bugün

son bilimsel araştırmalara göre eroin kadar etkili olan bağımlılık türüdür.

-------
Princeton Üniversitesi tarafından modern bilimsel ekipmanlarla yapılan çalışma, şekerin/tatlının beyin fonksiyonlarını aynen eroin veya kokainin yaptığı gibi etkilediğini ve bağımlılığa sebep olduğunu ortaya çıkardı.



Princeton Psikoloji Profesörü Bart Hoebel tarafından yürütülen çalışma sırasında fareler üzerinde yapılan deneylerde, şekerin beyin fonksiyonlarını etkileyerek, daha fazla tatlı alma isteğini tetiklediği gözlemlendi. Tatlı açlığının, beynin bağımlılıkla ilgili kısmında dopamin salgılanması veya mevcut dopamin miktarının artmasıyla ilişkili olduğu söylendi. Beyin fonksiyonların değişimin kokain veya eroin bağımlılığında meydana gelen durumla aynı olduğu ve tatlı yoksunluğunda görülen psikolojik ve fiziksel semptomların da benzer olduğu açıklandı.

MedHeadlines'da yer alan bilgilere göre, kimi insanlar için şeker/tatlı bağımlılığı ciddi bir problem tekil ediyor. Uzmanlar güne ilk işi tatlı bir şeyler yiyerek başlayanlar için tedavi sürecinin çok daha zor olduğunu söylüyor. Tatlı açlığını bastırmak için, sabahları protein ve sebze ağırlıklı beslenilmesi tavsiye ediliyor.

------
sürekli tatlı yeme isteği duyan ve tatlı birşey yemeyince kendine gelemeyen insanları görünce daha iyi farkına vardığım şey..

''şeker'' deyince insanların aklına hemen ''çikolata, tatlı vs'' gelmesin...''hızlı emilen karbonhidratların'' alayı şekerdir.. ekmek, pilav, makarna, muz, incir, çikolata, bisküvi, dondurma vs bunların hepsi ''şeker hükmünde'' olan gıdalardır..çünkü kan şekerini(glukoz) çok hızlı yükseltirler ve beyni etkileyerek ''morfin etkisi yaratıp, bağımlılık yapan'' işte bu ''gereğinden fazla kan şekeri yükselmeleri''dir..
regl dönemi kadın sorunlarındandır. amatem çaresiz kalır, o derecede. neyse ki dönemsel allaha şükür.
Bende olan bağımlılık.

Yoksa her gün çikolata yemem başka şekilde açıklanamaz.
her türlü işlenmiş şekere 1,5 yıl ara verdikten sonra, gerçekten varlığına inandığım bağımlılık.

ayrılığın ilk iki haftasında baş ağırılarımı dindirmek için günde ikiye varan ağrı kesici almam gerekmişti; iki-üç haftadan sonra taşlar yerine oturdu ve hem kronik baş ağrılarım neredeyse tamamen geçti, hem de bir türlü kontrol edemediğim açlığım kontrol edilebilir seviyeye geldi.

bildiğim kadarıyla şeker hastası değilim. (belki gizli şeker vardır, onun için ayrıca test yaptırmadım.) yine de işlenmiş şekeri tamamen bırakmak hayatımdaki en doğru kararlardan bir tanesi oldu.
en az sigara, alkol ve madde bagimliligi kadar tehlikeli ancak buna ragmen göz ardi edilen bir bagimlilik türü. Bu kisiler genelde psikolojik sorunlarindan seker yiyerek kacmaya meyillidirler ki bu da bir yeme bozuklugudur zaten. Saglik dersinde sigara ve uyusturucunun zararlarini detayli isleyen müfredat, neden bu bagimliliga hic egilmiyor anlamiyorum.

bende de var bu bozukluk bazi zor zamanlarimda ya da bitmek bilmeyen sinav doneminde canim istese de istemese de günde 2 tane cikolata yedigim zamanlar olmustur. o kan sekerini birden yükseltmesine bayiliyorum ki zaten insani gitgide hedonik bir varliga ceviriyor bu nane.

iste gecen sene 1 aylik sinav döneminde böyle yiye yiye 5 kilo filan aldim. kilo aldigim icin de ekstra kendime sinir olmaya basladim. Bana göre insan bagimliliklarindan kurtulmali, bunun icin caba sarf etmeli. nasil olurdu da irademe sahip cikamazdim? (bkz: that sugar film) i izledim ve cok etkilendim. sonra biraz arastirdim filan (bkz: karatay diyeti) yapmaya karar verdim. yani islenmis olsun olmasin hayatimdan sekeri cikarmam lazimdi. cikardim ilk 3-4 gün cok rahat uyguladim. yalniz ondan sonra hayattan zevk almamaya basladim, gercekten mutlu olamiyordum, depresif depresif takiliyordum. Bir gün hakkaten bayilcam gibi hissettim basim döndü filan. o gün biraktim o isi. ve dedim demek ki ben vücudumu cok hoyratca kullanmisim bu asiriliga gelemedi. o aralar evde de yemek pisirmedigimden yemekhanedir disaridir bol karbonhidatli beslendim ama seker denen illeti azaltmaya calistim. örnegin 2-3 günde bir cikolata yemeye calistim. Bu süre zarfinda mesela anladim ki benim bagimliligim cikolataya degil onun kan sekerimi böylesi yükseltisini sevmemmis. kakao´ya da pek düskün degilim. ha buna düskün bünyeler de kakao ile sütü karistirip icebilirler gayet.

neyse 1 ay önce feci grip oldum. 10 günde anca gecti ve bir tane sinava giremememe mal oldu bu durum. Bir arkadasimin itici bir sekilde "sebze meyve yemiyorsun bagisikligin düsük tabi hasta olursun"demesiyle kafamda simsekler cakti. markete gidip hic yemedigim sebze ve meyveleri yemeye basladim. neyse iste yazin neredeyse hic meyve yemeyen insan ben, günde iki tane meyve yemeye basladim. böyle böyle aslinda fark etmeden canimin zaten islenmis seker istemedigini fark ettim ki meyvelerdeki seker beni asla kesmezdi. bu duruma sasirdim, kendimle gurur duydum ve aslinda saglik odakli dusununce islenmis sekeri dogru seylerle degistirince seker bagimliligini yenmenin ne kadar kolay olabilecegini gördüm. kendiliginden oldu fark etmedim bile.

simdilerde ruh halim öyle ikide bir degismiyor, daha dinc hissediyorum, daha rahat odaklaniyorum. Bu bile islenmis sekeri birakma nedeni. meraklisina haftada bir cikolata yiyorum gene.zamanla onu da birakacagimi dusunuyorum.ögle yemegini yemekhanede yedigimden öyle yemeginde saglikli secimler yapamiyorum, ama onun disinda iyi hersey.
benim'dir. az önce bir porsiyon fıstıklı baklava gömdüm. lanet olsun şekere. ama tatlı olmasa nasıl baklava yerdik.
Nasıl kurtulunur bundan yha sigarayı bırakayım derken paketlenmiş gıdalara sardım işin kötüsü şimdi hem sigara hem de bu var.:(
Aha bu bende var.

Sigaradan beter. Çözümü yok.
3 gün tamamlandı.

Rafine şeker kesinlikle bilinçli olarak tüketmiyor, içinde şeker olduğunu farkettiklerimi ağzıma bile sürmüyorum.

Ancak hassaslaştığımdan sanırım; yediklerimin içindeki farkında olmadan tükettiğim şekerlerin tadını alıyorum. Tüketimim; günde 150 gram civarlarından muhtemelen 10 bandına indi.

Eller ve ayaklarda uyuşma/titreme/boşluk hissi, kulakta çınlama, müthiş bir baş dönmesi ve ciddi bir odaklanama problemi bugüne kadar karşılaştıklarım. Resmen bağımlılıktan yoksunluk sebebiyle beynim kıvranıyor.
Bir ara şekersiz çay içeyim dedim,yok olmuyor,yine 3 şeker atıyorum çaya.
çayı şekersiziçmeye alışırsanız, çayın gerçek tadını alırsınız ve daima kaliteli çay istersiniz.
10. Gün:
Hafif unutkanlık ile beraber geç hatırlama yaşıyorum.

95kg'idim; hiç azalamazdım, 93'e indim. Bu serbest düşüş devam edecekse iyi belki yaşadığım güncel sorunlar kilo kaybıyla ilgili ancak glikoz ihtiyacı için kuru/yaş meyve harici alternatif bulmalıyım.
25. Gün:

ilk iki hafta içerisinde karşılaştığım yoksunluk belirtilerinin hiçbiri artık kalmamakla beraber - ilişkili midir bilemiyorum - çok hafif olan ani kas ağrıları, kramplar yaşamaya başladım. ilave bir eforum olmamasına rağmen 10 günde 2, 25 günde 4 kilo vermişim.

Şeker ihtiyacı için haliyle kuru/yaş meyvede bir artışı var ancak alternatif olarak stevia kullanmayı düşünüyorum; araştırmadayım.

Ülkemizde şekersiz gıda bulmanın imkansız derecelerde olmasının beni ne kadar üzüp şaşırttığını anlatamam. En basitinden; hurma, kuru üzümlü şekersiz/tatlandırıcısız bir parça çikolata bulunmuyor.