entry'ler (44)

1 eylül

doğduğum gündür.

allah ın intikam alması

yanlıs onermedir. allah intikam almaz, intikam yapılan bir kötülüğe karşılık alınır. allah ödül yada ceza verir.

troll e türkçe karşılık bulalım kampanyası

(bkz: çok yazmalı boş yazar)

ali atay

dinlenesi şarkıcı, kendini ortalara atmadan kaliteli işler yapan adam.
http://www.youtube.com/wa...ailpage&v=yCmSfBMSCi4

terliklerimle gelsem sana....
bu nasıl bir naifliktir, nasıl bir ironidir...

açsan kapıyı bana, terliklerimle gelsem sana, yanında yaşamaya...

türkiye yi ortadan bölse gene tayyipçiyim

aslında sıkça karşılaştığımız bir durumdur. tarikatlar ve müritlerindeki sapkın bağlılığın, hatta neredeyse tapınmanın bir örneği, sadece daha modernize edilmişi. şeyhinin çorabını öpen adamlarla bunu diyen adamlar aynı zihniyetteler. mantık arama çabasına girmek beyhude, çünkü sağlıklı bir psikolojik durum değil. insanlar zayıf ve korkak inançlarını yeryüzünde simgesel bir şeye bağlama ihtiyacı hissediyorlar, allahı kalplerinde bulamadıkları için, o ne derse yapıyorlar, düşünme kabiliyetleri ve sorumluluk alma cesaretleri olmadığı için. Hz Muhammed son peygamberdir, bunun tartışılacak, düşünülecek bir noktası yoktur. Hz Muhammed dışındaki insanlara itaat etmek şirk koşmaya girer, ki buda dinden çıkmaya yol açar.

eylül 2013 gezi direnişinin yeniden başlaması

devrim barış bayramıyla başlayacak, ve barışı getirecek.

eski sevgilinin evlenmesi

karisinin msn den beni tehdit etmesiyle ogrendim eski sevgilimin evlendigini. mail sifresini kirip gecmisteki mailleri okumus olsa gerek...haberi olsa kiza neler yapardi dusunmek istemedim.evlendikleride yalandir muhtemelen, o kizi da evlenicez diye keklemis garibimde havaya girmistir. maliyeden ve askerlikten kacan bi adam nasil nikah kiyabilirmi? bilmiyorum. kiza anlattim bir bir bana yaptiklarini, parami yedigini falan. bunu neden yaptim hala bilmiyorum ya. bi baskasinin da cani yansin mi istemedim, rezilliklerini bu kiz da ogrensinmi istedim bilmiyorum. hayat boktan be sozluk.

ağzını kapatmadan şapırdatarak yemek yiyen insan

burnundan nefes alamiyor olabilir. yamukluk, et buyumesi, alerji vb nedenlerle burun tamamen veya tamamina yakin kapaliyken, ses cikar cunku yemek yerken nefesini agzindan almak zorunda kalir. azmi insanlardan kacarak yemek yedim.piuvvvvv

sözlük yazarlarının sözlükten beklentileri

mobil sürüme ' türkçe karakter yap' butonu eklenseya. cepten yazmak zaten eziyet azizim, bir de türkçe karakterleri yazmakla uğraşıpda yazarlığımızı baltalamasakya. öpüyorum sözlükcüğüm.

sözlük yazarlarının sözlükten beklentileri

karsılıklı kanka ekleşenler mesaj fasilitesi yerine sesli uyarı da veren bi konuşma penceresini kullanabilselerya. ne dersin mahmut, hoş olmaz mı?

twitter

an itibariyle çökmüş site. pelin noldu?

zengin olmak

bugüne kadar asla para hırsım olmamıştı, zengin olmak isteğini cok yaşamamıştım helekide son zamanlarda iyice uzaklaşmıştım bu kavramlardan , karnım doysun bana yeter diyordum.

bugün akşam kardeşimi devlet hastanesi acile götürdüm, orada sara krizi geçiren genç bir adamı ve başında çırpınan, sürekli oğlunun saçını, yüzünü okşayan babasını gördüm...çocuk zangır zangır titriyor babası çaresizce onu sakinleştirmeye çalışıyordu, o esnada doktormu hemsire mi olduğunu bilmediğim insanlar babayı sedyeyi bulunduğu yerden çekmesi için azarladılar. içim acıdı, eridim, küçücük kaldım, o anda dünyayı değistirecek gücüm olmalıydı. görevlilere kızmak değil bu, çok yoğundu servis, onların çalışma şartlarının insancıl olmaması da ayri bir sorundu.
bu sahneden sonra bencil bi insan oldum ben. sırf sevdiklerimin sağlığı için zengin olmak istiyorum. mutlulukları uğruna yaşadığım insanlar olurda birgün sara krizi geçirirse onları ilgi görecekleri bir hastaneye götürebilmek için para kazanacağım bundan sonra. antikapitalist ruhum bir anda eridi, karşı çıktığim tüm dünya düzenleri sevdiklerimin sara krizi geçirmesi ihtimali karşısında bir saniyede yıkıldı. bugünden itibaren paranın gücünü kabul ediyorum ve zengin olmak istiyorum.

yenilebilir altın tozu

(bkz: kasabın yağı çok olunca tıçına sürermiş)

bim reklam yapsa reklam yüzü olacak kişi

serbest dolasan tecavuzculerden biri olabilir mesela. bimden alisveris yapani mikiyoruz imajida oturur, guzel olur.

eski sevgilinin geri dönüp seni seviyorum demesi

çok film izliyors (bkz: ) (bkz: )un dostum

sözlüğün en sığ yazarları

o benim o benim. en sığ benim.
sevdiğim adam bile beni sığ bulduğu için terketti.

yalnızlıktan ölmek

yalnizliktan ölünür mü? ölünür be sözlük.
ölmek illa toprağın altına girmek midir? değildir be sözlük.
şu an işte, yalnızlıktan ölüyorum. kalabalık bir evde, beni seven bir ailedeyim. ama bu değil işte. dibibe kadar yalnızım, hayal kurmak bile canımı acıtıyor artık.
hayallerden, umutlardan, amaçlardan vazgeçmek kolay mi be sözlük. ömrünün kalanını da yalnız geçireceğini anlamak ve bunu kabullenmek kolay mı?
yalnızlıktan ölüyorum, son canımı da bu gece veriyorum hayata. ''ölürsem annem babam ve kardeşim üzülür'' gerekçesiyle sürdüreceğim hayatıma merhaba diyorum.
yalnızlıktan ölüyorum, üşüyorum, donuyorum, ölüyorum....

dindar kemalistler

o benim işte. neden bir birbirine zıt, bir arada olması imkansız şeyler gibi lanse ediliyor anlayamıyorum. Müslümanın, allah'ı peygamber'i -korkmaktan öte- seviyorum. ama bu benim mahremim, şahsi tercihim, devlet buna karışsın istemiyorum, herkes özgür olsun, ister Allah'a inansın, ister ateist olsun, farketmez, iyi bir insan mı değil mi ona bakarım ben. benim inancım etrafımdaki inanmayan insanlardan yada başka dine inanan insanlardan etkilenmeyecek kadar kuvvetli çünkü, hiç bir korkum yok. insanlar bundan korkuyor bence, zayıf inançlarının etkilenmesinden korkuyorlar.

kan vermek istemeyen ergen

inanamadım bu başlıktaki yorumları görünce....
bir çocuk, içinde yoğunlukla 'sevimlilik' barındıran bir atarla kan vermek istemediğini söyleyen bir çocuk, kendisine hiç bir şeyin zorla yaptırılamayacağının bilincinde, şahsına saygı bekleyen erdemli bir çocuk...
kaldı ki, yaptığı erdemsiz bile olsa, o sadece bir çocuk, ne yaparsa yapsın, dövülmeyi, küfür edilmeyi, azarlanmayı hak etmeyen...bir çocuk.

not: yobazlar her yerde, zihniyetinize sıçayım.

yıldırım türker

Biz kadınları hiç sevmedik! Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik... Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik... Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik...
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep "baktık" Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık. Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık. Bir daha ve bir daha... Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu...
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk. Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu. Eh! yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı!
Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik... 2009 itibariyle rakamlar oldukça "umut verici!!!"
% 40 ını sürekli dövdük %45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür,hakaret,küçük düşürme) %16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz)
Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)
% 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk.
Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. "kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun" bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti.
Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25 imiz "bazı durumlarda kadın dövülür" demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik. islami öğreti yalanları ile kadınları, kız çocuklarını bizlerin kölesi yapmaya başladık ve bu çabalar sonuçlarını vermeye başladı. Artık kadınlar o bildiğiniz kadınlar değil!.
% 51'i erkekler ile tartışmayı bile "saygısızlık" sanıyor artık. %36'sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. % 52'si "erkek kadından sorumludur" diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. % 49'u "erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz" diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş!
Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde...
Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep. Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız..
Parti çalışmalarında kapı kapı dolaşanlar hep kadınlardı. Koşturan ve çabalayan hep kadınlardı. Miting olduğu zaman onları ön sıralara toplayıp karanfiller attık üzerlerine ve iki lafın birinde anam, bacım edebiyatı yaptık ama "ananıda al git" demek bize daha çok yakıştı!
"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik...
14 şubat sevgililer günü ya da anneler gününde bir kaç saat ara verdik ama sonra yine ezmeye devam ettik.
iş verirken bile onları hep düşündük! iş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik.
Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz. Çünkü artık konuşmuyorlar, konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.
Dini sömüren ve kullanan karanlık zihniyet kendi kadınlarını yetiştiriyor. Susan, itaat eden ve kaybolmuş kadınlar... Kızlar... Hatta çocuklar... Arada vizyon ya da imaj için ortaya "sürülen" kadınlara bakmayın siz onlar da biliyor "kullanıldıklarını" ama artık düzen kurulmuş.
Bu ülkenin kurucusu Atatürk 1930'lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği hakları verdiğinde umutlanmıştık. Çünkü o Atatürk'tü ve Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmamıştı. ihanet edemezdi ve etmemişti de. Ama biz ihanet ettik! Türkiye nereye gidiyor? diye soruyor herkes birbirine.
Oysa cevap ne kadar da açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle karanlığa gidiyor. Hatta koşuyor...
Çünkü kadın yok oluyor, yok ediliyor... Benim annem, kız kardeşim, sevgili kızım yok oluyor...
Kadını yok olan ülkenin gideceği yol bellidir. Karanlık ve onursuz bir gelecek...
Bu işi planlı yürütenler islami motifler ya da örnekler ile kadının ikinci sınıf konuma gelmesini doğal karşılamamızı bekliyorlar. Bu işe Kuran-ı Kerim'i ortak koşmaları ne acı... Mesela miras hukuku; erkek çocuğa 2 pay, kız çocuğa 1 pay ya da kadının erkeğe itaat etmesini empoze eden garip ayet ya da sureler... Belli ki burada büyük bir istismar var. Çünkü tüm Tanrı'nın kendi yarattığını aşağılaması söz konusu bile olamaz değil mi? Kuran'ı kendi amaçları için yorumlayanlar kadını ikinci plana atmayı çok seviyor olabilir ama biz hiç sevmedik.
Lütfen artık kadınlara beyinleriniz ve gözlerinizle bakmaya başlayın.
-Yıldırım Türker....