bugün
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler10
- aleyna tilki8
- erkekler ne işe yarar19
- askerliğe veda gecesi8
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız9
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı18
- icardi190521
- içine şeytan girse ne yaparsın10
- türkiye cidden almanyadan daha iyi8
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga10
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi21
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- artık yazmayacağım8
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- jose mourinho62
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- arda güler10
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz10
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
entry'ler (72)
aristotelesçi hayat görüşü.
mesela çok çok zeki olarak toplumda bir yer edinemezsiniz. veya çok çok güzel olmanız size bir şey kazandırmaz. ya da çok çok zengin olmak sanıldığı kadar kar getirmeyecektir. veya buna kar değil, tatmin diyelim. çok çok zekice şeylere insanlar bakar, evet ilginçmiş deyip geçerler. çok bir şey kazanacağınızı sanmayın. çok güzel insanlara da ne güzel kız deyip geçilir. çok çok zengin kişilere de biblo muamelesi yapılır. kazanç elde etmekte bu tür özellikleri kullanmanız için her nitelik açısından ortalama olmanız gerekir. işte buna "altın orta" demişler. fazlaca para ve aptallık birbirini dengelemez. örnekler uzatılabilir. olay budur.
mesela çok çok zeki olarak toplumda bir yer edinemezsiniz. veya çok çok güzel olmanız size bir şey kazandırmaz. ya da çok çok zengin olmak sanıldığı kadar kar getirmeyecektir. veya buna kar değil, tatmin diyelim. çok çok zekice şeylere insanlar bakar, evet ilginçmiş deyip geçerler. çok bir şey kazanacağınızı sanmayın. çok güzel insanlara da ne güzel kız deyip geçilir. çok çok zengin kişilere de biblo muamelesi yapılır. kazanç elde etmekte bu tür özellikleri kullanmanız için her nitelik açısından ortalama olmanız gerekir. işte buna "altın orta" demişler. fazlaca para ve aptallık birbirini dengelemez. örnekler uzatılabilir. olay budur.
bir evrimci iddiası.
evrim teorisi tıpkı yerçekimi teorisi gibidir. ikisi de bilimsel bir gerçek. yani nasıl yerçekimi ispatlanmışsa, evrim de ispatlandı. vallahi diyorum bak, evrim ispatlandı ya! evrim teorisinin yerçekiminden bir farkı yok yani. ha yerin çektiğini görüp ikna olmuşsunuz, ha evrime ikna olmuşsunuz. olun yani lütfen. abla 1 liran var mı, yanlış anlama çorba içicem? ne olur!?
evrim teorisi tıpkı yerçekimi teorisi gibidir. ikisi de bilimsel bir gerçek. yani nasıl yerçekimi ispatlanmışsa, evrim de ispatlandı. vallahi diyorum bak, evrim ispatlandı ya! evrim teorisinin yerçekiminden bir farkı yok yani. ha yerin çektiğini görüp ikna olmuşsunuz, ha evrime ikna olmuşsunuz. olun yani lütfen. abla 1 liran var mı, yanlış anlama çorba içicem? ne olur!?
Havanın 30 derece olduğu bir yerde soğutmaların bile çok etkili olmadığı düşünüldüğünde terden uyumaya engel olur. Cinayet sebebi olabilir. Bedeli ödenemez.
yazdıkları hezeyanlara kitap denmesi yanlış olan * filozof.
bugün nietzsche dirilip gelse, hakkında yapılan doktora, yükseklisans çalışmalarına bakar, uzaklara dalar, sonra sözlerini yorumlayan felsefe profesörlerine şaşırarak "vay arkadaş öyle mi demek istemişim" diye hayranlıklarını sunardı. sanki çok ahım şahım bir felsefi sistem veya sistem eleştirisi ortaya koymuş gibi, sanki büyük ve yüce bir öğreti meydana getirmiş gibi münasebetsizce abartılması çok komik. adamın tek derdi dinler, vicdan, ahlak diye ne bildiğiniz varsa hepsine karşıyım demek. yer yer çelişkili, uyduruk cümleler ve devamını getiremediği araştırmaları. bana göre cinsel ihtiyacını karşılayamadığı için yazmış hepsini. hala 5 senesini verip sırf nietzsche üzerine akademik çalışma yapan var. yazık.
bugün nietzsche dirilip gelse, hakkında yapılan doktora, yükseklisans çalışmalarına bakar, uzaklara dalar, sonra sözlerini yorumlayan felsefe profesörlerine şaşırarak "vay arkadaş öyle mi demek istemişim" diye hayranlıklarını sunardı. sanki çok ahım şahım bir felsefi sistem veya sistem eleştirisi ortaya koymuş gibi, sanki büyük ve yüce bir öğreti meydana getirmiş gibi münasebetsizce abartılması çok komik. adamın tek derdi dinler, vicdan, ahlak diye ne bildiğiniz varsa hepsine karşıyım demek. yer yer çelişkili, uyduruk cümleler ve devamını getiremediği araştırmaları. bana göre cinsel ihtiyacını karşılayamadığı için yazmış hepsini. hala 5 senesini verip sırf nietzsche üzerine akademik çalışma yapan var. yazık.
var olduğu iddia edilen, ancak gerçekte hayal ürünü filozoflardır.
nietzsche, spinoza, heidegger, sartre gibi filozoflardır. kitaplarının pek bir anlamı yoktur. anlamlı sanılır, ancak bu "kral çıplak" diyemeyen bir geleneksel inançtır. birçok nietzsche okuyucusu veya yorumcusu, yorumu amiyane tabirle "kafasına göre" yapmaktadır. çünkü gerçekte nietzsche önemli bir söz söylemiş değildir. ahlak dahil her şeye karşı çıkma kolaylığından başka bir rolü yoktur. uzun uzadıya spinoza üzerine dersler verilir. spinoza da bir yerinden uydurduğu yeni bir dine benzeyen öğretilerle cümleler kurmuştur. hiçbir şey keşfettiği yoktur, sürekli muğlak ifadeler olduğundan yorumcular için "kafalarına göre" sallayacakları verimli bir arazidir. heidegger ise hemen hemen hiçbir anlamlı cümle kurmaz. kelimelere kendine göre anlam seçer, kelimeleri açıklamaz, sonra cümle içinde kendi bir yerinden uydurduğu kelimelerle konuşur. 30 sene uğraşıp çivi yazısı çözer gibi heidegger'in psikanalitiğini çıkaran profesörler de sanki bir iş başarmış gibi adamın çok derin olduğundan dem vurur. yani bilinen fikirler anlamında realiteye bakacak olursak, bu filozofların fikirleri "yoktur". fikirleri olmasa bilinemeyecekleri için kendileri de gerçekte yoktur diyebiliriz. zira var olan imajlar üretilen sanal imajlardır.
nietzsche, spinoza, heidegger, sartre gibi filozoflardır. kitaplarının pek bir anlamı yoktur. anlamlı sanılır, ancak bu "kral çıplak" diyemeyen bir geleneksel inançtır. birçok nietzsche okuyucusu veya yorumcusu, yorumu amiyane tabirle "kafasına göre" yapmaktadır. çünkü gerçekte nietzsche önemli bir söz söylemiş değildir. ahlak dahil her şeye karşı çıkma kolaylığından başka bir rolü yoktur. uzun uzadıya spinoza üzerine dersler verilir. spinoza da bir yerinden uydurduğu yeni bir dine benzeyen öğretilerle cümleler kurmuştur. hiçbir şey keşfettiği yoktur, sürekli muğlak ifadeler olduğundan yorumcular için "kafalarına göre" sallayacakları verimli bir arazidir. heidegger ise hemen hemen hiçbir anlamlı cümle kurmaz. kelimelere kendine göre anlam seçer, kelimeleri açıklamaz, sonra cümle içinde kendi bir yerinden uydurduğu kelimelerle konuşur. 30 sene uğraşıp çivi yazısı çözer gibi heidegger'in psikanalitiğini çıkaran profesörler de sanki bir iş başarmış gibi adamın çok derin olduğundan dem vurur. yani bilinen fikirler anlamında realiteye bakacak olursak, bu filozofların fikirleri "yoktur". fikirleri olmasa bilinemeyecekleri için kendileri de gerçekte yoktur diyebiliriz. zira var olan imajlar üretilen sanal imajlardır.
şimdiye kadar bir "beyin kullanmadan konuşmaya çalışma" çabasını hissettiğim kişilik.
20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.
bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.
20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.
bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.
şimdiye kadar bir "beyin kullanmadan konuşmaya çalışma" çabasını hissettiğim kişilik.
20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.
bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.
20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.
bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.
müslümanlar dahil değildir.
çünkü bir müslüman yeri ve göğü bir uçan spagetti canavarının "yaratmadığını" söylemez. yaratmış olabilir. iman edilen tanrı'nın ne olduğunu bilmemektedir. uçan spagetti canavarı da olabilir. müslüman tanrı'nın mahiyetini bilmez, mevcudiyetini bilir. mahiyeti bilinmezdir, bilinmesi de gerekmez. mahiyeti bilmek, müslümanın değil, "marifetullah" peşinde koşan küstahların işidir.
çünkü bir müslüman yeri ve göğü bir uçan spagetti canavarının "yaratmadığını" söylemez. yaratmış olabilir. iman edilen tanrı'nın ne olduğunu bilmemektedir. uçan spagetti canavarı da olabilir. müslüman tanrı'nın mahiyetini bilmez, mevcudiyetini bilir. mahiyeti bilinmezdir, bilinmesi de gerekmez. mahiyeti bilmek, müslümanın değil, "marifetullah" peşinde koşan küstahların işidir.
Şeytan niye vardır? Allah Şeytan’ı neden yaratmıştır? Senaryo gereği görevini yapmak için mi? Böyle bir görevi yok. Çünkü Şeytan’ı Allah yaratmamıştır. Allah’ın yarattığı kişi iblis’tir. iblis bir cindir. Cinler de insanlar gibi özgür olan, iyi veya kötü olabilen yani seçebilen varlıklardır. Şeytan olmak iblis’in kendi seçimidir. Çünkü Allah’ın yolundan ayıran herkese Şeytan denir. insanlardan da Şeytan olabilir, cinlerden de. Yani bir sıfattır. Yani Allah iblis’i yaratmış, iblis de Şeytan’ı yaratmıştır.
yazının tamamı için: https://orhanozturhan.wor...25/ozgur-insanin-tanrisi/
yazının tamamı için: https://orhanozturhan.wor...25/ozgur-insanin-tanrisi/
137 sayfa.
Geri dönmesini.
benim bardağımdır.
bir gün masamda boş bir bardak gördüm. fanta içmek için kullanmak istedim. ancak daha evvel birilerinin bu bardakla su içip içmediğinden emin olmam icap ediyordu. bardağa bakıp dibinde su birikintisinin olup olmadığına bakmaya karar verdim. eğer kuru bir taban görürsem, bardak kullanılmamış olacaktı ve dolduracaktım. içinin ıslak olduğunu görürsem de kullanılmış olduğu için başka bardak alacaktım. yani iki tez arasında gidip gelecektim. bardağın dibine baktım, bir su çizgisi gördüm. yani bardak kullanılmış gibiydi. ancak bir garip görünüyordu. daha dikkatle bakınca, su çizgilerinin bardağın içinden değil, altından kaynaklandığını fark ettim. yani masa ıslanmıştı. bardak da ıslak zeminde durduğu için altındaki suyun oluşturduğu bulanıklık, bardağın içinde su kalıntısı görüntüsünü taklit etmişti. ancak yine de bardak içinde su olduğunda oluşacak görüntüden belirgin şekilde farklıydı. bu görüntü bana bardağın kullanılmamış olduğu tezinin çok güçlü şekilde desteklenmesi olarak göründü. çünkü burada sadece kuru zemin ile hükmetmedim. bardak, su çizgileri görüntüsü ile karşıt tez namına bir meydan okuma gerçekleştirdi. yani içinin kuru olduğu tezi sınandı ve dış ıslaklık olduğundan bu tez bu sınamadan başarıyla çıkmıştı. yani bardak içi kurudur tezine artı puan getirdi. bu ilkeye de "yanlışlanmazlık ilkesi" diyorum. bardağın içinin kuru olduğu tezi sadece kuru görüntüsü ile doğrulanmadı, aynı zamanda herhangi bir ıslaklık çizgisi ile bir meydan okumacı karşıt tezin çemberinden başarıyla geçti. yani yanlışlanmamış oldu. bu ise ikinci tezi güçlendirici unsurdur.
bir gün masamda boş bir bardak gördüm. fanta içmek için kullanmak istedim. ancak daha evvel birilerinin bu bardakla su içip içmediğinden emin olmam icap ediyordu. bardağa bakıp dibinde su birikintisinin olup olmadığına bakmaya karar verdim. eğer kuru bir taban görürsem, bardak kullanılmamış olacaktı ve dolduracaktım. içinin ıslak olduğunu görürsem de kullanılmış olduğu için başka bardak alacaktım. yani iki tez arasında gidip gelecektim. bardağın dibine baktım, bir su çizgisi gördüm. yani bardak kullanılmış gibiydi. ancak bir garip görünüyordu. daha dikkatle bakınca, su çizgilerinin bardağın içinden değil, altından kaynaklandığını fark ettim. yani masa ıslanmıştı. bardak da ıslak zeminde durduğu için altındaki suyun oluşturduğu bulanıklık, bardağın içinde su kalıntısı görüntüsünü taklit etmişti. ancak yine de bardak içinde su olduğunda oluşacak görüntüden belirgin şekilde farklıydı. bu görüntü bana bardağın kullanılmamış olduğu tezinin çok güçlü şekilde desteklenmesi olarak göründü. çünkü burada sadece kuru zemin ile hükmetmedim. bardak, su çizgileri görüntüsü ile karşıt tez namına bir meydan okuma gerçekleştirdi. yani içinin kuru olduğu tezi sınandı ve dış ıslaklık olduğundan bu tez bu sınamadan başarıyla çıkmıştı. yani bardak içi kurudur tezine artı puan getirdi. bu ilkeye de "yanlışlanmazlık ilkesi" diyorum. bardağın içinin kuru olduğu tezi sadece kuru görüntüsü ile doğrulanmadı, aynı zamanda herhangi bir ıslaklık çizgisi ile bir meydan okumacı karşıt tezin çemberinden başarıyla geçti. yani yanlışlanmamış oldu. bu ise ikinci tezi güçlendirici unsurdur.
manası olmayan çaba.
kuran bir bilim kitabı değildir. kuran, kendi anlatımıyla bir vahiy kitabıdır. kuran'ı bilime uydurma çabası bilim'i hakikat ve dinleri hurafe addeden kişilerin çabası olabilir. kuran'da yazılanlar aşağı yukarı bellidir. 7. yüzyıldaki araplar ne anlamışsa, kuran onu anlatır. başka bir şey anlatmaz. mesela dünyanın yaratıldığını ve yok olacağını söylemiştir. bu günümüz bilimince şimdilik teyit edilmektedir. yarın, bilim bunu reddeden teorilerle inşa edilebilir. ve en son yine evrenin sona erdiği tezi dillendirilebilir. gördüğümüz üzere bilim denilen şey, bilim adamlarının çoğunluğu ile kelle sayısına göre hakikat arayışıdır. kuran ise sabittir.
kuran bir bilim kitabı değildir. kuran, kendi anlatımıyla bir vahiy kitabıdır. kuran'ı bilime uydurma çabası bilim'i hakikat ve dinleri hurafe addeden kişilerin çabası olabilir. kuran'da yazılanlar aşağı yukarı bellidir. 7. yüzyıldaki araplar ne anlamışsa, kuran onu anlatır. başka bir şey anlatmaz. mesela dünyanın yaratıldığını ve yok olacağını söylemiştir. bu günümüz bilimince şimdilik teyit edilmektedir. yarın, bilim bunu reddeden teorilerle inşa edilebilir. ve en son yine evrenin sona erdiği tezi dillendirilebilir. gördüğümüz üzere bilim denilen şey, bilim adamlarının çoğunluğu ile kelle sayısına göre hakikat arayışıdır. kuran ise sabittir.
I have finished my section in second place.
edit: istenen: bölümü ikinci bitirdim.
ı have finished my section in second place. = bölümümü ikinci sırada bitirdim.
i graduated from my department with second ranked degree. = anabilimdalımdan ikinci sıra derecesiyle mezun oldum.
i finished the english eposide in second place. = ingilizce (dizi, film) bölümünü ikinci sırada bitirdim.
edit: istenen: bölümü ikinci bitirdim.
ı have finished my section in second place. = bölümümü ikinci sırada bitirdim.
i graduated from my department with second ranked degree. = anabilimdalımdan ikinci sıra derecesiyle mezun oldum.
i finished the english eposide in second place. = ingilizce (dizi, film) bölümünü ikinci sırada bitirdim.
hazret kelimesi "adab" ile ilgili bir yazısız kuraldan dolayı kullanılır. hz muhammed ifadesi islam peygamberinin yerleşmiş ismidir. muhammed bin abdullah yerine islam topluluklarında bu isim konulmuştur. bilindiği üzere "kelimelerin anlamı" toplumun ona atfettiği anlamdır. mantıksal veya rasyonel anlamlar yoktur. misal, "bilgisayar" kelimesine toplum bir konsept içinde bir anlam yüklemiştir. bilgisayarlar "bilgi sayan yaratıklar" değildir. şimdi kalkıp bu kelimenin anlamı yanlış, buna "bilgisayar" demek cahilliktir demek cehlini ispat olur. hazret kelimesinin kökeninde isterse "yanaklardaki allık" anlamı olsun. fark etmez. bugün hangi anlamı temsilen, bu kelime kullanılmışsa işte bu kelime o anlama gelir. hazret "şimdi karşımızda bulunan kimse" anlamını taşımaz. böyle bir manayı kast eden bir toplum da yoktur. hazret bir saygı ifadesidir. biz de saygı duyduğumuz bir peygamber için "hazret-i muhammed, hz peygamber, resulullah cenapları" gibi ifadeler kullanırız.
sanılandan çok daha yaygın olandır.
hurafe her yerdedir. hurafenin en önemli özelliği kendini gizlemesidir. hurafe varlığını inkar eder. yani hurafe kendisinin hurafe olduğunu asla kabul etmez. dini hurafeler, bilimsel hurafeler, gündelik hurafeler vardır. çeşidi çoktur, sayısına dair bir yorum yapılamaz. hurafenin karşısında genelde hakikat vardır. hakikat gerçeklerdir. genelde topluluklar hakikatleri karizmatik otoriter kişiliklerden alırlar. bu kişilikler hakikati üretir, topluluklar da bunu tüketir. en güçlü ve dirençli hurafeler işte bu karizmatiklerin sözlerinin içinde gizlenmiş fikirlerdedir. bu fikirler çok derinden hastalıklıdır. hurafe olarak kabul edilmesi için derinlikli bir bakış veya görüş yani kısaca "basiret" gereklidir. basiretli olmayan kitleler çabucak sürüklenirler. düşünmezler, çünkü hissederek karanlıkta el yordamıyla yollarını bulmaya çalışan acemilerdir. dahi bilim adamı söyledikten sonra çok büyük bir tesir oluşur. fikirlerin ne kadar akli veya mantıki olduğunun bir değeri yoktur. önemli olan ikinci nokta ise hurafenin akademik camiada da yerleşebilmesidir. hurafeler çeşit çeşittir. bazı hurafeler derin, bazıları yüzeyeldir. bazılarının içine hakikat kırıntıları yerleştirilmiştir. bazıları pür hurafedir. en saf haliyle hurafeler entelektüel olarak alt seviyelerde bulunmaz. en kabak gibi ortada olan hurafeler entelektüel olarak ne seviyede olunursa olunulsun, belli şartlar altında akademide de yuvalanabilir. psikoloji zannedildiğinden çok daha tesirlidir insan hayatında.
hurafe her yerdedir. hurafenin en önemli özelliği kendini gizlemesidir. hurafe varlığını inkar eder. yani hurafe kendisinin hurafe olduğunu asla kabul etmez. dini hurafeler, bilimsel hurafeler, gündelik hurafeler vardır. çeşidi çoktur, sayısına dair bir yorum yapılamaz. hurafenin karşısında genelde hakikat vardır. hakikat gerçeklerdir. genelde topluluklar hakikatleri karizmatik otoriter kişiliklerden alırlar. bu kişilikler hakikati üretir, topluluklar da bunu tüketir. en güçlü ve dirençli hurafeler işte bu karizmatiklerin sözlerinin içinde gizlenmiş fikirlerdedir. bu fikirler çok derinden hastalıklıdır. hurafe olarak kabul edilmesi için derinlikli bir bakış veya görüş yani kısaca "basiret" gereklidir. basiretli olmayan kitleler çabucak sürüklenirler. düşünmezler, çünkü hissederek karanlıkta el yordamıyla yollarını bulmaya çalışan acemilerdir. dahi bilim adamı söyledikten sonra çok büyük bir tesir oluşur. fikirlerin ne kadar akli veya mantıki olduğunun bir değeri yoktur. önemli olan ikinci nokta ise hurafenin akademik camiada da yerleşebilmesidir. hurafeler çeşit çeşittir. bazı hurafeler derin, bazıları yüzeyeldir. bazılarının içine hakikat kırıntıları yerleştirilmiştir. bazıları pür hurafedir. en saf haliyle hurafeler entelektüel olarak alt seviyelerde bulunmaz. en kabak gibi ortada olan hurafeler entelektüel olarak ne seviyede olunursa olunulsun, belli şartlar altında akademide de yuvalanabilir. psikoloji zannedildiğinden çok daha tesirlidir insan hayatında.
nagehan.
firuze.
iki kelimenin birleşimi olmayıp uzun olan farsça tarzı isimlere bayılırım.
firuze.
iki kelimenin birleşimi olmayıp uzun olan farsça tarzı isimlere bayılırım.
Hakkında ciltler yazılması gerektiği sanılan olay.
islam'ın bakış açısıyla...
islam'ın görüşü ile...
islam bu konuda böyle der...
islam'ın yaklaşımı budur...
islami ölçü şudur...
Bu cümleleri duyduğunuz alimler iyi bilin ki aslında cahildir. islam bir kişi değildir. Her konuda fikri olan bir soru cevaplayıcısı da değildir. islam diye bir bakış açısı da yoktur. Sadece Kuran diye bir kitap vardır ve kitap her konuya girmez. Girmesi de lazım değil. Sex konusunda regl dönemi ve ters ilişki yasaktır. Bu kadar. Uzun boylu sex tavsiyeleri yok. Haram helaller listesi yok. Kim neyi ne konuda olursa olsun kendince tartıp ölçsün biçsin. islam'ın armut yemeye bakışı veya islam'ın klavyeyle yazmak konusunda görüşleri yoktur. Yoktur. Ama birileri tvlere çıkıp her konuda uzman gibi kendine soru sorulmasından hoşlanıyor.
islam'ın bakış açısıyla...
islam'ın görüşü ile...
islam bu konuda böyle der...
islam'ın yaklaşımı budur...
islami ölçü şudur...
Bu cümleleri duyduğunuz alimler iyi bilin ki aslında cahildir. islam bir kişi değildir. Her konuda fikri olan bir soru cevaplayıcısı da değildir. islam diye bir bakış açısı da yoktur. Sadece Kuran diye bir kitap vardır ve kitap her konuya girmez. Girmesi de lazım değil. Sex konusunda regl dönemi ve ters ilişki yasaktır. Bu kadar. Uzun boylu sex tavsiyeleri yok. Haram helaller listesi yok. Kim neyi ne konuda olursa olsun kendince tartıp ölçsün biçsin. islam'ın armut yemeye bakışı veya islam'ın klavyeyle yazmak konusunda görüşleri yoktur. Yoktur. Ama birileri tvlere çıkıp her konuda uzman gibi kendine soru sorulmasından hoşlanıyor.
Bir baba için tereddütsüz kız çocuktur. Çünkü kızlar narindir, tatlıdır, uysal, sevecen, yenilesi, öpülesi bir varlık. Halbuki erkek çocuk tam bir baş belası.
bir gelenek.
olmayabilirdi. ama sanıyorum erkeklerin çoğunluğu kadınlardan yemek yapmasını bekliyor. acaba kaç kadın bu sosyolojik gerçeğin farkında? farkında olanların kaçı bunu umursuyor? kaçı yemek yapmanın görevi olduğu düşüncesini haklı buluyor? kaçı yemek yapmayı öğrenmek için çaba gösteriyor? sosyologları göreve davet ediyorum.
olmayabilirdi. ama sanıyorum erkeklerin çoğunluğu kadınlardan yemek yapmasını bekliyor. acaba kaç kadın bu sosyolojik gerçeğin farkında? farkında olanların kaçı bunu umursuyor? kaçı yemek yapmanın görevi olduğu düşüncesini haklı buluyor? kaçı yemek yapmayı öğrenmek için çaba gösteriyor? sosyologları göreve davet ediyorum.