bugün

metropolün gürültü, kalabalık ve kargaşasından bıkıp usanmış kişinin yenilenmek ve kafasını boşaltmak için gerçekleştirdiği eylem.
insanlarla yaşadığı tecrübelerden kırgınlık ve yorgunluk ile çıkmış insanın kalbindeki öfkeyi azaltıp bitirmek için kullandığı yöntem.
(bkz: ıssız olan yerlerde kendin için bir evren ol)
(bkz: sözlük yazarlarının en büyük hayalleri)

öyle bir ada bulsam bir sene beni kesmez ömrümü orada geçiririm.
bir sene değil ölene kadar yaşamak istediğimdir. orman da olabilir. ayrım yapmıyoruz. insan olmasın yeter.
Büyük ihtimalle adam getirtir medeniyet kurardım. Age of empires ve simcity hastası adamım sonuçta bu fırsat bir daha ele geçmez.
Ada olmasına gerek yok öyle de yalnız kalacağım böyle de.
kötü düşüncelerden,boş sözlerden,insan yoğunluğundan arınır,hafiflenir.
sizi küçük green arrowlar.
psikolojik olarak bunalıp sıkıldığım zamanlarda orada olduğumu, yaşadığımı düşündüğüm bir yer bu ıssız ada. ağaçların arasında gezerken, deniz kenarında yürürken, çimenlerin arasındaki herhangi bir böceği izlerken, oturduğum yere can sıkıntısından kırık dal parçasıyla bir şeyler yazarken, bunalıp gözlerimi yukarıya dikip bulutları seyrederken, kendimle yüzleşme hayali kuruyorum.

kimseye karşı bir sorumluğumun olmadığı, kimsenin benden bir şey beklemediği, kimsenin bana ihtiyaç duymadığı bir ortamda, başkalarından mahrum bırakabildiğim ama kendimden asla mahrum bırakamadığım, dışarıdan bir göz olup izleyemediğim benliğimle gerçekten vakit geçirmeyi isterdim.

doğal olmak gibi ama tam olarak değil. öyle bir ada ki sana tamamen kucağını açan, her karışında, tamamen seni senle bırakan bir ortam.