bugün

sevdiği entry'ler

başkasının altında inlemiş kadınla evlenmek

Ne farkeder lan denilesi durumdur.
Başkası altında inliyor şimdi benle inlesin biraz.
Oğlum seveceksin hatunu mutlu edeceksinki yanında dursun. Eşya değil onlar.

kayganlaştırıcı olmadan seks yapmak

anormal olmayan durumdur. aslında anormal olan kayganlaştırıcı kullanarak seks yapmaktır. şu şekilde anormaldir: normal şartlarda kadın vücudu ön sevişme sırasında canının acımaması için gerekli sıvıyı salgılar ve kayganlaştırıcıya ihtiyaç duyulmaz. he ön sevişmeyi atlayıp doğrudan işin özüne geçtiyseniz o zaman kayganlaştırıcıya ihtiyaç duyabilirsiniz.

hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek

hoşlandığım tiplerle hoşlandığım karakterler eşleşmiyor. kedi falan alırım herhalde.

bekaretin var mı aşka

Sen de bakir olsan keşke diye devam eder.

sözlük kızlarının ojeli tırnak fotografları

Babanı abini sikeyim o ne lan! Midem bulandı....

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Ben gay'im. Bunu sanal alemde hiç söylemedim, bu gün içimden tüm sırlarımı söylemek geliyor. Çünkü ailemle konuştum, her şeyi anlattım. Bir türk ailesinde buna verilecek en kötü tepkiyi aldım, ıskaladı birazcık sıyrık var. Olsun yine de mutluyum, insan kendi gibi yaşamayacaksa hayatın anlamı nedir? Yaşamanın ne anlamı var?

Ben olmak için çıktım bu yola, artık saklanmak, üzülmek, minnet etmek yok. Kendi başımayım, işim var kalacak yerim var. anlayışlı insanlardan başka bir isteğim yok, yargılamadan önce kendi başınıza gelseydi, ben olsam ne yapardım diyip empati kurmaya çalışın. Çünkü kimse hayatını zorlaştırmayı isteyerek ve bilerek yapmaz, onları çok özleyeceğim.

kitap alıntıları

“Günün ne kadar mükemmel olduğunun önemi yok, her zaman sona ermek zorunda.”

görsel

bir kadında memeden önce zekaya bakmak

Meme somut, zeka soyut bir şey olduğu için mümük değildir. bakmakla anlaşılmaz, ayrıca erkekler memeye odaklıdır her zaman. isteseler de memeden başka bir şeye bakamazlar, çünkü onlar basit ve yüzeysel varlıklardır.

ali ihsan varol

Aynı dr. Strange! Filmi izleyim dedim ama aşırı benzerlikten odağım kaydı. Benedict(strange) her an sihiri bırakıp, sonu mastarla bitiyor diyecek sanıyorum:))

ölene kadar tek bir yemek yiyecek olsanız

Tavuk! Her türlüsü güzel olur, özellikle kızarmışı. Evet.

cengiz atay

türk sinema ve dizi tarihinin gelmiş geçmiş, gelecek ve geçecek en kral en piskopat en zeki en kurnaz en sempatik en şeytan tüylü karakteridir. asil bir kumarbaz, ölümüne aşık bir adam. akrep gibi kötü huylu, herkesi harcar kimsenin gözünün yaşına bakmaz. aynı zamanda, geçmişi elinden alınan bir çocuktu cengo.

ömerin mezarı başında söyledilkeri, aşkı ve kötülüğü kısaca cengizi anlatıyor

--spoiler--
merhaba. ben cengiz atay, mahllenizin kara kedisi, kötü tohumu. kötü şeyler yaptım hayatta, evet. ama bana kötü diyen adam hiç sevmemiş demektir. çünkü siz kimi kandırıyorsunuz? birini sevmek, başka her şeyi daha az sevmek değil mi? birini seçmek, başka her şeyi ateşe atmak demek. biriyle gitmek, biriyle gerçekten çekip dibine kadar gitmek arkandaki herkesi öldürmek demek. aşk her türlü boku yiyip, yine onun kapısının önünde mi bulmak kendini? ah be ömer, doğruyu söyle hadi. biz mi kandırdık aslında seni? yoksa sen mi bir oyun oynuyorsun bize? bu hikayenin kötü adamı benim, iyisi de sensin öyle mi? hazır ordayken bir sorsana, o kadar basit mi sahiden? bence öyle değil kanka, bence sen kolayı seçtin hile yaptın. çünkü öldürmek ölmekten zor, çünkü gitmek kalmaktan zor be ömer. çünkü bence, iyi kötü hikaye. hayatta bir gidenler var, bir de kalanlar. bir de ikisini de yapamayıp, tam ortada duranlar ..
--spoiler--

cengiz ve ramiz dayının, 20 bölümdeki kumarhane sahnesi var. yiğit özşenerin oyunculuk zirvesi, dibine kadar oyunculuk bu dedirtiyor

--spoiler--
ramiz dayı : bak elinde iki asın var, benden iyi. ama aklını oyuna veremiyorsun kardeş, kendine güvenmiyorsun çünkü. bu yüzden kaybediceksin, çünkü hep ama hep kazanmak istiyorsun sen.
cengiz : umrumda değil. sizin efsaneniz, sizin cesaretiniz, gücünüz, aklınız hiç biri hiç biri umrumda değil ramiz bey. ben herkesi yenerim bu oyunda, neden söyliyim mi? çünkü umrumda değil. bana ömeri hatırlatıyorsun, umrumda değil. bana aşık olduğum kadından bahs ediyorsun, umrumda değil. beni çözdüğünü zannediyorsun, umrumda değil. ben ali değilim, ben ezel değilim, ben ömer değilim. ben her seferinde yenerim seni bu oyunda, çünkü umrumda değil. ama senin umrunda.
--spoiler--

cengiz ve ezelin pavyon sahnesi var 8 ci bölümde, işte oscarlık bir oyunculuk ve cengiz bakışları ile döktürüyor

--spoiler--
cengiz : ben kimseyi istemiyorum, yalnızca onu istiyorum ama bi sorun var.
ezel : sorun ne?
cengiz : beni değil başkasını seviyor.
ezel : bunu kendisi mi söyledi?
cengiz : söylemesine gerek yok, bazen öyle bir bakıyor ki bana, sanki onun en değerli şeyini ondan alıp saklamışım yerini söylemiyormuşum gibi.
ezel : cengiz o zaman niye evlendi seninle? niye hala senle beraber?
cengiz : (yanındaki şarkıcıya dönerek) bakma kızım, bakma artık oraya. çok geç yaktık artık bütün köprüleri, dönüş yok. oraya dönersen yanarsın. söylicen şarkıyı çaresi yok, niye mi? çünkü öyle bir halt ettik ki beraber, artık gidecek başka yerin yok. burdan anca benle çıkarsın, elin mecbur artık bana.
sonra döner ezele, ne sormuştun der. bakışlarıyla, "şimdi anladın mı amk" der gibi bakar yüzüne.
--spoiler--

bu sahneler cengiz ataydan inciler di. üniversitelerde oyunculuk budur, böyle yapılır diye gösterilmelidir.

demokrasi ancak hukukun üstünlüğü varsa olur

Ama akp olduğu sürece, bizler demokrasiyi anca rüyamızda görürüz.

the maze runner

2 saatimi boşa harcadığım film. 2 saat boyu "ızdırapverenler" diye diye beynimi siktiler, ızdırabını siktiklerim. abi izle şöyle güzel böyle güzel, pişman olmazsın dedi arkadaşlarım. keşke izlemeseydim, hayatımda izlediğim en sikik filmdi. bu filme bilim-kurgu diyenler, acilen gidip doktora görünsünler. çünkü bilim-kurgu ile alakası yok, bir grup gencin üzerinde denek yapıp labirente salıyorlar bu kadar. deney kısmı fazla gösterilmiyor, sadece rüyada falan yarımyamalak.

görsel

sonuç cevapsız sorular, akıcılığın olmaması ve fazla klişe. uzun uzun anlatırdım ama ona bile değmez bu film, ayrıca ikincisi ilkinden güzel olacağa benziyor.

repo men

2010 yapımı jude law varlığının seksilikte ayyuka çıktığı film görsel

bir dövme anca bu kadar yakışabilir
görsel
görsel

konu güzel fakat anlatım ve akıcılık vasat, yine de güzel film. özellikle sonu "vay babanın kemiğine" dedirten cinsten, o son öyle yapılır mı lan! diye diye küfür ederken buldum kendimi. yeni çıktığında izlemiştim, yine izledim ve farklı bir tat aldım. çünkü o zaman izlediğimde jude aşık değildim şimdi aşığım, fark bu.

--spoiler--
fazla kanlı sahneler bulunduğundan dolayı, herkesin midesi kaldırmayabilir. filmde sona doğru sevişmeli kanlı bir sahne var, yönetmenin fantazisine şapka çıkardım. kız adamı doğruyor, adam zevke gelip kızı öpüyor. sonra aynısını adam kıza yapıyor. bir nevi ön sevişmeli ameliyat gibi görsel

bu sahne gıcık eder, çünkü hiç bir şeyi başaramamışlardır görsel
--spoiler--

360

berbat bir film, böyle boktan bir film olamaz. zaman kaybının da çok ötesinde, jude law için sonuna kadar izledim bu işkenceyi. ekşici yavşaklar bunun neresini beğenmiş anlam veremedim, kendilerini çok zeki sanıyor bu gerzekler.

jude gibi bir oyuncunun böyle bir saçmalığın içinde işi ne? castingde başrol yazıyor ama film boyunca adam etkisiz eleman gibi takılıyor. hadi diyelim bunlara göz yumduk, yan karakterlerin çatur çutur sevişip, jude un bir kere bile öpüşmemesi ne demek lan? seyirci bu filmi niye izlesin? yönetmene çok ağır laflar hazırladım, elinde jude varken bu kadar iğrenç bi film yapmayı nasıl başardın? piç herif film diye kerhane günlüğü çekmiş. hele anthony hopkins e ne demeli! abi sen büyük ustasın, ne işin olur şunlarla? neyse efem çok içerledim ben, gidip bir iki film daha izliyim. ne zaman bi yönetmen iğrenç bir film çekse, ben içerlerim sanki parası benim cebimden çıkıyormuş gibi küplere binerim.sinemaya karşı büyük bir sevgi besliyorum, böyle mallıkları görünce dayanamıyorum.