bugün

entry'ler (24)

yazarların ilham aldığı sözler

"başarısızlık, daha zekice başlama fırsatından başka bir şey değildir."

"Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık." (isra Suresi:13)

gecenin şarkısı

https://www.youtube.com/watch?v=zSuVCf5sYq4

çok az kişi bilir.

pink floyd

sadece comfortably numb şarkısı bile efsane demek için yeter de artar. ne zaman dinlesem bambaşka ütopyalardayım sanki, gerçekten de bazı şarkılar ömürlük olsun diye yazılmış.

sevgilisi olan erkeği ayartmak

(bkz: orospuluk)

en yakındaki kitabın yazarı

matt bondurant.

sözlük yazarlarının favori içecekleri

sade maden suyu.
hak ettiği değeri görmüyor arkadaşlar.

monomania

tek bir düşünce üzerinde aşırı saplantılı olma durumu. saplantıdan farkı ise sadece tek bir düşünce üzerine yoğunlaşmasıdır. sadece ona odaklanır, aşırı düşünür, o konu üzerine çok kafayı takar. ileri evrelerinde zihninde saçma senaryolar kurarak sanrılar görür.
içerisinde capgras sendromu, othello sendromu, gibi psikotik bozuklukları da barındırır.

mustafa kemalin boyunun 1 60 olması

atatürk'ün başarılarla dolup taşan hayatında tek dikkat ettiği boyunun uzunluğu ve çıkma teklifinin kabul edilip edilmeyeceğini dert edinen bir insan beyanatı. fazla da şey yapmamak lazım, allah bazılarını öylesine yaratmış sonuçta.

acı insana ne katar

"beni öldürmeyen şey güçlendirir." (bkz: nietzsche)

dayanıklılık ve güç katar.

fatih sultan mehmet

osmanlı'nın en zeki padişahı. çok başarılı devlet adamı. aynı zamanda harika şiirleri olan bir şair. atatürk ve attila'dan sonra en çok hayran olduğum tarihi kişilik. devrinin en büyük entelektüeli. bilime, sanata ve alimlere çok değer verir, onlarla sohbet etmekten büyük keyif alırdı. onunla birlikte osmanlı'nın yükselme dönemi başlar. (sadece istanbul'u fethetmesine bağlamak büyük aptallık, bilime değer veren her zaman yükseliyor işte) haritacılığa ve resme büyük ilgisi vardı, ki italyan ressam bellini'yi saraya davet edip kendi portresini yaptırmıştır. hatta oğlu ikinci bayezid'in çok dindar olduğu söylenir, tahta çıktıktan sonra islama aykırı olduğu gerekçesiyle fatih'in portresini ve diğer yaptırdığı bütün resimleri satmış. büyük iskender'e hayran, onunla hedefleri çok benzer, dünya hakimiyeti gibi...

ben böyle hayranlık duyduğum insanların karakterlerini çok merak ediyorum. fatih hakkında da birçok kitap okudum. onun hakkında doğru ya da yanlış, taraflı ya da tarafsız ne bulduysam gördüysem ilgimi çekti. internetten makaleler, videolar, tarihçilerin yorumları, hatta buradaki sayfalarca entry...

mesela babasının fatih'le pek ilgilenmediği söylenir. oğlu alaaddin'in ölümünden sonra geriye tahtın varisi tek fatih kalınca anca o zaman ilgisini ona yöneltir. ikinci murat, oğlu alaaddin'in ölümünün de verdiği üzüntüyle tahtı fatih'e bırakıp, tasavvufa adamak ister kendini. henüz 12 yaşında olan fatih, çeşitli sebeplerle tahttan indirilir ve babası ikinci murat tekrar tahta geçerek otoriteyi sağlar. sanıldığı gibi bu dönemde babasına "eğer padişah sizseniz, ordularınızın başına geçin. yok eğer padişah bensem emrediyorum, orduların başına geç" gibi bir cümle kurmaz, hiçbir zaman tahttan inmek istemez. tahta çıkıp tekrar inen bir padişahın otorite kaybı büyük olacaktır çünkü, bunun bilincindedir. büyük bir üzüntüyle ve tahttan indirilmesinde büyük payı olan çandarlı halil paşa'ya olan kiniyle manisa'ya geri döner.

buraya kadar olan olaylara bakınca bile fatih'i anlamak çok basit. uğradığı haksızlıklardan doğmuş hırs, kendini kanıtlama isteği belki de... ya da siyasi olarak kaybettiği otoritesini kazanmak için fethedilmez denen istanbul'u fethetmek... nitekim öyle de oldu. gemileri karadan yürüttü yine de istanbul'u fethetti, kendi adını tarihe kazıdı, 1000 yıllık bizans'ı tarihe gömdü.

ve evet, hayattaki tek başarısı üniversite bitirmek olan tiplerin fatih'i yermek için kullandığı yegane sebep; kardeş katlini de meşrulaştırdı. ha bu fatih'in çok büyük ve başarılı bir devlet adamı olduğunu değiştirir mi? asla. tarihin tasnifi yapmak basit değil, o devre göre devletin bekası için. 21. yüzyılın normlarına göre fetva değerlendirmesi yapmayın. 15-20 sene sonra kendisine muhalifler kardeşini kışkırtıp tahtta hak iddia etmemesi için. ted-bir. kaldı ki en basit örnek sarayda anne-oğul ilişkisi bile yoktu, valide-şehzade ilişki vardı. asla tasvip edilecek bir şey değil lakin günümüzün yargılarına göre değil. hümanistlerin zihnindeki sevgi pıtırcığı dünya ancak ütopyalarda olabilir. o yüzden toz pembe hayaller kurarak devlet yönetilmez. hangi lider var ki adam öldürmemiş olsun? bunu 2016 yılında linç etmek tamamen zırvalık.

mhpliler olarak başkanlığa hayır diyoruz

kesinlikle hayır. nasıl pazarlıklar dönüyor bilemiyoruz ama ülkücülerin utanç kaynağısın devlet bahçeli.

ikincisi çekilse de izlesek denilen efsane filmler

the law abiding citizen.
ikincisinin çekilme ihtimali bile mutluluktan ağlamama yeter. zaten o güzelim filmin sonunun pert çıkması çok kalp kırıcıydı, bi gönlümüzü alın be.

yenilgiyi kabul edemeyen amerikalı democratlar

iki yüzlü demokratlar (demokrat dedim ama?! yersen...) bunlarda abd'nin hödükleri işte. demokrasileri kendilerinden olan kazanırsa işliyor, aksine tahammülleri yok.

yaran twitter iletileri

görsel

iz bırakan kitap cümleleri

"eski mısırlılar insanoğlunun, büyük bir ahenk oluşturan farklı ruhani elementlerden var olduğuna inanırlardı. bu elementler, kader, doğum, gölge, isim ve ömürdü. tüm bunların tek bir ismi vardı: "ka" yani ruh. yaşamı boyunca bu ahengi başarıyla taşıyan kişi ölümden sonra "akh" mertebesine yükselecekti, diğer bir deyişle aydınlanmış ruha dönüşecekti. başarısız olanlar ise "mut", yani sadece bir ölü olarak kalacaklardı."

death note

son bölümlerini saymazsak zeka dolu anime. replikleri çok güzel, karakterleri karizmatik, gelecek bölümün tahmini yapılamayacak kadar gizemli. lakin sonlara doğru o güzelim kurguyu mahvetmişler. misa çok gereksiz.
--spoiler--
shinigami'nin misa'ya ilgisi daha da gereksiz.
özellikle anime bittiğinde bi kazananın olmaması çok saçma.
--spoiler--
bunlara rağmen en kaliteli animeler arasında başı çeker.

edimsel koşullanma

operant koşullanma olarakta bilinir. frederic skinner'ın yaptığı fare deneyi (bkz: skinner box) sonucu ileri sürdüğü kuramıdır. olumlu veya olumsuz bir eylemin bireyin davranışlarına olan etkilerine "edimsel koşullanma" denir.

skinner davranışın sonuçlarını kişi açısından ele aldığında, ya davranış organizma açısından olumsuz sonuçlar doğurur ya da organizmayı ödüllendirir veya onu cezadan kurtarır. (bu durumda davranışın tekrarlanma olasılığı yüksektir.) edimsel koşullanmada, klasik koşullanmanın aksine uyarıcı ve verilmesi gereken tepki bilinmez, edimler sonucu sonradan fark edilir.

örnek vermek gerekirse;
istediği oyuncak alınmadığı için ağlayan bir çocuğa, ağlaması sonucu istediği oyuncak alınırsa, çocuğun bu davranışı pekiştirilir ve aynı durumla tekrar karşılaşıldığında istediğini elde etmek için aynı davranışı tekrar etmesini sağlar.

judas priest

efsanevi heavy metal grubu. üzerlerine cuk diye oturan lakapları metal gods diye anılırlar. aynı zamanda çığlıklarıyla insanı hipnoz etme gücüne sahip, kendisi gibi efsane olan bir vokaliste sahiptirler. (bkz: rob halford)
o çığlıklar ufkunuzu açar, fena gaza getirir, insanı sarsar, manyaklaştırır. birde dreamer deceiver diye şarkıları vardır ki aklım almıyor... aşırı bağımlılık yapar.

iki gül savaşı

15. yüzyılda gerçekleşen ve 30 yıl süren ingilizlerin kanlı iç savaşıdır. york ve lancaster hanedanının arasında geçer. iki hanedanın da armasının üzerinde gül olduğundan "güller savaşı" diye bahsedilir.

benim bu savaşla ilgili en çok ilgimi çeken altıncı henry'nin eşi margaret of anjou. eşinin aksine tüm özgüveniyle yönetimi ele alıp, bu kadar hırslı adımlar atmak büyük cesaret ister. yenilgileri kadar galibiyetleri de var, süper devlet yöneticisi değil ama kesinlikle savaşa yön veren kişi. düşmanımın düşmanı dostumdur felsefesini benimsemiş. edward'ın düşmanlarıyla ittifak kurup kaçtığı ülkesine geri dönen ve edward'ı tahttan indirip kocasının kral olmasını sağlayan kişidir.

okuduğum kadarıyla ben karakter özelliklerini hürrem sultan'la çok benzetiyorum, böyle tarihteki acımasız ve hırslı kadınlar hiçbir zaman kazanamasa da yüzyıllar sonra bile adından söz ettirebiliyorlar.

silmarillion

tolkien üstadın muazzam eserlerinden biri. orta dünya'ya dair her şeyi sıfırdan anlatır. kitabın ağır olduğunun söylenmesi çok fazla isim içermesinden kaynaklanır, ezberleyemezseniz her şeyi karıştırırsınız. bu yüzden orta dünya kitapları sıralamaya göre okunmalıdır, kronolojik sıralamaya göre değil ama, allak bullak olur her şey.
silmarillion tolkien'in en ağır kitaplarından zaten, onu kesin sonlara bırakın.

genellikle önerilen ideal sıralama ise; hobbit, lotr serisi, silmarillion, güç yüzüklerine dair, hurin'in çocukları şeklinde.