bugün
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek15
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması18
- görüldü bile atmayan insan tipi13
- allah yerine hızır'dan yardım istemek13
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj18
- deniz gezmiş22
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek33
- keki kabarmayan sözlük kızı28
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- anın görüntüsü10
- eloande12
- galatasaray16
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor14
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay15
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- düşün ki o bunu okuyor17
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks13
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz10
- durduk yere tribe giren erkek17
- iğrenç bir his tarif et22
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak9
- beybi leydi13
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- nervio9
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi16
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- nude istemeyen erkek9
entry'ler (300)
tek tip kıyafet uygulaması sanayi devrimi sonrasının yoğun uygulamalarından biridir. okulların mimarisi, zil sesi ve mavi/siyah önlükler fabrikasyon üretimin tezahürleri olarak görülmektedir. tüketim toplumunun farklılaştırdığı satın alma davranışları, zaten tek tip kıyafet uygulamalarında dahi çok net biçimde bireyler/öğrenciler arasında tabakalaşma oluşturmaktadır. belki standardizasyon ile gizlenen/hazırlanan toplumsal tabakalaşma bu şekilde daha çok görünür olacaktır ve anayasal anlamda var olan fakat uygulamada olmayan sosyal devlet iddiasının yetersizliği görülecektir.
esnafın ya da kürt'ün etimolojik anlamını bilmeyen ya da bilmek istemeyen bünyelerin bir önermesidir. bu bünyelerin, ısrarla siyaset bilimi ve kültürlerarası iletişim okumaları yapmaları salık verilir ya da salt çiçekle, böcekle mesai harcamaları.
doksanların gençliğinin bir kısmı tarafından hatırlanabilecek bir şarkıdır. barış gedik tarafından seslendirilmiştir. bir daha kendisinden haber alınamamıştır.
1/25'in o kişi için ne ifade ettiğine göre anlam kazanacak bir önermedir.
pişman olur mu hiç
bir günlük ömrü olan sinek
bala yapıştığı için...
dizeleri, intihar öncesi söylenen son sözlere çok yakışan ezginin günlüğü parçalarından biridir.
bir günlük ömrü olan sinek
bala yapıştığı için...
dizeleri, intihar öncesi söylenen son sözlere çok yakışan ezginin günlüğü parçalarından biridir.
içinde galibiyeti ve mağlubiyeti bir arada hissedebileceğiniz bir ezginin günlüğü parçasıdır. farklıdır.
ingilizcesi vertical transfer exam olarak geçmektedir.
üniversiter literatürde lisans tamamlama anlamına da gelmektedir.
yanmış gönül, yanan gönül anlamlarına gelir. rıza tevfik'e ait güzel bir şiirin son mısralarında şöyle kullanılmıştır:
bilmedim ne oldu bu hale sebep
ağlarım ümidim heba oldu hep
bendeki sûz-i dil var mıdır acep
tutuşup can veren pervanelerde.
not: pervane tasavvufta gece kelebeği anlamına gelmektedir. geceleri ortaya çıkarak ışık etrafında dönmeleriyle tanınan, ateşin etrafında dönüp sonunda kendini o ateşe atarak yanan kelebeklerdir.
bilmedim ne oldu bu hale sebep
ağlarım ümidim heba oldu hep
bendeki sûz-i dil var mıdır acep
tutuşup can veren pervanelerde.
not: pervane tasavvufta gece kelebeği anlamına gelmektedir. geceleri ortaya çıkarak ışık etrafında dönmeleriyle tanınan, ateşin etrafında dönüp sonunda kendini o ateşe atarak yanan kelebeklerdir.
sosyal tabakalaşma ve sosyal dışlanma olguları ile birlikte okunduğunda daha aydınlatıcı olabilecek bir kavramdır.
ciddi tavsiyelere ihtiyaçları olan adaylardır. ağustos döneminde askerlik hizmetine başlayacakları düşünülürse mutlak suretle akşam içtimasından sonra çıkarılan botların verdiği rahatsızlık için pudralarını yanlarına alsınlar. ayrıca 80 ve 90'larda hanımların sıklıkla tercih ettiği vatka aparatlarını botların topuk kısmına yerleştirmeyi unutmayın. bu iki hayati ihtiyacı teslim olmadan önce edinin. ilk çarşı izni çok geç olabilir.
allah'a olan sevgisini ve itaatini maalesef itaatsizlik ile göstermek zorunda kalmış bir melektir. biraz sonra kaynağını vereceğim metinde de yer aldığı üzere allah'ın her daim emri ile iradesi bir olmamıştır. iyi ve kötü, güzel ve çirkin diyalektiğinin başlayabilmesi için gerekli bir itaatsizlik olarak da görülebilir şeytanın edimleri.
hallac'a göre "allah iblise, niçin secde etmediğini sormamıştır; ona, engel olan şeyin mahiyetini sormuştur. iblis de emrin sırrına uygun bir cevapla: "ben ondan hayırlıyım" demiştir. yani allah ve iblis diyaloğu son derece derinden isleyen bir diyalogdur aslında. konuşmanın yüzeyinde ne olup bitiyorsa derinliğinde tam tersi olmaktadır."
bedreddin simavni ise varidat'ında şöyle dile getirmiştir bunu: "bir salik, küfür katına ulaşıp da o katı aşmadıkça tam müslüman olamaz. bu kat iki çeşit islam (müslümanlık) arasında bir geçit olduğundan, orada duran salik zındık olur. bu duruştan tanrıya sığınırız. ben de o kata ulaştım ve orada birçok zamanlar kaldımsa da çok şükür inayet-i ezeliyenin yardımıyla orayı geçerek selamet kıyısına çıktım".
ferideddin attar, ilahiname isimli eserinde, iblis'i "vefakâr bir muhib, sadık bir aşık ve fedakâr bir yiğit olarak tasvir eder. onu, hak'tan başkasına boyun eğmeme ve secde etmeme uğrunda ebedi azabı göze alan bir aşk kahramanı olarak tanıtır."
ihya'nın yazarı imam gazali'nin oğlu ahmed gazali, hallac'ın aşk ve iblis yorumlarından etkilenerek aynı düşünceyi sürdürdü. iblis'i sadık ve kararlı bir aşık olarak tasvir etti.
buna göre iblis, lanetlenmeyi göze alarak, allah'a secdeyi ikinci bir varlıkla paylaşmamış, allah'a aşkını bir başka varlıkla bölüşmeyi kabullenmemiştir. ona göre, "tevhidi, iblis'ten öğrenmeyen kâfirdir." dolayısıyla iblis velilerin en büyüklerindendir. başka bir ifadeyle iblis kovulmadan önce nasıl allah'ın dostuysa, itaatsizliği yüzünden kovulduktan sonra da yine öyle kalmıştır. çünkü o allah'ın emrini doğru anlamış, emri, yerine getirmeyerek yerine getirmiştir. bir günahkâr haline gelerek günahsızlığını göstermiştir. kısacası, gazali'ye göre, iblis'in suçu aşkının bir eseridir.
ayrılık ehlinin üstadıdır iblis. o, aşkı daha heyecanlı, aklı daha kavrayışlı kılmıştır. baştan başa yanlıştır o ve yalnızdır. ama neyse de odur. bu anlamda hem rint ve molla, hem hakim ve derviştir; amellerinde çok gayretli zahidler gibi davranır. onun yaratılışı vuslat zevkini bilmez; onun zühdü, sonsuz cemali terk etmektir. yanlışlıkta dosdoğrudur.karanlığıyla ısıtan iblis, hakk'ın varlığını inkâr etmemiştir; gözü dışa değil içe açmış, sözü dışa değil içe etmistir.
o adem'in yoldaşıdır; yol dışında yürüyen bir yoldaş.dikenli bir yolda yalın ayak bir yolcudur. allah'a yaklaşmak için şeytandan uzaklaşmak gerekir ama yine de tanrı kadar yakındır bize. telkinleri ile asıl niyeti bir mıknatısın iki ayrı kutbu gibidir. telkini kendisine çeker sizi, niyeti tanrıya doğru iter. kendini terk edecek dostlar aramaktadır o. yalnızlığı da buradadır. o öyle bir avcıdır ki, avını ölümsüzleştirmek için tuzağına yem olarak kendini koyar. av yöntemi, her av için kendinden bir parçayı yem yapmayı gerektirir.
fakat ikbal bir çelişkiye düşer sonunda, iblis'in onu müslüman etmekle öldürüleceğini söyleyerek yapar bunu. ama o müslümanlığını gayrimüslimliğine borçlu tek müslüman değil midir. o değil midir küfürle övgüler yağdıran. onu kur'an'ın kılıcıyla öldürelim diyor ikbal. bir müslümanı katletmek olmaz mı bu? sonra hiç adil değil. çünkü o hiçbir zaman doğrudan katletmedi. içimizdeki katilin ihbarcısı o; o katilin katli yine bizim elimizde. bizi bize ispiyonlamıyor mu iblis. iblis'i öldürmenin yolu idris'i öldürmekten geçmiyor mu? bu da onun varlığını kaçınılmaz kılmıyor mu? şeytanı öldürmek demek başlangıçtaki, bilgisiz, özgür iradesiz insanlık durumuna dönmek demek değil mi? şeytani telkin, içinden geçeceği kulak bulamadığı gün iblis de ölmüş olacak. şeytanı taşlarken ağlamıyorsa bir insan, müslim değildir. işte budur müslümanin trajedisi.
güzel bursa'mın ulu camisinde çoğu zaman mahyalarda bir öğüt bulunurdu bilmem var mı hala. "ey oruç tut bizi!"
söyleme "oruç tutmak" olarak yerleşmiş bir ibadeti tersten okumak belki şeytanı da yeniden okumakla birlikte düşünülebilir.
Selamlar.
kaynak: http://www.geocities.ws/iandy27/kotu/kotu-02.htm
hallac'a göre "allah iblise, niçin secde etmediğini sormamıştır; ona, engel olan şeyin mahiyetini sormuştur. iblis de emrin sırrına uygun bir cevapla: "ben ondan hayırlıyım" demiştir. yani allah ve iblis diyaloğu son derece derinden isleyen bir diyalogdur aslında. konuşmanın yüzeyinde ne olup bitiyorsa derinliğinde tam tersi olmaktadır."
bedreddin simavni ise varidat'ında şöyle dile getirmiştir bunu: "bir salik, küfür katına ulaşıp da o katı aşmadıkça tam müslüman olamaz. bu kat iki çeşit islam (müslümanlık) arasında bir geçit olduğundan, orada duran salik zındık olur. bu duruştan tanrıya sığınırız. ben de o kata ulaştım ve orada birçok zamanlar kaldımsa da çok şükür inayet-i ezeliyenin yardımıyla orayı geçerek selamet kıyısına çıktım".
ferideddin attar, ilahiname isimli eserinde, iblis'i "vefakâr bir muhib, sadık bir aşık ve fedakâr bir yiğit olarak tasvir eder. onu, hak'tan başkasına boyun eğmeme ve secde etmeme uğrunda ebedi azabı göze alan bir aşk kahramanı olarak tanıtır."
ihya'nın yazarı imam gazali'nin oğlu ahmed gazali, hallac'ın aşk ve iblis yorumlarından etkilenerek aynı düşünceyi sürdürdü. iblis'i sadık ve kararlı bir aşık olarak tasvir etti.
buna göre iblis, lanetlenmeyi göze alarak, allah'a secdeyi ikinci bir varlıkla paylaşmamış, allah'a aşkını bir başka varlıkla bölüşmeyi kabullenmemiştir. ona göre, "tevhidi, iblis'ten öğrenmeyen kâfirdir." dolayısıyla iblis velilerin en büyüklerindendir. başka bir ifadeyle iblis kovulmadan önce nasıl allah'ın dostuysa, itaatsizliği yüzünden kovulduktan sonra da yine öyle kalmıştır. çünkü o allah'ın emrini doğru anlamış, emri, yerine getirmeyerek yerine getirmiştir. bir günahkâr haline gelerek günahsızlığını göstermiştir. kısacası, gazali'ye göre, iblis'in suçu aşkının bir eseridir.
ayrılık ehlinin üstadıdır iblis. o, aşkı daha heyecanlı, aklı daha kavrayışlı kılmıştır. baştan başa yanlıştır o ve yalnızdır. ama neyse de odur. bu anlamda hem rint ve molla, hem hakim ve derviştir; amellerinde çok gayretli zahidler gibi davranır. onun yaratılışı vuslat zevkini bilmez; onun zühdü, sonsuz cemali terk etmektir. yanlışlıkta dosdoğrudur.karanlığıyla ısıtan iblis, hakk'ın varlığını inkâr etmemiştir; gözü dışa değil içe açmış, sözü dışa değil içe etmistir.
o adem'in yoldaşıdır; yol dışında yürüyen bir yoldaş.dikenli bir yolda yalın ayak bir yolcudur. allah'a yaklaşmak için şeytandan uzaklaşmak gerekir ama yine de tanrı kadar yakındır bize. telkinleri ile asıl niyeti bir mıknatısın iki ayrı kutbu gibidir. telkini kendisine çeker sizi, niyeti tanrıya doğru iter. kendini terk edecek dostlar aramaktadır o. yalnızlığı da buradadır. o öyle bir avcıdır ki, avını ölümsüzleştirmek için tuzağına yem olarak kendini koyar. av yöntemi, her av için kendinden bir parçayı yem yapmayı gerektirir.
fakat ikbal bir çelişkiye düşer sonunda, iblis'in onu müslüman etmekle öldürüleceğini söyleyerek yapar bunu. ama o müslümanlığını gayrimüslimliğine borçlu tek müslüman değil midir. o değil midir küfürle övgüler yağdıran. onu kur'an'ın kılıcıyla öldürelim diyor ikbal. bir müslümanı katletmek olmaz mı bu? sonra hiç adil değil. çünkü o hiçbir zaman doğrudan katletmedi. içimizdeki katilin ihbarcısı o; o katilin katli yine bizim elimizde. bizi bize ispiyonlamıyor mu iblis. iblis'i öldürmenin yolu idris'i öldürmekten geçmiyor mu? bu da onun varlığını kaçınılmaz kılmıyor mu? şeytanı öldürmek demek başlangıçtaki, bilgisiz, özgür iradesiz insanlık durumuna dönmek demek değil mi? şeytani telkin, içinden geçeceği kulak bulamadığı gün iblis de ölmüş olacak. şeytanı taşlarken ağlamıyorsa bir insan, müslim değildir. işte budur müslümanin trajedisi.
güzel bursa'mın ulu camisinde çoğu zaman mahyalarda bir öğüt bulunurdu bilmem var mı hala. "ey oruç tut bizi!"
söyleme "oruç tutmak" olarak yerleşmiş bir ibadeti tersten okumak belki şeytanı da yeniden okumakla birlikte düşünülebilir.
Selamlar.
kaynak: http://www.geocities.ws/iandy27/kotu/kotu-02.htm
ingilizcede power distance olarak bilinen bir kavramdır. buna göre paternalist ve geleneksel toplum yapılarında birey; üst/amir ya da patronu bir iktidar ya da güç unsuru olarak değerlendirir. dolayısıyla üst ya da amir, itirazdan ya da eleştiriden münezzehtir. bu kurama göre kişi, kendini üstü karşısında bir birey olarak kuramaz. doğu toplumlarında daha bir görülür olduğu öne sürülür.
geert hofstede
geert hofstede
çağdaş sosyal bilimler felsefesi isimli kitabında solipsizm, atomizm, holisizm, perspektivizm, gadamerci yorum bilgisi gibi epistemolojik tartışmaların yer aldığı bölümler bulunan bir akademisyendir.
bu filmin öğrenen ve öğreten ya da bu uğurda çabalayanlar açısından farklı anlamlar taşıdığını düşünüyorum. son yıllarda izlediğim en çarpıcı eserlerden biri. hint sinemasına ve hintli oyunculara ilişkin güzel ve başarılı bir örnek...
"çoğu türkünün" şeklinde yazılması gereken ve doğru olduğunu düşünmediğim önermedir. türküler yaşanmışlığa dair müspet/menfi ne varsa hepsini samimi bir şekilde günümüze aktaran nadir kaynaklardan biridir.
bu disiplinin önemli isimleri aşağıdaki gibidir:
(bkz: roland barthes)
(bkz: peirce)
(bkz: saussure)
(bkz: roland barthes)
(bkz: peirce)
(bkz: saussure)
tüketim kültürü kıskacında artık ilişkilerin de bir tüketim nesnesi haline geldiğini "hedonizm" yaklaşımına atıfta bulunarak işleyen bir filmdir.
"doğa için çal" hareketinden sonra tekrar hatırladığım müthiş bir çalışma. mutlak suretle takip edilmeli.