bugün
- emmanuel emenike16
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız14
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz33
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi12
- icardi190526
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- iğrenç bir his tarif et29
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru9
- en yaşlı özelliğiniz13
- memesi küçük olmak16
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- hamas bir terör örgütüdür9
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
entry'ler (645)
buraya ilk adım atmamdan itibaren 10 yıla yakın zaman geçmiş sözlük. (27.03.2013)
hayatımda yaşadığım yer dışında pekte değişen bir şey olmadı. o zamanlarda da içimde boşluk, tutunamama hissi vardı. şimdi de. bu süre içinde ne beklediğim insanlar geldi ne de hayallerim gerçekleşti. kaybettiğim insanlar oldu hatta, hala çok özlediğim. 9 yıllık ilişkimi bitirmem de kendime vurduğum son darbe oldu sanırım. yaklaşık 2 ay oldu. ben bitirdim. istemedim daha fazla devam etmesini. daha fazla yalan ve güvensizlik hissi yaşamak istemedim. ilk bitirdiğimizde iyiydim. hatta -umarım başka birini bulur, çok daha mutlu olursun derken- içimde, tek bir kıpırdanma olmadı. konuşalım, görüşelim tekrar -lütfen- derken, sesini bile duymaya tahammül edemedim. oysa şu an en çok özlediğim o sesi oldu. keşke silmeseydim her şeyi. en azından sesini bir yerlerden bulur; tekrar tekrar dinler, fotoğraflarımıza -anılarımıza- bakardım. belki böylesi daha iyidir diye avutuyorum kendimi ama keşke demekten de öteye geçemiyorum. belki o içimdeki -bitsin artık dayanamıyorum hissi- geri gelirdi. en iyisi her şeyi silmemekmiş sanırım.
ona geri dönmeyi veya ona çok kötü durumda olduğumu bir şekilde iletmek istemiyorum. ama hala devam etmekte zorlanıyorum. boş attığım her adımda, kendimle kaldığım her vakit, aklıma geliyor. yaşanmışlıklar, kırgınlıklarım ve kırdığım konular.
başka birini bulmuş olduğunu da öğrendim bu 2 aylık süreçte. öğrenmem üzerinden 20 gün geçti ama o ilk öğrendiğim anda ki his hala taze ve devam ediyor. geçmedi. kendi yoluna bakmış. ben bakamadım ve hala bakamıyorum. denedim de. olmadı. içimdeki bu his ne zaman geçer bilmiyorum ama alkol bunu geçirmeye yetmiyor. ilaç belki.
bu arada kariyerim ve çalışma hayatım desen iyi gidiyor. onunla bitirmemizin yan etkilerinden olsa gerek, yeni yıla girerken bir terfii daha aldım. ona ayırdığım her vakti yaptığım işe verince, birden diğer arkadaşlar arasından sıyrıldım sanırım. onun hayatımdan çıkmasıyla kaba saba diyebileceğim, insanları kırıcı konuşmalarım da düzeldi diyebilirim. artık sürekli sinirlilik, ondan kaynaklı gerginlikte hissetmiyorum. kendim hissetmediğim için de başkalarına yansıtma durumum olmuyor. beni görünce acaba şimdi nerden giydirecek deyip kaçan insanlar, artık yüzüme gülmeye, kendileri gelip benimle konuşmaya başladı. şimdiye kadar ısınamadığım insanlara içim ısındı.
ne olur, hayat benim karşıma neler çıkartır bundan sonra bilmiyorum ama, içimde hala yer alan bu his, beni yok etmeden kurtulmalıyım. kurtulduğum zaman da yazarım yine. kurtulamamışsam da zaten artık buralarda yokum demektir.
hayatımda yaşadığım yer dışında pekte değişen bir şey olmadı. o zamanlarda da içimde boşluk, tutunamama hissi vardı. şimdi de. bu süre içinde ne beklediğim insanlar geldi ne de hayallerim gerçekleşti. kaybettiğim insanlar oldu hatta, hala çok özlediğim. 9 yıllık ilişkimi bitirmem de kendime vurduğum son darbe oldu sanırım. yaklaşık 2 ay oldu. ben bitirdim. istemedim daha fazla devam etmesini. daha fazla yalan ve güvensizlik hissi yaşamak istemedim. ilk bitirdiğimizde iyiydim. hatta -umarım başka birini bulur, çok daha mutlu olursun derken- içimde, tek bir kıpırdanma olmadı. konuşalım, görüşelim tekrar -lütfen- derken, sesini bile duymaya tahammül edemedim. oysa şu an en çok özlediğim o sesi oldu. keşke silmeseydim her şeyi. en azından sesini bir yerlerden bulur; tekrar tekrar dinler, fotoğraflarımıza -anılarımıza- bakardım. belki böylesi daha iyidir diye avutuyorum kendimi ama keşke demekten de öteye geçemiyorum. belki o içimdeki -bitsin artık dayanamıyorum hissi- geri gelirdi. en iyisi her şeyi silmemekmiş sanırım.
ona geri dönmeyi veya ona çok kötü durumda olduğumu bir şekilde iletmek istemiyorum. ama hala devam etmekte zorlanıyorum. boş attığım her adımda, kendimle kaldığım her vakit, aklıma geliyor. yaşanmışlıklar, kırgınlıklarım ve kırdığım konular.
başka birini bulmuş olduğunu da öğrendim bu 2 aylık süreçte. öğrenmem üzerinden 20 gün geçti ama o ilk öğrendiğim anda ki his hala taze ve devam ediyor. geçmedi. kendi yoluna bakmış. ben bakamadım ve hala bakamıyorum. denedim de. olmadı. içimdeki bu his ne zaman geçer bilmiyorum ama alkol bunu geçirmeye yetmiyor. ilaç belki.
bu arada kariyerim ve çalışma hayatım desen iyi gidiyor. onunla bitirmemizin yan etkilerinden olsa gerek, yeni yıla girerken bir terfii daha aldım. ona ayırdığım her vakti yaptığım işe verince, birden diğer arkadaşlar arasından sıyrıldım sanırım. onun hayatımdan çıkmasıyla kaba saba diyebileceğim, insanları kırıcı konuşmalarım da düzeldi diyebilirim. artık sürekli sinirlilik, ondan kaynaklı gerginlikte hissetmiyorum. kendim hissetmediğim için de başkalarına yansıtma durumum olmuyor. beni görünce acaba şimdi nerden giydirecek deyip kaçan insanlar, artık yüzüme gülmeye, kendileri gelip benimle konuşmaya başladı. şimdiye kadar ısınamadığım insanlara içim ısındı.
ne olur, hayat benim karşıma neler çıkartır bundan sonra bilmiyorum ama, içimde hala yer alan bu his, beni yok etmeden kurtulmalıyım. kurtulduğum zaman da yazarım yine. kurtulamamışsam da zaten artık buralarda yokum demektir.
sesi ve mizahı.
cataract.
yetmez.
6 ay çalışıp, yiyip içmesen, kira ödemeyip bankta yatsan dahi bir katarakt ameliyatı olamayacağın maaştır.
6 ay çalışıp, yiyip içmesen, kira ödemeyip bankta yatsan dahi bir katarakt ameliyatı olamayacağın maaştır.
olmaya korktuğum ameliyat.
25 li yaşlarda bunun ameliyatını olan veya olmuş olanı tanıyan birileri varsa mesajlarsa beni çok mutlu olurum.
not: kataraktımın doğuştan olmadığını, sonradan oluştuğunu biliyorum. sarı nokta hastalığım da göz tansiyonum da yokmuş. şeker hastası da değilim. retinam da uygunmuş. bunları bilerek yazarsa birileri sevinirim. bilmem x yakınım oldu da kör oldu gibisinden mesajlar atmayın, zaten korkuyorum, daha da şaapmayın.
25 li yaşlarda bunun ameliyatını olan veya olmuş olanı tanıyan birileri varsa mesajlarsa beni çok mutlu olurum.
not: kataraktımın doğuştan olmadığını, sonradan oluştuğunu biliyorum. sarı nokta hastalığım da göz tansiyonum da yokmuş. şeker hastası da değilim. retinam da uygunmuş. bunları bilerek yazarsa birileri sevinirim. bilmem x yakınım oldu da kör oldu gibisinden mesajlar atmayın, zaten korkuyorum, daha da şaapmayın.
hatalı olan genellemeler değil, genellenen şeyin yüzde yüz doğru olduğunun sanılmasıdır.
susuz kalan yazar beyanıdır. hanimiş oğluma bi izotonik.
boya yapmaktır.
çok marjinalsiniz ya mınakoyim.
çok marjinalsiniz ya mınakoyim.
ayça'nın oturum açıp, fenomen olduğu zirvedir.
körpe günaydın.
körpe iyi akşamlar.
körpe ne zaman yemeğe çıkacaz?
körpe kahve getireyim mi?
gibi körpeyle başlayan her söz. bu kadar itici, mide bulandıran bir kelime olamaz anasını satiim.
körpe iyi akşamlar.
körpe ne zaman yemeğe çıkacaz?
körpe kahve getireyim mi?
gibi körpeyle başlayan her söz. bu kadar itici, mide bulandıran bir kelime olamaz anasını satiim.
şimdiiii, söyle güzel bir rakı sofrası düşünürsek endüstri mühendisliği anca mezedir, mezeleri hazırlayandır. mesela havuçları ince ince doğrar, tüm havuçlara yetecek kadar yağı tavaya damla damla döker, ocağı gerektiği kadar açıp havuçları tam piştiği anda tavadan alarak kararında bir mayonezle masaya serviste komilik edendir. malum garson olanlar işletmecilerdir.
ama gelelim makine mühendisliğine, rakı masasını kuran, insanları etrafında toplayan, fazla kaçırınca rahatsızlık veren, adabına uygun içilmesi gereken masadaki sek rakıdır. patron kişisinin kafası attığında, mali durumu krize girdiğinde önce masadaki mezeleri temizlemekle başlar kendini sakinleştirmeye. bu durum daha da ciddileştiğinde, rakı sofrasını devam ettirmek adına sadece sek rakıyla da yetinebilir. ama ne zaman ki sofradan rakıyı kaldırır, adına rakı sofrası denilmemeye başlanırsa buna iflas etmek, yana yatıp çamura batmak denir.
kısacası makine mühendisi bir işletmenin demirbaş unsurlarından bir tanesidir. fakat patronun kıçına, cüzdanına keyif katmak uğruna işçiyi, mühendisi sömüren, tabirle sinekten yağ çıkarmaya çalışan, temel mühendislik derslerini arka sıradan izleyip, kendini mühendisim zannederek her şeyi çok iyi bildiğini sanan, işletmede elleri cebinde dolaşan tipler, genelde endüstri mühendisleridir. yine de ne olursa olsun bir rakı sofrası düşünüldüğünde rakının keyifli içilmesi, mideyi rahatsız etmemesi açısından sofradaki mezenin bolca rakıya eşliği görgüdür, bir zenginlik unsurudur.
ama gelelim makine mühendisliğine, rakı masasını kuran, insanları etrafında toplayan, fazla kaçırınca rahatsızlık veren, adabına uygun içilmesi gereken masadaki sek rakıdır. patron kişisinin kafası attığında, mali durumu krize girdiğinde önce masadaki mezeleri temizlemekle başlar kendini sakinleştirmeye. bu durum daha da ciddileştiğinde, rakı sofrasını devam ettirmek adına sadece sek rakıyla da yetinebilir. ama ne zaman ki sofradan rakıyı kaldırır, adına rakı sofrası denilmemeye başlanırsa buna iflas etmek, yana yatıp çamura batmak denir.
kısacası makine mühendisi bir işletmenin demirbaş unsurlarından bir tanesidir. fakat patronun kıçına, cüzdanına keyif katmak uğruna işçiyi, mühendisi sömüren, tabirle sinekten yağ çıkarmaya çalışan, temel mühendislik derslerini arka sıradan izleyip, kendini mühendisim zannederek her şeyi çok iyi bildiğini sanan, işletmede elleri cebinde dolaşan tipler, genelde endüstri mühendisleridir. yine de ne olursa olsun bir rakı sofrası düşünüldüğünde rakının keyifli içilmesi, mideyi rahatsız etmemesi açısından sofradaki mezenin bolca rakıya eşliği görgüdür, bir zenginlik unsurudur.
köyün çapkın delikanlısından çıkarılan dersten ötürü korkulan gerçektir.
http://www.youtube.com/watch?v=gUDbzvRtGAg
http://www.youtube.com/watch?v=gUDbzvRtGAg
bebiş.
bebişler.
daha fazla bebiş.
çok daha fazla bebiş.
bebişler.
daha fazla bebiş.
çok daha fazla bebiş.
heralde lan.
elinde salladığı tesbihin taşları gibi yuvarlacıcıkın olmamalıdır.
elinde salladığı tesbihin taşları gibi yuvarlacıcıkın olmamalıdır.
beygir aydamak.