alakan olmaması halinde sırf konuşmaktan zevk alan arkadaşının dayı bizim kamyonda bitkisel yağ yakıyoruz çünkü... diye başlayan cümlesidir.

evdeki herkes in uyuduğu sırada kağıttan kül tablası yapıp sonra odanın kapısını kilitleyip cam kenarına oturup kimine göre keyifden kimine göre efkardan içilen sigaradır. ve gecenin ıssızlığında yalnızlığını paylaşmaktır...

Bu söz bana ikbal gürpınar ı hatırlatır. Karşısına bir hoca çıkartır ve hocayla yeri gelir çekişir yeri gelir eğlenir. Hocaya istediğini söyletmeye çalışır. Hoca gibi dini bilgi bildiğini bilinçaltına işlemeye çalışır. Muhafazakar seyirciye oynayan dini bilgisi zayıf bir hatundur. Son olarak kendini reformist olarak görür evde kalmış kadınlara öncü olduğunu zanneder. Yeri gelir şarkı söyler yeri gelir ilahi söyler yeri gelir şiir okur çok amaçlı okuma salonu gibidir.

Sivas denince akla Erzurum ve Konya da gelir. Türkiye de bu üç kent muhafazakarların kalesi olarak bilinir. Veyada muhafazakarlığın en iyi yaşandığı şehirler olarak bilinirler. Sivas denince akla (bkz: yavuz bülent bakiler) gelir. (bkz: madımak) gelir. (bkz: selda bağcan) sivas ın yollarına gelir.

olmayan bir şeyi var sanmak veya olanı başka bir şey zannetmektir.

Böyle bir şey olması günümüzde çok garip karşılanır. Ve bunun hakkında iki üç olasılık vardır. Bir ailevi eğitimini iyi almış muhafazakar bir kızdır. iki ailesi çok sosyaldir ve sosyallikten sıkılıp manevi tatlar aramış ve aradığına kavuşmuş biridir. Üç obez denilecek şekilde şişmandır ve bunu nefes alsın yeter diyen insanlar keşfedemediği için hiç teklif almamıştır. Dördüncü olasılık ise muhtemelen bedeni bir rahatsızlığı vardır. Beşinci olasık ise hiç mantıklı gelmez ama çıktığı erkek beyefendi, namuslu biri olduğu için sadece kızla göz göze gelmesi bile yeter ona ve bu yüzden dokunmamıştır.

Kadınların erkeklerden güçsüz yaratılması gibi bir çok konu vardır. Biri de 2 kadından bir şahit olmasıdır. Bunları yaratan böyle uygun görmüştür. insanların küçük akıllarıyla anlaması güçtür. Güçsüz yaratılmıştır ki bir erkeğe ihtiyaç duysun güçsüz yaratılmıştır ki erkeğin gücünü kullanabilsin. 2 kadından bir şahit olması meselesi ise yaratılış sebebiyle analarımızın kadınlarımızın çok duygusal olmasıdır ve bu yüzden doğruyu söylememesinden korkulmuştur ve daha birçok hikmeti vardır.

Yavuz Bahadıroğlu değişik mahlaslar kullanan bir yazardır. Dört beş adet mahlası olduğunu bilirim. Yavuz Bahadıroğlu bunlardan biridir sadece mesela günlük gazetede Şeref Baysal ve Veysel Akpınar isimleriyle köşe yazısı yazmıştır. Yakın tarihten okuduğum Yolbaşı adlı eserinde Yola çıkan üç kadın, üç farklı görüş, üç farklı düşünce, üç farklı giyiniş ve uyuşmazlıklar anlatılmaktadır. Biri çarşaflı biri mantolu biri mini etekli üç kadın üzerinden Meşrutiyet annesi, Cumhuriyet annesi, istikbal annesi anlatılır. Uyumsuzluklar ve kötüye gittiğimizi bilinçaltına işler ve doğru da söyler hani. Uzak tarih eseri olan merhaba söğütse okunası bir eserdir. Gündüz Alp beyle oğlu Ertuğrul beyin Göçleri anlatılır. Osmanlının çekirdeğinin nasıl atıldığı anlatılır. Daha birçok eserini zevkle okudum beğenmediğim hiçbir eseri olmadı. Yanlı tarih yazdığını söyleyenlere derim ki yansız tarih yazanı bulabilir misiniz? Ayriyeten gençleri ümidle beslemek varken neden ümidsizlikler anlatılsın anlamıyorum. Yavuz Bahadıroğlu bir eserinde derki yabancı tarihçiler Rodos Şovalyelerini öyle anlatmıştır ki sanki yenmemiz büyük mucizedir der.

Sivaslı bir şairdir. Ve gezi yazıları çok tutulmuştur. Tabi şiirleride öyledir. Turancı olduğunu tahmin ettiğim ve Osmanlının mirasına sahip çıkılmasının gerekliliğini vurgular hep. Yugoslavya'dan Türkistan'a bizim gözüyle bakar. Tekrardan bizim olması gerektiğini bilinçaltına çok güzel bir şekilde işler. Türkistandakilerin Türkiye Türklerine olan hasretini çok güzel işlemiştir.

Kosova'da didik didik aranmasına rağmen Türkiye'de terbiyesizlik yapıp polisi ayağına kadar getiren terbiyesiz bir adamdır.

Ben yanlış bir tespit olduğunu düşünüyorum. Arkadaşımın bana söylediği "efendi adam uzun vadede kazanan adamdır." sözünü hatırlattı bu başlık. Efendi adam her kızı beğenmez her kızı kendine uygun görmez gördüğü kız da genelde azdır öyle bir kız bulduğu zamanda uzun ömürlü bir ilişki yaşanır. Sağlam bir ilişki yalansız dolansız. Ama bunun yanında efendi olmayan adamlarda vardır nefes alsın yeter mantığında olanlardır bunlar istediği kızı bulur çünkü nefes alması o kızın en büyük özelliğidir ona göre.

Şeriat isteyen kadınlar aslında haklarını isteyen kadınlardır. Mesela şeriat olsa kadınlar kolaylıkla genelevlerde (iran örneği farklıdır kimse bunu söylemeye kalkmasın)çalışamazdı. Mesela kadının kuması olurdu ama farkında olurdu dine uygun olduğunu bilirdi. Ama günümüzdeki gibi kocasının başka bir kadına ev açtığını bilmeden yaşamazdı eziyet çekmezdi kahrolmazdı. Ben şimdi şeriatın faydalarını anlatmıyım. Sonra hepiniz şeriat istersiniz.

Pazar günü tatili iyi geçenlerin ertesi gün işe gitmek istememe sendromudur. Kötü geçenlerinse adam akıllı tatilde yapamadık ya deyip gitmek istememe durumudur. Bu olağanüstü hal ancak salı günü geçer ve hep böyle devam eder. Tabiki bu durumdan memurlar muaftır çünkü iki gün tatilleri vardır. Ve ne kadar az gelse de onlara sadece pazar günü tatil olanları düşünüp rahatlamaları gerekir... Vesselam...

içinde en sevdiğim bölüm enver paşanın türk birliği idealini gerçekleştirmek istedği sırada rusların yaptığı basit bir hamle ile enver paşayı engelemesini anlattığı bölüm.