bugün

entry'ler (6)

tatlı krizi

şeker , vücuda girdikten sonra parçalanarak kana karışıyor. meyve ve sebzelerdeki şeker , lifli bir yapıya sahip. dolayısıyla tüketildiği zaman sindirimi yavaşlatarak doygunluk hissi yaratıyor. bu nedenle doğal besin kaynaklarından aldığımız şekerin zararı nispeten az.

kandaki şeker seviyesi arttığında , pankreas insulin salgılamaya başlar. bu , şekerin vücut hücrelerine işlenmesini sağlar ve neticede kan şekeri düşer. işlenmiş şeker tükettiğimizde bu süreci hızlandırmış oluyoruz. yöneldiğimiz şekerli gıdalar dopamin salgılamamıza ve daha iyi hissetmemize neden oluyor. böylece şekere karşı bir bağımlılık yaratmış oluyoruz.

titan

şu ana dek inmeyi başardığımız iki tane uydu var. ay ve titan. onu bu kadar önemli yapan şey ise büyük oranda azot , ufak miktarlarda metan ve diğer gazlardan oluşan yoğun atmosferi. tüm güneş sisteminde dikkat çekecek oranda bir gaz bulutu altında saklanmış tek uydu titan.
titan ; yanardağları , sıvı metandan oluşan göl ve nehirleri , rüzgarları , yağmurları , mevsim değişiklikleriyle uydudan çok bir gezegene benziyor. burada sıcaklık sıfırın altında 200 derece civarında. aşırı soğuk oluşu nedeniyle kimyasal süreçler de oldukça yavaş gelişiyor. tabii yağmurların da metan ve etandan oluştuğunu bilmek gerek. ama bu durum onu araştırmamıza engel değil. çünkü karmaşık organik bileşikleri meydana getirebilecek yapıtaşlarını da barındırıyor. bir başka deyişle ; titan'da yaşamın doğmuş olması ihtimali bir hayli yüksek. tabii varsa bile şu ana dek bir örneğiyle karşılaşmadığımız metan bazlı canlılar olmalılar.
uydunun buz , sıvı metan ve kayalarla kaplı yüzeyinin altında gizlenmiş bir de okyanusu olduğu düşünülüyor. nasa'nın satürn ve uydularını araştırmakla görevli cassini uzak aracına eklenen huygens sondası 2004 yılında titan'ın yüzeyine paraşütle inerek yaklaşık 4 saat boyunca veri topladı. bu yüzden titan hakkında bildiklerimizin bazıları büyük bir kesinlik taşımakta.

* titan , satürn'e uzaklık sıralamasında 21. uydu.

*uydunun atmosfer basıncı dünya'ya oranla %60 daha fazla. bu basınç yüzme havuzunun dibinde hissedilene eşit.

*titan'da 400 kilometre boyunca akarak denize dökülen bir nehir keşfedildi.

*titan'ın bir günü 16 dünya gününe eşit.

*uydudaki dağlar , isimlerini j. r. r. tolkien'in yüzüklerin efendisi serisindeki orta dünya'dan alıyor. (bkz: erebor) , (bkz: mithrim) ve (bkz: angmar) bunlardan bazıları.

morötesi

morötesi felaket alman teorik fizikçi max planck tarafından 20. yüzyılın başında bir problem olarak gösterilmiştir. enerji klasik fizikte olduğu gibi sonsuza dek daha küçük parçalara bölünebilen kesintisiz bir elektromanyetik dalga halinde yayılıyorsa , basit bir şömine ateşinin yaydığı ısının bile şömine duvarlarından sürekli sekerek ateşi harlaması gerekiyordu. bu durumda şöminedeki ısı enerjisinin sürekli artması ve ısıyı oluşturan kızılötesi ışınların morötesi dalga boyuna kayarak kış gecesi ısınmaya çalışan bütün evlerde korkunç bir radyasyon felaketine yol açması gerekiyordu.
planck gerçekte böyle olmadığını biliyordu ve tabiatta bunun bir açıklaması olmalıydı. bu durumda enerji kesintisiz bir dalga olarak değil de kesikli enerji paketleri halinde yayılmalıydı. bu paketlere sığdırılabilecek enerjinin de bir üst sınırı olmalıydı. öyle ki elektromanyetik dalgaların osilasyonu paketin içinde maksimum genliğe ulaşıyordu. bu sebeple enerji paketlerine daha fazla enerji sığdırılamıyor ve şöminelerin sıcaklığı da asla sonsuza dek artmıyordu.

siber savaş

ana akım medya " siber savaş " terimini büyük çaplı web temelli suçlardan ukrayna'daki çevirimiçi manevralara kadar hemen her şey için kullanıyor fakat siber savaşın gerçek askeri operasyonlara nasıl uygulandığını açıklayan çok az kişi var. uluslar silahlı kuvvetlerini digital cephelere yollama becerisini geliştirdikleri zaman , bundan yüzyıl önce roketlerin ve uçakların yaptığı gibi savaşı yeniden şekillendirme gücünü buluyor.

günümüzde 100 civarı ordunun bir tür siber savaş organizasyonu var. örneğin maryland'deki fort meade tesisi ulusal güvenlik teşkilatı'na (bkz: nsa) ve abd siber komutanlığı'na ev sahipliği yapıyor ve pentagon'dan daha fazla personele sahip. şangay'daki datong'un ise abd ordusu'nun iletişiminden new york times'ın dahili e-postalarına kadar her şeyi hack'leyen çinli unit 61398 'in evi olduğu söyleniyor.

bu örgütlerin boyu , ölçeği , eğitimi ve bütçesi değişse de , amaçları hep aynı. abd hava kuvvetleri'nin tabiryle " yok etmek , yalanlamak , yıpratmak , kesintiye uğratmak ve kandırmak." aynı anda , ülkeyi düşmanın siber savaşı aynı amaçla kullanmasına karşı da koruyorlar. yetkililer böylesi birimlerin nasıl örgütleneceği gibi daha kapsamlı konular da tartışıyor. tekliflerden biri bu örgütlerin yepyeni askeri birimler olması.
bu tartışmaların sonucu ne olur bilinmez ama birçok kişinin yeni bir savaş türü saydığı siber savaş aslında geleneksel silahlı mücadeleye çok daha yakın. savaş başlamadan önce akıllı bir komutanın yaptığı şey istihbarat toplamaktır. 2. dünya savaşı nda zaferi getiren şey , müttefiklerin mihver devletleri'nin telsiz şifrelerini kırmasıydı. modern savaşta ilk adım digital iletişimi dinlemek. çünkü ağlara sızmak daha agresif eylemlerin altyapısını hazırlamaya yardımcı oluyor. askeri yetkililer bu taktikleri pasifik'te gerilim son yıllarda yükseldikçe kullanıyor. çinli hacker'ların abd silahlı kuvvetlerinin ağlarını hedef alarak birim konuşlandırma takvimlerinden pasifik'teki amerikan üslerinin lojistik duruma kadar her konuda istihbarat topladığı söyleniyor. edward snowden 'ın sızdırdığı belgeler abd siber birimlerinin de çin'deki potansiyel rakipleri hakkında bilgi edinmek için aynı derecede uğraştığını gösteriyor.
digital savaşı geçmişteki istihbarat programlarından ayırt eden , operasyonların bir anda bilgi toplamadan agresif eylemlere dönüşebilmesi. 2. dünya savaşı'ndaki şifre kırmanın aksine , siber saldırılar düşmanın telsiz sinyallerini okumakla kalmıyor , telsizin kendisini de ele geçiriyor. yakın tarihte kırım'daki ukrayna birlikleri rus işgali sırasında komutanlarıyla elektronik bağlantı kuramadıklarını fark ettiler. izole edilmiş , silah bakımından üstünlüğü kaybetmiş ve ne yapacaklarını bilemez halde olduklarından tek kurşun sıkmadan teslim oldular.

çita

vücut yapısı ve bazı organları dünyanın en hızlı koşucusu olması için şekillenmiş olan muazzam kedilerdir. dünyanın en hızlı koşan memelisi unvanına sahip olan çitalar , güney ve doğu afrika'da yaşıyor. sıfırdan 108km/saat hıza sadece 3,1 saniyede erişebilen ve saatte 120 kilometre hıza ulaşabilen çitalar , aslanlar gibi sürü halinde avlanmak yerine yüksek hız avantajlarını kullanarak tek başlarına avlanıyorlar.

bir çita bu hızda 460 metreden fazla koştuğunda vücut ısısı 46 derecenin üzerine çıkıyor ve bu da beynine zarar veriyor. bu yüzden genelde bir dakikadan daha fazla koşmayı tercih etmiyorlar.
çita , bu hızı vücut yapısına borçlu. ufak kafası , zayıf vücudu ve cılız bacakları sayesinde koşarken rüzgar direncine yenik düşmüyor. ayrıca göğüs kafesleri basık olduğundan , koşma esnasında harekete geçen kaslar , işlerini hiç zorlanmadan yapabiliyor. tabi büyük bir kalp ve dev boyutlarda ciğerlere sahip olduklarını unutmamak gerek. dolayısıyla vücutlarında dolaşan kan da oksijen açısından oldukça zengin. dev akciğerlerse karbondioksitin oksijenle değiştirilmesi sürecini hızlandırıyor. tüm bunlar bir araya gelince son derece hızlı koşabilen çevik bir atlet olmaması için hiçbir sebep yok.

sivrisinek

çevrenizdeki tüm sivrisinekleri bir mıknatıs gibi çektiğinizi düşünüyorsanız , haklısınız. insanların %20'si sivrisineklere metabolizma farkı ve vücut kimyaları yüzünden daha çekici geliyorlar. bunlar her insanda tıpkı parmak izi gibi farklılar. ama sivrisinekler tarafından hiç ısırılmayan da var. bunun sebebi oldukça ilginç . bazı insanlar , sivrisineklere çekici gelen tüm vücut kokularını kamufle edebilen bir kimyasal üretiyor.

sivrisineklere çekici gelen faktörlerin bazıları şunlar ;

-kan grubu 0 olanlar
-alkol kullananlar : içindeki etanol nedeniyle
-dolunay : daha yüksek enerjiyle saldırıya geçiyorlar.
-koyu renk kıyafetler
-yüksek vücut ısısı
-hareket halindeki insanlar

sivrisineklerden kurtulmak için sivrisinek ilacı dışında bir alternatif olarak uzmanlar insanlara muz yemelerini veya b-12 vitamini kullanmalarını tavsiye ediyor. her ikisi de vücut kimyanızı sivrisineklerin itici bulduğu bir seviyeye çekiyor.