bugün

kültür bakanlığı tarafından 1976 yılında şiir festivali için yugoslavya'ya gönderilen yavuz bülent bakiler 'in, izlenimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı, orada canlı duran türk izlerini aktarmaya çalıştığı, gezi notları olmaktan öteye giden kitabı.
öksüz toprak balkanlarda türk izlerine rastladıkça yavuz bülent bakiler'le beraber sevinçten dolup taştığınız, gönlünüzü kah o izlerle kah bir evladı fatihanın dilinden dökülen kelimelerle yıkadığınız, öksüz toprakların öksüz evlatlarının türk cumhuriyetine bakışlarıyla, biz anadolu türklerine gösterdikleri iltifatlarının gururuyla, bu iltifata mazhar olmanın gereğini yapamadığımız zamanların ise tarifsiz hayal kırıklıklarıyla okunan bir kitap.

fazıl hüsnü dağlarca'nın şiir gecesini fırsat bilip ülkesini yoldaşlarına şikayet etmesi ile üzen, gözünü satan adamın bilmeden alet olduğu alçakca propoganda ile kahreden, kimbilir belki halen daha gelmesini beklediği kitaplara duyduğu özlemle, fahri bey ile umutsuz bir umuda bırakan, bugün cumhuriyet vatandaşı birçok üniversite talebesi cemil meriç isminden bihaberken harabati baba tekkesinde hisar dergisini okuyup, cemil meriç üzerine söz söyleyip sohbet edebilecek çaptaki ibrahim ile ortak kültüre inancı artıran, "allah türkiye'yi esirgesin! türkiye'nin taşına toprağına selam" eden iki gencin sadece selamlarını göndermekle kalmayıp neler verebileceklerini gösteren yavuz bülent beyin eline sıkıştırdıkları bir simitle yürek yakan, müjgan cunbur'un evinin önünde sırf ay yıldız'lı bayrağı dalgalandırıyor diye sabahleyin kaval çalarak uyandırıp süt ikram eden o türk'ün "o bayrak türkiye'de dalgalandıkça, biz burda yitip-bitmeyeceğiz" inancıyla ol bayrakları dalgalandaırana bir kez daha şükrettiren, bir türkçe kelime duymak için çarşıda dolanmanın heyecanını tattıran, lütfü seyfullah'ın "sevgi sınır tanır mı? sevgi yasak tanır mı? ... siz anadolu türkleri olarak sevgiye yasak koymuşsunuz! bizi tanımaktan, tarihimizi öğrenmekten adeta korkar olmuşsunuz. ne olursunuz anlatın bana anadolu türkü neden böyle? sizin yüreğinizi ve kafanızı bize karşı hangi kuvvet hangi devlet böyle sıkı sıkıya kapadı?" sitemiyle, bizim kafamızı kapatan devlete de kuvvete de lanet okutan, hayıflandıran bir kitap bu. tüm bu duyguları birden yaşatıyor.

duygu festivali yaşatıyor bu kitap insana. biz onlardan bihaber olasak da orda halen daha türklüğü yaşatan evladı fatihan yaşıyor.

evladı fatihan'a, üsküp'e, kosova'ya, özellikle mamuşa'ya selamlar ile.