bugün
- türkiye den soğuma sebepleri21
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar24
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak22
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak9
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları16
- bir kızı kucakta zıplatmak11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek14
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması14
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- ismet gurbuz 202410
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- tamirciye veren kadın13
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- şu an hissedilen duygu16
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- anın görüntüsü16
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- beni özlediniz mi doğru söyleyin13
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız16
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması21
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne19
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler12
- cami tuvaletinin paralı olması14
- karşı cinse giyim önerileri15
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü10
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- psikolog fiyatları16
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
entry'ler (196)
ben bu yazıyı sana yazmadım. kim olduğunu bilmiyorum çünkü. belki de hiç karşılaşmadık.
hiç bakamadım göz bebeklerinin merkezine, seni gördüğüm zaman burun deliklerim büyümedi belki, soluk almakta zorlanmadım karşında...
midemde hiç kelebekler uçuşmadı, ağzımdan ya da götümden çıkmak için çabalamadılar. yerleri rahatlar demek ki. beğenmişler. öylece kalakaldılar.
sonraaa, hiç aramanı beklemedim, sürekli telefonunun tuş kilidiyle oynamadım, "belki aramıştır ya da mesaj atmıştır" diye kurcalamadım telefonumu. yoktun çünkü, olamazdın, nasıl arayacaktın ki, vodafone çağrı merkezinde de çalışmıyordun, ya da bir bankanın call-center'ında...
senin için ıslanmadı yanaklarım, senin için titremedi dudaklarım, düğümlenmedi boğazım, kısılmadı sesim, soluğum.
ayrı hayatlar yaşadık ve yaşıyoruz, sanıyorum bir ömür boyu da böyle ayrı kırlarda papatya toplamaya devam edeceğiz. ben bir gün bir yazı daha yazmak isteyeceğim ama bu yazı yine sana olmayacak. yine karşılaşamayacağız koca şehirlerde. ben zaman zaman nispeten küçük şehirlere göç edeceğim, orada da olmayacaksın. belki de denizaşırı bir şehirdesin ya da kocaeli bile benim için denizaşırı bir kent zaten, kilometreler çok önemli değil benim için.
tamam bebeyim, şimdi git ve olmamaya devam et. şimdiye kadar yoktun zaten şimdiden sonra da olma. karşılaşmayalım bir yerlerde. gelmeyelim göz göze. çarpışmayalım asla, kitapların dökülmesi yere, ben de binlerce defa özür dileyip toplamayım onları. ya da çarpışalım ama "önüne bak lan salak" de bana, "gerizekalı" diyerek uzaklaşayım olay mahallinden!
ne ben sana yazı yazayım, ne de sen bu yazıyı oku. ne sen üzül ne ben. böylesi daha güzel.
hiç bakamadım göz bebeklerinin merkezine, seni gördüğüm zaman burun deliklerim büyümedi belki, soluk almakta zorlanmadım karşında...
midemde hiç kelebekler uçuşmadı, ağzımdan ya da götümden çıkmak için çabalamadılar. yerleri rahatlar demek ki. beğenmişler. öylece kalakaldılar.
sonraaa, hiç aramanı beklemedim, sürekli telefonunun tuş kilidiyle oynamadım, "belki aramıştır ya da mesaj atmıştır" diye kurcalamadım telefonumu. yoktun çünkü, olamazdın, nasıl arayacaktın ki, vodafone çağrı merkezinde de çalışmıyordun, ya da bir bankanın call-center'ında...
senin için ıslanmadı yanaklarım, senin için titremedi dudaklarım, düğümlenmedi boğazım, kısılmadı sesim, soluğum.
ayrı hayatlar yaşadık ve yaşıyoruz, sanıyorum bir ömür boyu da böyle ayrı kırlarda papatya toplamaya devam edeceğiz. ben bir gün bir yazı daha yazmak isteyeceğim ama bu yazı yine sana olmayacak. yine karşılaşamayacağız koca şehirlerde. ben zaman zaman nispeten küçük şehirlere göç edeceğim, orada da olmayacaksın. belki de denizaşırı bir şehirdesin ya da kocaeli bile benim için denizaşırı bir kent zaten, kilometreler çok önemli değil benim için.
tamam bebeyim, şimdi git ve olmamaya devam et. şimdiye kadar yoktun zaten şimdiden sonra da olma. karşılaşmayalım bir yerlerde. gelmeyelim göz göze. çarpışmayalım asla, kitapların dökülmesi yere, ben de binlerce defa özür dileyip toplamayım onları. ya da çarpışalım ama "önüne bak lan salak" de bana, "gerizekalı" diyerek uzaklaşayım olay mahallinden!
ne ben sana yazı yazayım, ne de sen bu yazıyı oku. ne sen üzül ne ben. böylesi daha güzel.
hülya avşar'ın sekreter filmini seyredip kendisine hayran olmuş kişidir. yetenek sizsiniz'i değil, duvardaki delikten dikizlediği çıplak sekreteri seyrediyor.
sergen yalçın'ın fenerbahçe'ye 90. dakikada attığı frikik golünden bahsetmiyorum.
not: tekel bayisiyim.
sergen yalçın'ın fenerbahçe'ye 90. dakikada attığı frikik golünden bahsetmiyorum.
not: tekel bayisiyim.
ne yazık ki siyasi partiler kanununun 96. maddesine göre illegaldir.
--spoiler--
Madde 96-Komünist, anarşist, faşist, teokratik, nasyonal sosyalist, din, dil, ırk, mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama
gelen adlarla da siyasi partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz.
--spoiler--
http://www.uhdigm.adalet....i%20Partiler%20Kanunu.pdf
şimdi her şeye en baştan başlamalıyız.
--spoiler--
Madde 96-Komünist, anarşist, faşist, teokratik, nasyonal sosyalist, din, dil, ırk, mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama
gelen adlarla da siyasi partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz.
--spoiler--
http://www.uhdigm.adalet....i%20Partiler%20Kanunu.pdf
şimdi her şeye en baştan başlamalıyız.
bir genç kızın romanında vildan atasever'i düdükleyen lavuktur. piç kurusu.
flying 'te geçen bir cavanagh yakarışı... öyle içten öyle samimi olarak haykırıyor ki, uçakta dinlesen kapıyı açar atlarsın aşağıya.
neredeyse tüm sağlam şarkılarında bu yakarışa rastlayabiliriz anathema'nın. mesela angelica 'da "and i wonder if you ever wonder the same, i still wonder" diyerek kaybolur.
one last goodbye da "i still feel the pain, i still feel your love." yakarışını görürüz. forgotten hopes 'ta "dont you ever dream of escaping" der. kaçmaktan bahseder.
barriers 'da "did you hear me?" ve are you there parçasının sonunda "are you there" diye soruşu yer bitirir insanı...
ama hiçbirisi back down to earth kadar koymaz insana. hiç uçan birisine geri dön denir mi?
neredeyse tüm sağlam şarkılarında bu yakarışa rastlayabiliriz anathema'nın. mesela angelica 'da "and i wonder if you ever wonder the same, i still wonder" diyerek kaybolur.
one last goodbye da "i still feel the pain, i still feel your love." yakarışını görürüz. forgotten hopes 'ta "dont you ever dream of escaping" der. kaçmaktan bahseder.
barriers 'da "did you hear me?" ve are you there parçasının sonunda "are you there" diye soruşu yer bitirir insanı...
ama hiçbirisi back down to earth kadar koymaz insana. hiç uçan birisine geri dön denir mi?
(bkz: memento)
sadece bir bakınız bırakıp sıradan anket yazarlığı yapmamak adına açıklayacağım bebeğim, sakin ol.
ana karakter leonard shelby'nin amnezi hastalığı hayata olan tüm bakış açımı değiştirdi. çünkü leonard bu hastalık sayesinde hayatını istediği gibi yönetebiliyordu. istediğini unutup istediğini hatırlayabiliyordu. yani hafızası ona seçme şansı vermişti. kötü hatıraları hatırlamamak onun elindeydi.
peki biz 20 sene önce elimizden düşüp ziyan olan meybuzun acısını ilk günkü gibi yaşamıyor muyuz?
neden bir leonard shelby olamıyoruz?
sadece bir bakınız bırakıp sıradan anket yazarlığı yapmamak adına açıklayacağım bebeğim, sakin ol.
ana karakter leonard shelby'nin amnezi hastalığı hayata olan tüm bakış açımı değiştirdi. çünkü leonard bu hastalık sayesinde hayatını istediği gibi yönetebiliyordu. istediğini unutup istediğini hatırlayabiliyordu. yani hafızası ona seçme şansı vermişti. kötü hatıraları hatırlamamak onun elindeydi.
peki biz 20 sene önce elimizden düşüp ziyan olan meybuzun acısını ilk günkü gibi yaşamıyor muyuz?
neden bir leonard shelby olamıyoruz?
çok sıkıntılı memleketler. ege'de falan da var bunlardan. iç anadolu'ya yamansa, oraya dahil olsa bir türlü, deniz kıyısı olan memleketlerin arasına sıvışsa başka bir şekil. ne yapsalar olmuyor işte. uzay boşluğunda salınıp duruyorlar.
herkesin ucundan kıyısından bulaşmakta bir beis görmediği sektör. tekstilci de var, istasyoncu da var, ilaç mümessili de var.
kimse oturup evde televizyon yapmaya çalışmıyor ama herkes bina yapabilmek için canla başla çalışıyor.
kimse oturup evde televizyon yapmaya çalışmıyor ama herkes bina yapabilmek için canla başla çalışıyor.
tüm amacı april o neil'i düdüklemek olan kaplumbağa sensei. bu uğurda mutasyona uğradı piç.
bu yazıyı sana yazdım.
sensizken çok ayazda kaldım sanırım, üşüdüm, üşüttüm, öksürdüm, kan kustum... ciğerlerimden sen döküldün, içime öyle işlemiştin ki her seferinde adeta parça parça söküldün içimden! kapadım ağzımı avuçlarıma bulaştın, elime yüzüme bulaştırdım seni. göğsüm acıdı, kalbim göğsüme sığmadı sanki, içim içime sığmadı, sen içime sığmadın, kazımak istedim, söküp atmak istedim. kanla karışık tükürdüm seni...
yine yapamadım, olmadı, kokun kaldı ciğerlerimde. daha fazla kanamasın içim diye, kalın giyinmeye başladım, dikkat ettim kendime, sigarayı bıraktım. öksürük şurubu kullandım. en iyi doktorlara gittim. artık öksürmeyim diye daha fazla içimden dökülme diye!
günler geçtikçe, büyüdün içimde, büyüdün benimle. ben sana yazılar yazar oldum, hatta ben bu yazıyı sana yazdım ama sen okumadın. haberin bile olmadı, olmayacak. ben yine kendime dikkat etmediğim bir zamanda öksürük nöbetleri geçireceğim, içim kanayacak, avuçlarıma döküleceksin, dokunacaksın yine ellerime. ama asla bilmeyeceksin bir zamanlar canımken şimdi damarımda kanım olduğunu, vücudumda, parmak uçlarımda en ücra yerlerimde dolaşıp durduğunu... ve her öksürükte ciğerlerimden avuçlarıma damladığını...
sensizken çok ayazda kaldım sanırım, üşüdüm, üşüttüm, öksürdüm, kan kustum... ciğerlerimden sen döküldün, içime öyle işlemiştin ki her seferinde adeta parça parça söküldün içimden! kapadım ağzımı avuçlarıma bulaştın, elime yüzüme bulaştırdım seni. göğsüm acıdı, kalbim göğsüme sığmadı sanki, içim içime sığmadı, sen içime sığmadın, kazımak istedim, söküp atmak istedim. kanla karışık tükürdüm seni...
yine yapamadım, olmadı, kokun kaldı ciğerlerimde. daha fazla kanamasın içim diye, kalın giyinmeye başladım, dikkat ettim kendime, sigarayı bıraktım. öksürük şurubu kullandım. en iyi doktorlara gittim. artık öksürmeyim diye daha fazla içimden dökülme diye!
günler geçtikçe, büyüdün içimde, büyüdün benimle. ben sana yazılar yazar oldum, hatta ben bu yazıyı sana yazdım ama sen okumadın. haberin bile olmadı, olmayacak. ben yine kendime dikkat etmediğim bir zamanda öksürük nöbetleri geçireceğim, içim kanayacak, avuçlarıma döküleceksin, dokunacaksın yine ellerime. ama asla bilmeyeceksin bir zamanlar canımken şimdi damarımda kanım olduğunu, vücudumda, parmak uçlarımda en ücra yerlerimde dolaşıp durduğunu... ve her öksürükte ciğerlerimden avuçlarıma damladığını...
a natural disaster solistliği, "you just slipped through my fingers" demesi, don't look too far'daki vokali ve don't look too far derken yaşattığı sarsıntı anlatılamaz...
cennetten düşerken bir yerleri acıdı mı acaba?
cennetten düşerken bir yerleri acıdı mı acaba?
memento filminde guy pearce ın canlandırdığı karakterdir. kısa süreli hafıza kaybından müştekidir. gözlerini kapattığı zaman dünya yok olmakta ve açtığı zaman her şey sıfırdan başlamaktadır.
--alıntı--
bunu muhtemelen daha önce de denedim.
belki kamyonlar dolusu eşyanı yaktım...
seni unuttuğumu hatırlayamıyorum
probably i've tried this before.
i've probably burned truck loads of your stuff before.
i can't remember to forget you.
--alıntı--
--alıntı--
''beynimin dışında bir dünya olduğuna inanmalıyım. hareketlerimin her zaman bir anlamı olduğuna inanmalıyım. hatırlayamasam bile. gözlerimi kapattığımda dünyanın hala orada olduğuna inanmalıyım. hala orada olduğuna inanıyor muyum? hala orada mı? hepimiz kim olduğumuzu bilmek için aynalara ihtiyaç duyarız. ben farklı değilim. şimdi... neredeyim ben?
i have to believe in a world outside my own mind. i have to believe that my actions still have meaning... even if i can't remember them. i have to believe that when my eyes are closed, the world's still there. is it still out there? yeah. we all need mirrors to remind ourselves who we are. i'm no different now where am i?
--alıntı--
--alıntı--
polislerin güvenemeyeceği tek adamdım, hafızam yoktu.
--alıntı--
--alıntı--
bunu muhtemelen daha önce de denedim.
belki kamyonlar dolusu eşyanı yaktım...
seni unuttuğumu hatırlayamıyorum
probably i've tried this before.
i've probably burned truck loads of your stuff before.
i can't remember to forget you.
--alıntı--
--alıntı--
''beynimin dışında bir dünya olduğuna inanmalıyım. hareketlerimin her zaman bir anlamı olduğuna inanmalıyım. hatırlayamasam bile. gözlerimi kapattığımda dünyanın hala orada olduğuna inanmalıyım. hala orada olduğuna inanıyor muyum? hala orada mı? hepimiz kim olduğumuzu bilmek için aynalara ihtiyaç duyarız. ben farklı değilim. şimdi... neredeyim ben?
i have to believe in a world outside my own mind. i have to believe that my actions still have meaning... even if i can't remember them. i have to believe that when my eyes are closed, the world's still there. is it still out there? yeah. we all need mirrors to remind ourselves who we are. i'm no different now where am i?
--alıntı--
--alıntı--
polislerin güvenemeyeceği tek adamdım, hafızam yoktu.
--alıntı--
seni unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum. [leonard shelby]
sabah ereksiyonu boşa gitmesin diye yapılandır. penis tatil dinlemiyor.
"galatasaray'da transfer bitmez" sözünün tezahürüdür. mesela geçen sene e böyle olmuştu, drogba bitmedi, forlan bitmedi, reyes bitmedi... bu sene de aissadi bitmedi, hamit bitmedi, burak bitmedi...
hakkaten transfer bitmiyor bu kulüpte. süper bişi.
hakkaten transfer bitmiyor bu kulüpte. süper bişi.
hilal cebeci nin memelerin açması sonucu yaşanmıştır. dedik o kadar server'a attırmayın diye. yandı işte.
bir sertseverim olamayacağını düşünüyorum. imitasyon.