bugün

entry'ler (13)

justified

Tantanadan uzak, genel geçer klişe senaryolara bulaşmadan, 6 yıl süren farklı esinti ekranlara veda etti.
içimdeki boşluk uzun süre dolmayacak.

longmire

Hiçbir beklentim olmadan izlemeye başladım. ilk başta Western tarzı dedikodusu çıkmıştı. Bana göre değil. Kovboy ve kızılderililer var ama dizi western değil. Başı ağır aktı, bıraktım bırakacağım derken, kanıma mı işlemiş nedir, bırakamadım bir türlü. Kışlar sert, hayat sefil, iç karartıcı ve boş. Doğa görüntüleri ve renkleri vahşi. Wyoming'in adı sanı duyulmamış bir ilçesinde ve etrafından geçiyor. Ama kendine has bir havası, tuhaf, tutuk bir çekiciliği var. Oyunculuk gayet iyi. Üst üste birkaç bölümle keyif yapmak istediğim için biriktirmeye çalıştığım diziler kategorisine giriverdi. Farklı bir tat arayanlara tavsiye ederim, heyecan arayanları kesmez.

the words

Hiçbir beklendim olmadan izleyip, herkese tavsiye ettiğim bir film oldu. Bütün filmi yüzümde bir gülümse ile izledim. Anlatımın yalın ve sadeliği insanı hikayenin içine alan, şiirsel bir film olmuş. Müzik, o şiirsel anlatımı daha da pekiştirmiş. Film hakkında yapacağım tek eleştiri ise, 3 hikaye içinde en zayıf bulduğum dennis quaid ve olivia wilde olduğu yönünde, biraz samimiyetsiz, hafif zorlama geldi. Bir filmi veya diziyi beğenme insanın o anki ruh hali ile de oldukça bağlantılıdır, bu film o sırada tam benlikmiş. Sağlam iş çıkmış, imdb puanına kanmayın.

sons of anarchy

--spoiler--
Sezon boyunca azrailin malum kişi etrafında dolandığını gördük, \"ha şimdi\" derken o neydi öyle ya!! Kanım çekildi resmen. Bir daha servis çatalına bakamayacağım. Bir de utanmadan ümitlendirdiler. Gece gece keyfim kaçtı valla.
--spoiler--
Artık nasıl kanlı bir sezon bekliyor bizi seneye bilemiyorum.

person of interest

Uzun giriş bölümü yüzünden gözden düşen ve çoğunluk tarafından kıymeti bilinmeyen dizi. Evet, şu meşhur durum, "Ana hikaye mi var, yoksa her bölüm tek sıkımlık mı?" ilk sezonu tek sıkımlık diye tarif edebiliriz ama ikinci sezon ana hikayenin canlanmasının yanısıra kahramanlarımızın geçmişi hakkında da detaylar içeren bölümler devreye girince dizi şahlandı. Diziye katılan kadrolu elemen, Bear. Sezonlar ilerledikçe çıta düşüren ve sıkmaya başlayan diziler bol ama bunun tersini başaran diziler arasına girmek esas maharet. Neyse, üçüncü yıl, kadrolu elemanlara 2 takviye; Shaw ve Root. ikisi de gayet doyurucu. 9'uncu bölüm sonunda bizleri kıvrandırma adına sezon arası almasını beklerken, efsanevi 10'uncu bölüm ile ters köşe yaptı. Şimdiye kadar izlediğim en iyi bölüm.

Normalde izlediğimizin aksine, yorgun, saç sakal karışmış ama intikam almaya yemin etmiş bir Reese, Root'un teklifi karşısında kararsız bir Finch, duygusuz ama sadık Shaw ve kendini aşan bir Fusco izledik. Ama son noktayı Elias koydu. Birkaç candan dost, bir alay arkadaştan üstündür.

dexter

En favori dizilerimden biriydi. Bence gereğinden fazla uzadı. Haliyle bazı sezonları problemli oldu. Problem derken, her bölümü mükemmel olan sezonlarla, birkaç mükemmel bölümle sezonu toplamayı kastediyorum. Final sezon hakkındaki yorumlar şevkimi kırdı, uzun süre bir kenarda bekledi ama sonunda izledim. Final bölüm hariç, gayet başarılı oldum ben. Ne diye eski Türk filmleri gibi bitirdiler ki? Neyse, bir efsane de böyle bitti.
Elveda Dexter, renkli gömleklerini çok özleyeceğim.

hannibal

Bütün sezonu biriktirdim. ilk birkaç bölüm akmadı bir türlü. Ama sonra ara vermeden hepsini izledim. NBC gibi bir kanalda yayınlanıyor olması şaşırttı. iç bulandıran sahneler var ama görüntü olarak değil de, his olarak.

Hannibal karakteri için yaptıkları seçim çok yerinde. Adam dış görüntü olarak tam bir psikopat. Giyiniş tarzı, saçı; Ama yemek pişirme sahneleri beni bitirdi. Mutfağı, hazırlayışı, sunuşu, arka planda çalan müzik, her defasında acıktırdı.

Will karakteri iyi bir unsur, oyuncu seçimi çok başarılı olmuş. Suç mahallini kafasında canlandırma şekli etkileyici. Hugh Dancy rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Gerçek ile hayal arasında gidip gelişi, klinik ruh hastalığının hudutlarında gezişi, asosyalliğin zirvesinde ama yine de sempatik. Zaten The Big C'de de çok başarılı idi.

copper

ilk senesinde hafif zorlanmıştım. ikinci sene ilk 11 bölümü biriktirip izledim. Kanunsuzluk, ayrımcılık, sefil hayatlar… içimi kararttı. Kendine has bir çekiciliği ve farklılığı var. Oyunculuk iyi, konu işleyişi bende merak uyandırdı ama belli ki yeterli olmamış. Zira iPTAL edildi. Şimdi inşallah adam gibi ikinci sezonu bitirirler demekten başka bir şey kalmıyor geriye.

the wire

ilk 10 sıralamamda en üstlerde olan dizi. Bir arkadaş tavsiyesi ile başlamıştım, o ilk sezon sonu bıraktı ben 5 sezonu yuttum. Kitaplığımı süsleyen DVD'leri yazın dizi kıtlığında 3 defa tekrar seyredilme mertebesine erişmiştir. Kurgu, akış, ağır ağır örülen konu (kimine sıkıcı gelir, her dizi 24 olacak değil ya) bambaşka bir tattır. Tom Waits'in elinden çıkma "Way Down The Hole" jenerik parçasının her sezon başka yorumu kullanılmıştır.

treme

ilk 10 listemde yer alan The Wire dizisinin yaratıcısı David Simons'dan bir başka şahaser. Jeneriği bile 10 numara. Bizimle kıyaslanınca, Amerika'nın pek bir tarihi yok derim hep, New Orleans'ın varmış. Farklı bir tat almak isteyenlere duyurulur ama her bünyeye tavsiye edilmez.

justified

Kendini tekrar edip, monotonlaşmaya başlayan diziler içinde herhalde her sezon daha da çoşarak giden ender dizilerden biridir. Ağır akan, özenle örüşmüş konusu, en küçük karaktere kadar ince elenip sık dokunarak seçilmiş oyuncuları, kendine has espri anlayışı, Amerikan dizilerinde alışmadığımız yaşam tarzı ile insanı 42 dakika başka bir diyara götürür. Dördüncü sezon bomba gibi gidiyor. Süper bir final bekliyorum.

smash

3'üncü sezonun hatta içinde olduğumuz sezonun tehlikeye girdiğinin kanıtı olarak, 6 Nisan itibariyle Cumartesi gününe şutlanan dizi. iptal olursa yazık olacak. Olmazsa, bu sene 17 bölüm olarak planlanmış. Karen yine favorim ama hayran düştüğüm bir parçası olmadı daha. Ivy bu yıl biraz daha çekilir ve "Moving The Line" şarkısını öyle bir söyledi ki, şapka çıkartıyorum. Ama Jimmy'ye gelirsek, sesi için tam karar veremedim ama rol kabiliyeti sıfır. Playback bile yapamıyor. Sanki söylemiyor gibi. Canlandırdığı karakter de acayip kıl. Sevilesi bir yanı yok şimdilik. Yanlış anlaşılmasın keyif alarak seyrediyorum. Bakalım nasıl gelişecek.

glee

Dördüncü sezon itibariyle o eski şapşal havasından tamamen çıkan, sosyal mesaj verme görevini üstlenip, doğası gereği ıskalayan, yeni gelen elemanlara bir türlü ısınamadığım, şarkı seçiminde düşüş gösteren, artık eskisi kadar zevk vermeyen dizi. Yine iyi bölümler ve icralar var ama sıkan bölümlerin gölgesinde kalıyor.