bugün

beşiktaş'taki en güzel caddelerden birine ismini veren şahıs.
ogrencilerin cogunlukta oldugu bir caddedir. taksicilerin bir kismi bilmiyordur ya da bilmiyor numarasi yapar. ayrica yukarisi tesvikiye'dir. yokuslari asiri derecede yorucudur bana ankara'yi hatirlatir bu yonuyle. asagisi ise tahmin edilecegi gibi besiktas sahilidir. bu yonuyle de caziptir. zira ders calisirken kafaniz bozuldugunda "gideyim bir disari cikayim" deme luksune sahipsinizdir.
Hayatı: Asıl adı Ahmed olan Nedîm'in doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir ancak 1681'de doğduğu tahmin edilmektedir. istabul'ludur, Beşiktaş'a yakın Tekerlek Mustafa Çelebi Mahallesi'nde evi vardır, Ümmügülsüm Hanım ile evlidir. Annesi Saliha Hatun tarafından soyu Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar ulaşmaktadır. Babası kadılıklarda bulunmuş Mehmed Efendi, dedesi Sultan ibrahim devri (1640-1648) kazaskerlerinden Merzifonlu Muslihüddin Efendi'dir.

Ahmed Nedîm kültürlü bir aileden gelmiştir. iyi bir öğrenim görmüş, döneminin klasik ilimlerini Arapça ve Farsçayı bu dillerde şiir yazacak kadar iyi öğrenmiştir. Tahsilini bitirdikten sonra hariç medresesi müderrisliğini elde etmiştir.

Lâle Devri olarak anılan kültür, sanat, eğlence hayatının ve imar faaliyetlerinin zirveye ulaştığı dönemin başlangıcıdır. Damat ibrahim Paşa'nın hemen her faaliyeti Nedim'in dikkatini çekmektedir. Şair kıta ve kasideler sunarak hamisine bağlılığını açıklamaktadır. Nedim, Damat ibrahim Paşa'nın oluşturduğu tercüme heyetlerinde yer alır.

Tahsil hayatının bitmesiyle hariç medresesi müderrisliğine tayin edilen Nedim, daha sonra Mahmud Paşa Mahkemesi naipliğine getirilir. Müderrislikte çok çabuk ilerler. Molla Kırımî Medresesi'nde, Nişancı Paşa-yı Atik Medresesi Müderrisliği'ne yükselir. 1730'da Sekban Ali Paşa Medresesi müderrisi iken Patrona Halil isyanı çıkar.

isyan sırasında Nedim'in akıbetinin ne olduğu hususunda değişik bilgiler vardır. Güvenilir biyografi müelliflerinden Müstakim-zâde Süleyman Sadedin, Nedim'in isyan sırasında korkudan evinin damından düşerek olduğunu söylemektedir. Şairin terekesine dair hüccet 15 Rebiülahir 1143/28 Ekim 1730 tarihinde düzenlendiğine göre, şair bu tarihten ölmüştür. Kabri Üsküdar'da Selimiye civarındaki Miskinler Mezarlığı'ndadır. Bir zamanlar mezar şahidesinde kendisine ait
Ey Nedîm ey bülbül-i şeydâ niçün hâmûşsun
Sende evvel çok nevâlar güft ü gûlar var idi
Mısraları yer alırmış.

Şiirleri;
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana (Gazel)
Ben kimseye açılmaz idim dâmenin olsam (Gazel)
Sinede evvel ne muhrik arzular vâr idi (Gazel)
Murâdın anlarız ol gamzenin iz'ânımız vardır (Gazel)
Tahammül mülküni yıkdın Hulâgû Hân mısın kâfir (Gazel)
Mest-i nâzım kim büyütdü böyle bî-pervâ seni (Gazel)
Ey kaşı yâ yüzün beri dönmez misin dahi (Gazel)
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda (Şarkı)
Sevdiğim cânım yolunda hâke yek-sân olduğum (Şarkı)
Sinemi deldi bugün bir âfeti çâr-pâreli (Şarkı)
Zâhirde egerçi cümleden ednâyız (rubai)
O tıflı gör ne kıyâmet nigâr olur giderek (gazel)
O sîm-endâmı aldık halka-i âgûşa bir kerre (gazel)
Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül (gazel)
Der vasf-ı Sa'd-âbâd ve istanbul Der-Zımn-ı Medh-i ibrahîm Paşa (kaside)
Bir söz dedi cânân ki kerâmet var içinde (gazel)
parkının aydınlatması biraz sapıkçadır

görsel
eşcinsel sanırım. şiirlerinde hep erkek sevgililerden bahsetmiş. o dönem osmanlıda oğlancılık pek yaygınmış sanırım. bazı padişahların dahi benzer şiirleri var. kimsenin cinsel tercihlerini kınamıyoruz ama tarihi gerçeklerde bilinmeli.
devrin şairlerindendir. Divan şiirinde gelenek çok önemli olduğundan kendisi de şarap, oğlan, toprak olmak, kara saç uzun boy ince bel gibi mazmunlardan bahsetmiştir. Halbuki bu kelimelerin aslen farklı manaları olduğu (mesela tasavvufta saç allahın gücünün çokluğu dudak da varlığın tekliği)(ya da gazelde cam kadeh demektir ama dudağı temsil eder) günümüzde bilinmediğinden yaftalanmış şairlerden biridir.
Ağlanacak halimize gülemiyoruz be üstad!

Sinede evvel ne muhrik arzular var idi
Lebde ser-keş ahlar ateşli hûlar var idi.