bugün

sex esnasında orgazmın doruk noktasındayken aynı anda hem boşalmak, hem kusmak, hem de sıçmaktır.*
görsel öğeler için kullanılışına rastladığımız sözcük.
(bkz: yüzüklerin efendisi üçlemesi)
(bkz: matrix üçlemesi)
geçenlerde yazdığım bir yazının başlığı. HAYR MI ŞER Mi BiLMEM AMA ATEŞLENDiM BURAYA :

ÜÇLE(ME)

OLDUĞU KADAR

Bazı şeyler başladığında hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi gelir insana. Yanıldığınızı anladığınızda ise artık
çok geçtir…

Sadece tınılar kalır kulaklarınızda. Ve o an lanet edersiniz duyu organlarınıza…

Kafanızdakiler, binlerce şey… O kadar çoklardır ki… Savaş ilan ederler bedeninize; beşerinize. Göz açıp kapayıncaya dek silineceklerini bilmenize rağmen, o huzursuzlukla yaşamak zorunda kalmak tüketir narinliğinizi.

Tüketilen saatlerin birer masaldan ibaret olduğunu bilmek arada gülümsetir çocuklar gibi; ama esasında kanatır içlerinizi. Kan tutar kimilerini, bırakmaz da öyle kolay kolay… Kolay olacağını size kim söyledi ki?

Hayat tecrübeyle sabittir. Sensen eğer o gerçek olan; zaten ayaktasındır ve zaten sınanmışsındır.

Koparılmayı bekleyen henüz ham bir meyve, hatta bir tohum olduğun kabul görülse bile; sınavın her türlüsüne hazırlıklı olman gerekir; gereklidir! Yanıbaşındadır o despot… Gözükmez. Hissettirir…

Bir büyüğünüz fincan kapatmanızı ister. Gelecek onun ellerindedir artık, siz susup direktifleri dikkatlice dinlemeli ve ona göre hareket etmelisiniz. En büyük o ya; ondan!

Şikayetleri duymaktan gına geldiğinde artık anlamalısınız ki; hayat tüm olumsuzluğuna rağmen devam eder…

Eder… Eder… Eder… Eden bulur. Bulduğuyla yetinmeyen de döner GERiSiNi avuçlar…
“Üçleme” kökleri dine kadar dayanan farklı anlamları olan bir kavram olsa da sinema açısından anlamı seri halindeki filmler.

izlenmesi gereken üçlemeler için göz atın: http://sinemayazari.blogs.../07/en-iyi-uclemeler.html
1. Hava kararıncaya dek

Eline almıştı kadının elini. Konuşmuyordu
uzaktan, belki de kendi içinde,
güçlü atışını duyuyordu denizin nabzının.
deniz, çamlar, tepeler eliydi kadının
Ona söylemese bunu, nasıl tutabilirdi o eli?

hava kararıncaya dek kımıldamadılar. Sadece
iki eli de kırık bir heykel vardı ağaçların altında.

2. Bir kadın

O gece; yanına varılmaz o kadın öpmüyor kimseyi
onu öpecek kimse çıkmaz korkusuyla tek başına.

Beş uçlu bir yıldızla gizliyor bir tutam beyaz saçı
ve en güzel kimliğini yadsıması kadar güzel kendisi.

3. Neden bizim suçumuz?

Dikensiz kalkan filizleri dilinin altında,
üzüm çekirdekleri, şeftali lifleri.
Ilıman bir ülke var gölgesinde
kirpiklerinin. Yatıp dinlenebilirim, diyor, sorgusuz.

Peki ne anlama geliyor bu 'daha ilerde' sözü?
Neden senin suçun olsun, kuşkusuz, yaprakların
arasında kalman-
güzel, yalın, sıcaklığının altın çizgilerinde?
Ve neden benim suçum gecede ilerlemek,
kendi özgürlüğümde tutsak, diyor, cezalandırılanın
ceza vermesi?

(bkz: Yannis ritsos)
kişisel üçlemeler vardır bir de :

Kurt Cobain About a Son
Kurt Cobain Montage of Heck
Last Days
bardak kırılınca amaçsız bir şekilde iki cam daha kıran insanlar var buna da üçleme diyorlar, yoksa uğursuzluk getiriyormuş güler misin ağlar mısın.