bugün

entry'ler (12)

ya seni kaybedersem sorunsalı

tevehhüm.

gitmek

"gide gide şehir bitti" (...)

prozac içerek entry giren yazar

"Prozac'ı Bırak Platon'a Bak"

http://www.kitapyurdu.com...d=599138&sa=121182227

(bkz: advertorial)

smultronstallet

ne güzel yönetmenler var, kamerasını bizim yalnız hayatlarımıza çevirmiş. "ruhum daralıyor" hep bir serzeniş olarak alılansa da daralmış ruh, feraha kavuşmanın eşiğindedir. izleyiniz efendim. ruhunuz darala darala izleyin.

zafer yahut hiç

efendim, affınıza sığınarak azami ölçüde spoiler ihtiva ettiğini ifade eder ve yüksek müsadenizle iki çift kelam ederim bu güzide hikâye üzerine.

ferit isimli bir adamın mutsuz olacağına hiç ihtimal vermezdim. öyle ya hepsi tarık akan yüzünden. bizi öyle alıştırdı ki adı ferit olan adamın sevdiğine kavuşamaması mümkünmüydü ulan diyorsun kitabın sonunda. hülasa "adı ferit olanların yakışıklı ve mutlu olduğu gerçeği"nin bir yanılsama olduğunu ispat ediyor.

yurt dışında yaşamak

dönünce orayı özlemek gidince burayı özlemek. sığmamak ... edward said'in ifadesi ile yersiz-yurtsuz olmak. modern zamanların, modern göçebeleriyiz; ama artık mukîm olmak lâzım.

muharrem

türk sinema tarihinin henüz kült'leşmemiş karakteri. belki ad-soyad'la anılmalıydı filmde. hafızalara belki daha fazla kazınırdı o şekliyle. başarısız, kıyıda kalmış hayatların bunalım içindeki hali.

(bkz: yeraltı)

raif efendi

o ne silik bir hayat, pasif, sessiz, başarısız, kenarda kalmış, bıkkın, işe yaramaz, değersiz, etkisiz, 'hissiz' ... "acaba bu adam herhangi bir şey için hayret ediyor mu, şaşırıyor mu" ... dediler.

halbuki raif efendi siz ne büyük bir ruha sahipdiniz.

virginia woolf

benim dünyamda san'at muzdarip ruhun haykırışıdır. ruhu arayan her muharrirde muhteşem bir sanatçıdır. tıpkı woolf gibi. bize ızdırabı anlat virginia ...

cogito

endüstriyel yayınevleri'nden hiç hazzetmem. yky, iş bankası yayınları hep mesafeli durduğum yayıncılar; ama yky bu dergiyi çıkararak ciddi bir hürmeti hak ediyor. ilgi ile takip ediyorum.

arseny tarkovsky

kendi şiirlerini iyi okuyan ender şairlerden. hayır rusça kulağa hoş gelen bir dil olmasa dahi kulağa ne hoş geliyor...

yeryüzünde yalnız biz vardık.
bir kuştan daha cesur ve hafiftin.
bir hayal gibi,
merdivenleri uçarak,
yağmurlarla ıslanmış
leylakların arasından...
geçirip, aynanın ötesindeki
ülkene götürürdün beni.
gece çöktüğünde,
bana mutluluk verirdi.
mihrabın kapıları açılır,
ışıldardı yavaşça,
yere uzanan çıplak bedenin.
ben uyanır,
"tanrı seni kutsasın" derdim.
oysa bilirdim bunun ne kadar
cüretkar ve manasız olduğunu.
sen uyurdun.

(bkz: zerkalo)

antonio salieri

18. yy'ın en büyük mağlubu. ben hep yenilen adamlardan yana oldum. bu mücadelede de tarafım belli. kaybedişinin ardından söylenecek iki çift söz, salieri syndrome...