaşır adamın suretine, konuşacak hiçbir şeyi yoktur. Söyleyecek hiçbir kelime kalmamıştır, her iki yolculuğunu da yarılamıştır ancak. Kaşif bilginliği ve ağlamanın verdiği dinginlikle sığınmıştır işte tanımadığı bir yabancının sözcüklerine. Ondan bir söz bekler, yüzüne bile bakmadan kendisini tanıdığını duymak, birkaç satır kelam etmek ister.
Adam şaşkındır, ayaklarına dayanan bir çift rugan pabucun sahibine bakmaktadır. Başı önde, dudakları titreyen, gözünün yaşını yeni silmiş bir kadın durmaktadır karşısında. Kadın sustukça, konuşası gelir, kadın anlatmadıkça kendini anlatası. Ama nasıl başlanır ki söze, yarım kalmış bir keşfin ortasında?
Kadın çekinerek kaldırır yüzünü, adam başladığı her kelimenin ilk hecesinde vazgeçerken söyleyeceklerinden kadın konuşmadan anlatır düşündüklerini. Yalnızım der, sadece durdum, hayatta, yolculukta, ağlamakta, susmakta hep yarım kaldım. Bak, sussam da konuşuyorum hala…
Adam anlar, kadın yalnızdır, onca yolculukta hep yarım kalmıştır. Oysa kendisi de bilmez tamamlanmanın ne demek olduğunu, kadının dudakları ne kadar kapalıysa gözleri o derece konuşkandır. Adamın cesareti yoktur konuşmaya, ne ileri ne geri gitmeye…
Kadın gözlerini kaçırır birden, önce sesini, sonra rugan pabuçlarını alır ilerler… Geride yarılanmış bir yol, sessiz bir konuşma ve parmak uçlarına değen sıcaklığı soğutan bir rüzgar bırakarak keşfetmeye devam eder.
Adam gecenin bir vakti gördüğü kadının bir rüya olmasından şüphelenerek silkinir, arkasına bakar, kimse yoktur. Ayakkabısının ucunda bir leke dışında hiçbir izi kalmamıştır giden kadından.
Kadın görmüş, susmuş, sessizce konuşmuş, adama dayanıp güç almış, karşılık bulamayınca yoluna devam etmiştir. Adam ayakkabısının ucunda kalan bir lekeden başka gördüğünün gerçek olduğuna inanmayarak düşünü hayra yormuş, aklının bir köşesinde ‘onu anladığını bir türlü anlatamadığı’ bir kadın resmiyle bakışmıştır uzunca.
Sonunda yeni rüzgarlar geçmiştir ikisinin de hayatından, yollar da yaşlar da hep kaşif kalmış, her zaman adımlanmamış bir kara parçası bırakmıştır yollarında. Kimi gece, kimi gündüz onlarca anı kalmıştır geçti dedikleri onca düşün sabahında. Yarım kalmış rüyalar hep hayra yorulmuştur, yarım kalmış yolculuklar yeni yollara, dilekler tamamına…
Bunun tersi var. Bi de bu olsun.
Teşekkür ederim.
Başlamıştır. Hayırlı olsun dediğim durumdur.
Allah rahmet eylesin denen kişidir.
Hüseyin Canımmm.