bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek25
- insanlar melek mi şeytan mı9
- bir kadın nasıl tavlanır15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz37
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü9
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike16
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (107)
23 Ocak 1995 tarihinde Suna Kıraç önderliğinde kurulan, ülkemizin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşudur.
--spoiler--
Eğitim Gönüllüleri, 7-16 yaş arası çocuklarımızın Cumhuriyetimizin temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, eleştiren, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunacak eğitim programları ile etkinlikler oluşturmakta ve uygulamaktadır.
Eğitim Gönüllüleri, oluşturduğu özgün eğitim programlarını ülke sathında kurduğu Eğitim Parkları, Öğrenim Birimleri ve Ateşböceği Gezici Öğrenim Birimlerinde, eğitici eğitimi verdiği gönüllüleri aracılığı ile hayata geçirir.
--spoiler--
http://www.tegv.org
--spoiler--
Eğitim Gönüllüleri, 7-16 yaş arası çocuklarımızın Cumhuriyetimizin temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, eleştiren, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunacak eğitim programları ile etkinlikler oluşturmakta ve uygulamaktadır.
Eğitim Gönüllüleri, oluşturduğu özgün eğitim programlarını ülke sathında kurduğu Eğitim Parkları, Öğrenim Birimleri ve Ateşböceği Gezici Öğrenim Birimlerinde, eğitici eğitimi verdiği gönüllüleri aracılığı ile hayata geçirir.
--spoiler--
http://www.tegv.org
Atatürk'ü tanımayan, bilmeyendir.
Farkında değildir ki, eğer o olmasaydı bugün hala şeyhülislamın fetvalarıyla, padişahın sözüyle belki de başka bir devletin bayrağı altında yaşıyor olacaktı ve bu cümleyi kurma hakkı bile olmayacaktı.
Farkında değildir ki, eğer o olmasaydı bugün hala şeyhülislamın fetvalarıyla, padişahın sözüyle belki de başka bir devletin bayrağı altında yaşıyor olacaktı ve bu cümleyi kurma hakkı bile olmayacaktı.
sevgiliyle gidilebilecek şahane bi mekan
sakin, romantik, kaliteli, leziz, sanatsal...
http://www.galeriezafira.com
sakin, romantik, kaliteli, leziz, sanatsal...
http://www.galeriezafira.com
kelime anlamı '' başarı yolu'' olan, 1959 yılında bir bodrum katında kurulan ve şu anda yıllık cirosu 8 milyar doları aşan, dünyanın en büyük doğrudan satış şirketidir.
büyümeye başladığı sıralarda amerikada federal ticaret komisyonu tarafından mahkemeye verilerek incelenmiş ve detaylı incelemeler sonucunda hükümet amwayin pazarlama planının dürüstlüğünü resmen onaylamıştır. bu da amwayin yasal olmadığı konusundaki düşüncelere bir kanıt oluşturur.
şirket kaliteli ürünlerini doğrudan satış yöntemiyle kullanıcısına ulaştırarak ekonomikliği sağladığı için ürünleri marketlerde satılmamaktadır.
ayrıca ürünleri
- konsantre
- çevre dostu
- organik
- sağlıklı ve
- kaliteli olduğundan kullanıcılarını memnun eder. herhangi bir nedenden dolayı memnun kalmayanlar için de 3 ay içinde para iade garantisi vardır.
büyümeye başladığı sıralarda amerikada federal ticaret komisyonu tarafından mahkemeye verilerek incelenmiş ve detaylı incelemeler sonucunda hükümet amwayin pazarlama planının dürüstlüğünü resmen onaylamıştır. bu da amwayin yasal olmadığı konusundaki düşüncelere bir kanıt oluşturur.
şirket kaliteli ürünlerini doğrudan satış yöntemiyle kullanıcısına ulaştırarak ekonomikliği sağladığı için ürünleri marketlerde satılmamaktadır.
ayrıca ürünleri
- konsantre
- çevre dostu
- organik
- sağlıklı ve
- kaliteli olduğundan kullanıcılarını memnun eder. herhangi bir nedenden dolayı memnun kalmayanlar için de 3 ay içinde para iade garantisi vardır.
kazandığı tek başarı olarak lig şampiyonluğunu görebilmiş, daha ötesini sadece izleyip hayal etmekle yetinmiş bünyelerin bunu çok mühim bir hadise olarak görmesi son derece normaldir.
oysa galatasaray tarihinde birçok büyük başarı görmüş geçirmiştir. 17. kez lig şampiyonu olmak bunlardan sadece biridir. çok değerlidir, büyük mutluluk kaynağıdır fakat abartmaya gerek yoktur.
bu asillikle alakalı bi şey sanırım her taraftar bunu anlayamaz.
oysa galatasaray tarihinde birçok büyük başarı görmüş geçirmiştir. 17. kez lig şampiyonu olmak bunlardan sadece biridir. çok değerlidir, büyük mutluluk kaynağıdır fakat abartmaya gerek yoktur.
bu asillikle alakalı bi şey sanırım her taraftar bunu anlayamaz.
ozan doğulu'yla bursa turnesi sırasında kuliste tanışıp, geçtiğimiz aralık ayında evlenen ve şu anda hamile olan 1988 doğumlu kişi.
aynı zamanda 'kenan doğulu'nun eşi olma fikrimi ulaşılabilir kılan kişi' diye de tanımlayabilirim *
aynı zamanda 'kenan doğulu'nun eşi olma fikrimi ulaşılabilir kılan kişi' diye de tanımlayabilirim *
"
onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan oysa... her filmin kahramanı O... her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. "
Can Dündar
onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan oysa... her filmin kahramanı O... her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. "
Can Dündar
anlatmak istenileni anlatacak kelime bulamamak, tarifsiz bir ruh hali içinde bulunmak, ne söylersen söyle kulağa 'boş' gelecek olan anın yaşandığı yerdir.
oyuncu kadrosu şahane olan - (bkz: herkes burda sen nerdesin) - fakat izlerken ısınamadığım bişeyler olduğunu farkettiğim sinema tadındaki kanal d dizisi.
belki de sevdiğiniz insanın artık insan olmamasıdır.
güzele vurandır.
(bkz: yaşasın yemek yemek)
sıkıntılı bi ortamda, paylaşılacak bi şey yokken, hatır sorma işlemi de tamamlanmışsa ve derin bi sessizlik olmuşsa, gerilen insan söylemi olarak otama yansıyan söz öbeğidir bu. başında da genelde bi 'eee' bulunur.
'kırmızı başlıklı kız' masalını bilen ve ormana girdiği taktirde başına geleceklerden haberdar olan kırmızı başlıklı kızın davranışıdır. girmek ister ama korkudan bir türlü giremez.
kör olmayıp da görememekten daha hallice bir hadisedir.
içte bir yerlerde hissedilen, kanatsız uçabilme duygusunu beraberinde getiren, sırıtma olarak dış dünyaya yansıyan, tanımı zamana göre değişebilir olan kavramdır.
öyle ki bu bazen aşık olmaktır, bazen beklenen sıcak bir gülümsemedir, bazen sadece güneşli bir gündür, bazen aniden başlayan yağmurdur, bazen geri gelen elektriktir, bazen çikolatalı bir dilim pastadır, bazen öpücüktür, bazen anne kucağıdır, bazen çok istenilen bir şeyi almaya gittiğinde onun indirime girmiş olduğunu görmektir, bazen telefona gelen bir mesajdır... bla bla bla
mutluyum mutlusun mutlu mutluyuz mutlusunuz mutlular *
öyle ki bu bazen aşık olmaktır, bazen beklenen sıcak bir gülümsemedir, bazen sadece güneşli bir gündür, bazen aniden başlayan yağmurdur, bazen geri gelen elektriktir, bazen çikolatalı bir dilim pastadır, bazen öpücüktür, bazen anne kucağıdır, bazen çok istenilen bir şeyi almaya gittiğinde onun indirime girmiş olduğunu görmektir, bazen telefona gelen bir mesajdır... bla bla bla
mutluyum mutlusun mutlu mutluyuz mutlusunuz mutlular *
unutulmayacak olandır.
(bkz: aglayan erkekler)
ben seninle uğraşmaktan yoruldum, al kendini ne yaparsan yap demektir.