bugün

sevdiği entry'ler

türk halkının yeterince protein alamaması

halkımızın yeterli beslenemediğine, yeterli beslenemediği için de ülkemizin geri kaldığına dair bir gerçek...

protein nedir? yaşamın temelidir.
insanın yaşaması, gelişmesi için başta gelen besin ögesidir.

et, tavuk, balık, yumurta ve süt başlıca protein kaynaklarımızdır.

ülkemiz malesef et tüketiminde avrupa'nın ve dünyanın gelişmiş ülkelerinin epey gerisinde.
görsel

güya etsiz yemek yemeyen bir milletiz. böyle bir ünümüz var.
ama buna rağmen et tüketiminde avrupa'da son sıradayız.
görsel

bir yunan, bir türkten 2 kat fazla et tüketiyor...

balıkta durumumuz çok vahim...
ortalama 5 kilogram civarında bir balık tüketimimiz var.
bu konuda dünyanın en fakir ülkelerinden biriyiz ne yazık ki;
görsel

suudi arabistan ve iran gibi ülkeler bizden 3 misli daha fazla balık tüketimine sahip.

balık tüketiminde avrupa'da son sıradayız malesef.
görsel

yukarıdaki haritayı incelerseniz, türkiye'nin avrupa'da en az balık tüketen ülke olduğunu görebilirsiniz.

öyle ki denize kıyısı bulunmayan macaristan, sırbistan, avusturya, slovakya ve çekya gibi ülkeler bizden fazla balık tüketiyorlar.

bir diğer protein kaynağı yumurta.
yumurta tüketiminde de halimiz içler acısı.
görsel

neyse ki süt tüketiminde de yine geride olsak da biraz daha iyi durumdayız diğerler protein kaynaklarından.
görsel

sözün özü yeterli protein alamıyoruz. yeterince beslenemiyoruz.
halkın önemli bir kesimi ekmek ve tahılla karnını doyurup yaşama tutunmaya çalışıyor.

eh, milletin vekilleri de bunu onaylıyor; "kuru ekmek yiyorsa aç değildir" diyorlar.

sağlık olsun...

kız istenirken kızımız bakire mi diye sormak

Ekspertiz raporu istemekle aynı şeydir.

ygs birincisi

Çok güzel bir yazıya konu olmuştur.

--spoiler--
YGS Birincisi
4 bölümden 40'ar tane, toplamda 160 soruyu 160 dakika içinde çözmüş öğrencidir. Heyecan yapmamış, stres yapmamış, tek bir tane soruyu bile yanlış okumamış, her bir soruyu 1 dakika içinde yanıtlamış, 160 dakika boyunca şöyle bir gerinip vücudunu esnetmemiş, hatta burnunu bile kaşımamıştır. Türkçe bölümünde 30-35 adet paragraf sorusunun hepsini 1'er dakika içinde okumuş, anlamış, doğru cevaplandırmıştır.
istisnasız!
Ve bu çocuk 18 yaşındadır. Günde 18 saat ders çalışabilecek kadar beyni boştur. Hiçbir düşünce beynini işgal etmemiş, hiçbir konuda kafasında merak uyanmamış, bilgisayar oyunlarını bırakınız internete bile girmemiştir. Hatta sınıftan bir kıza bile aşık olmamıştır ki konsantrasyonu bozulsun...
Hiçbir düşünce akımına ilgi duymamış, hiçbir düşünce üretmemiştir. Sadece ve sadece test çözmüştür! 18 yaşında dünyayı yeni tanıyan bir gencin dünyasını işgal edecek hiçbir şey onun hayatına girmemiştir. Ve bu çocuk, lanet Türkiye birincisidir.
istediği üniversiteye girerek akademik kariyer yapabilecek, meslek kazanabilecek, iş bulup hayatını geçindirebilecek imkana sahiptir şu anda. isterse bilim, isterse sanat, isterse düşünce adamı olabilir...
Peki, sorabilir miyim: Hangi beyinle?
Bir robotla mı karşı karşıyayız? Yoksa belli çevreler tarafından seçilmiş sıradan bir çocukla mı? Normal bir çocuğun bu şekilde hayatının baharını hiçe sayarak çalışması mümkün müdür? Peki yüzbinlerce kişinin hayal kırıklığı yaşadığı bir sınavda en ufak bir gerilim bile yaşamaması?
Bu şekilde bir sistemle ülkenin yetenekli ve idealist yüzbinlerce gencini hayata küstürdükleri ve böyle zavallı çocukları makineleştirerek geleceğin önemli adamları diye yutturdukları için, bu sistemi kuranlar da, uygulayanlar da bu ülkeye ihanetin en büyüğünü yapmaktadırlar.
Ve yapmaya da devam edeceklerdir.
--spoiler--

reel sayılar

Real madrid e transfer olan sayılardır.