bugün

prof:şanslısınız şanslı,bu okulda eşeği bağlasan 4 senede mezun olur.
öğrenci:o zaman 2 sene daha bağlıyalım prof. olsun.

(bkz: şehir efsanesi)
*kendi kendine ayar çeken hoca*
- Hocam sınavda genelleştirilmiş integral var mı?
- Var.
- Asistan bize yok dedi.
- Ondan başka ne beklersin ki
- puaaaa...
*hoca soruları ben hazırlıyorum o bilmez anlamında söylemiş olsa da sınıf anlıcağını anlamıştır.
hocaların ögrencilere verdiği ayarlardan;
bütünleme sınavına kalan öğrenciler hocanın sistemine göre çalışmışlardır. sınav sırasında;
-çocuklar şimdi sorularımı okuyorum , yanlışlık var mı diye?
okumaya başlar. 1. sorunun cevabı kitapta yok, 2.yok , 3.yok. devam eder.bütün öğrenciler mors olmuş şekildedir.
hoca öğrencilere sinsi gülümsemeyle bakar.
-* çocuklar niye öyle bakıyorsunuz? tamam bunlar kitapta olmayabilir. ufkunuzu genişletin.
öğrenciler: * hocam ama şey kem....
arkadaşlar birbirine nasıl geçti diye sorarken :
yanıt hep aynıdır: valla bende bilmiyorum ki.benim cevaplarım doğru da hocanın sorularıyla uyuşuyomu onu bilmiyorum.
hoca: bla bla bla bla bla..
uuser: hoca bir siktir git ya
hoca: ?!?!?!?!?!
uuser: :$
asistan bünyesindeki hevesle konuşmaktadır. geçen sene iktisat bölümünün 12 mezun vermesinden yakınır ve hayatının ayarını almaktan kurtulması için artık çook geçtir.

asistan : siz ne biçim öğrencisiniz ben sizi anlamıyorum. ulan buraya eşşeği bağlasan 4 senede mezun olur be...

ayarcı : peki hocam aynı eşşeği iki sene daha bağlasak asistan da olurmu...*
(bkz: risk)(#57100)
seçmeli olan diferansiyel geometri dersine matematik bölümünden hoca atanmak yerine bölüm hocalarından bir profesör tayin edilmiştir. kaşınıp bu kasıntı dersi seçen 5 öğrenciden birisi de roy 'dur.

5 öğrenci aralarında konu dışında bir denklemi tartışmaktadır. soru bir yerde tıkanmıştır. ders arasında lnx 'in integrali nasıl alınır hocam diyerek çağırılır.

profesör: lnx'in integrali 1/x 'dir.
öğrenciler: değildir. lnx 'in türevi 1/x 'tir
profesör: tamam işte. türev integralin tersi değil mi?
roy: lnx 'in türevi 1/x ise lnx 'in integrali 1/x olmaz. 1/x'in integrali lnx olur. benim mat2 'den hatırladığım lnx 'in yanında 1 çarpanı olduğu farzedilir ve x^0 olarak kabul edilip polinom olarak belirlenir, daha sonra laptü üzerinden gidilir. ama orada da tıkanıyoruz.
profesör: benim başım ağrıdı çocuklar haftaya görüşürüz.
öğrenciler: (hocanın arkasından) seni profesör yapanı sikiim.
+gencler bu universitenin peygamberi benim
-benim oyle bir oglum yok hocam * *
bunların bir de lise versiyonları vardır. şöyle ki;
hoca:öss de sorular kolaydan zora doğru gider bunu sakın unutmayın falan filan..
ayarmatör arkadaş:hocam peki o zaman niye soru kitapçıkları a b c d diye ayrılıyo?
hoca:kem küm ee şey çok biliyosun sen otur bakiyim yerine
sınıf:dumur
hoca ilk derse girip iler ki haftalarda konuları guruplara bölüp her hafta bir gurubun tahtaya kalkıp konuyu anlatacağını söylemektedir,
+ne yani hocam konuları biz mi anlatacağız yani?
-evet sırayla anlatıcaksınız diğerleride arkadaşlarına not verecekler.
+madem öyle ay sonunda sizin maaşı bölüşürüz artık hocam
-?
ders : türkçe
hoca profili: kıl, laf sokmaya bayılan, ukala
öğrenci kişisi zil çaldıktan sonra derse biraz geç kalmıştır. herkes yerleşmiş hoca da yeni gelmiştir. ukala tavırlı hocamız sınıfın önünde dalga geçer gibi ve hesap sorucu bir tarzda sorar. - nereden böyle? öğrenci kişisi ise son derece soğukkanlı bir eda ve tek kelime ile olayı noktalar. - dışarıdan. ve hiç istifini bozmadan yerine geçip oturur. sınıf bir anda gülmekten kopar. hoca neye uğradığını anlayamamanın şokuyla öğrenciye bir şey yapamaz.
gene bir tarih dersiydi. kredisi yok fakat + lama olasılığı olabilecek ve sınavları dahi 30 dakka olmasına karşın zaman kaybı olarak görünen bir derstir benim bölümüm için. neyse hoca kendi yazmış olduğu kitapı öğrencilere satmak istemişti. fakat pek çok öğrenci fiyatları yüksek bularak isyan etmişti. tabi fiyat bu isyanın yalnızca % 5 ederdi. çünkü hocanın ' kitabla ilgili ödev verecem ve alınan notlar finali etkiliycek. ' demesi sınırları taşıran son damlaydı.

h: aranızdan bazı gerizekalılar kitabı almayanlar geçemez diye bir soylenti çıkarmışlar.
ö: şimdi hocam siz buradaki mevkinizden dolayı bize 'geri zekalı' diyorsunuz. dışarda bana birisi geri zekalı dese bende ona sensin geri zekalı derim ve daha da ileri gidebilirim.

ve sonuçta bu arkadaşımız ve yancısı olan 5 6 kişi bu dersten kalmıştır. diğer hocalar dahi tarih hocanız bir entresan adam nasıl bırakır yahu üniversite tarihinde tarihten kalan yok. neyse bari kredisi yok seneye verirsiniz diyerek bizim yanımızda olduklarını göstermişlerdir.
arkadaşımız aramızda " rambo" diye anılır.hoca bir gün derste ramboya sorar.

hoca-oğlum sana niye "rambo" diyorlar
rambo-arkadaşlar arasında en yapılı benimde ondan hocam
hoca-peki senin gerçek ismin nedir?
rambo-benim adımı nasıl bilmezsiniz hocam.benim adım sylvester stallone....!!!
hoca- kem küm...(dumur bi halde)
bir dönem istanbul üniversitesi dökümantasyon daire başkanlığı yapmış hocamızın dersindeyiz. ve konumuz üniversite kütüphanelerinin dermeleriyle alakalı. hocamız üniversite kütüphanelerinde özellikle yüksek rütbeli insanlarının kütüphanecilik bölümü mezunu olmaması durumunda olabilecek ya da çıkabilecek sorunları anlatıyor. tek bir alanla alakalı olan insanların üniveriste kütüphanelerin de kendi bölümünü kısmen de olsa kayırdığından filan bahsediyor. saat sabahın 9'u ve ben sabaha kadar verdiği metnin her karesini incelemişim nasıl olduysa?

neyse uyku modundan çıkıp şu soruyu sordum kendilerine;

- hocam şimdiki merkez kütüphane müdürü nerde öğretim üyesidir?
* "tıp fakültesinde" (diye cevap verdikten sonra..)
- teşekkür ederim deyip oturdum yerime...

? alkışlar artarken hoca da bu durumun nedenlerini anlatmaya çalışıyordu..
hoca : bu konuya çalışmanız lazım. şimdi dünya dönüyor.(duraksar)
öğrenci: (araya dalarak) ne yapalım hocam biz de mi dönelim?
hoca : sen çık dışarı bakayım, dışarda dön.
sınıf : wuuuw..!

(bkz: ayar verirken ayar almak)
(bkz: ayar verdiğini sanmak)
ayar hocaya mı değil mi tartışılır ama;

h: çocuklar rakamlar değişmiş mi?
Ö:hayır hocam, takiyye yapıyorlardır.
koridorda sigara içilmektedir hem de sigara içilmez yazısının altında...
akabinde kıl hocanın teki sınıfa girerken, atın o sigaraları der ve sınıfa girer... tabi kimse skine sallamaz ama iki dakika sonra hoca tekrar koştura koştura gelir ve;

- ben size atın demedim mi o sigaraları, yasak burada sigara içmek...
+.......
- kağıt almayı unutmuşum yanıma, isminizi numaranızı alıp, hakkınızda yasal işlem yapmam gerekiyor aslında...
+.......
- arkadaşlar yarın öbür gün mühendis olacaksınız, gelişmiş toplumlarda, insanlar kapalı alanlarda sigara içirmiyorlar, gelişmiş toplumlar bik bik bik bik.... gelişmiş toplumlar bik bik bik bik....
+ hocam gelişmiş toplumlarda bu sigara içilmez yazısının belli bir standartta olması gerekiyor bu yazı ufak bu bir...
gelişmiş toplumlarda, sigara içmenin yasak olduğu yerlerde sigara içenler için, binanın metrekaresiyle orantılı olan sigara odaları olmak zorunda bu da iki... adım '.....' numaram '....' bu da üç hocam... iyi dersler diliyorum...
bu sıcakta olabilcek en sıcak havanın daha sıcağında fizikokimya dersinde hoca, sabah sabah derse alınmış ikinci öğretim cthullhu ya sorar;

- şışt pışşşt aloo.
* "%? (cthullhu gözlerini oyuşturarak kafayı gömdüğü sıradan kaldırır.)
- uyuyacaksan git evinde uyu evladım, derste uyunmaz.(der hoca sinirli bi şekilde). kime diyorum bn. hooop.
* uyumuyordum hocam gözlerimi dinlendiriyordum.(diyede oracıkta alır ayarı ve tabi cthullhu nun ders geçme ümitleri bir kez daha kaybolmaya yüz tutmuştur.)
(bkz: yaz bunları bir yere lazım olacak)
medeni hukuk dersinden sozluye kalinmistir. sozlu sinifta yapilmakta ve baya sert gecmektedir. kadin catir catir herkesi birakmaktadir. sira diger arkadasa gelir bir kac tane zor sorudan sonra hoca sorar
+ iyiniyet nedir?
- sizde olmayan şeydir hocam
+ * tesekkur ederım cıkabilirsin
karmasık analiz dersine geç kalınmıstır azeri hoca ıkıncı derse alacagını söyler. lepitap yapcak bısı bulamaz kulaklıkla müzik dinler. belli bi müddet sonra hoca kapıyı açar ve eliyle gel işareti yapar.
+bakhıyorum müözik dinliir cıstak cıstak ne dinliyirsin?*
-"makina-sonu yok" hocam *
+makina nedirkhi öle şarkıcı mı olur? bizim zamanımızda abba vardı dinleseize onu.*
-suan dersi dinleyebilirim. *
+derse devam ediyiriz arkadaşlar.
edebiyat dersinde hoca sürekli devletin okulu,devletin malı,devletin polisi vs şeklinde herşeyi devlete mal eder dersin bitiminde torut ve yandaşı dersten kaçmak için bahane arar.sonunda karar verilir ve bahanenin postaneye gitmek konusunda karar verir.hocanın odasından içeri girilir.

hoca:buyrun
torut:biz postaneye gidicez izin istiyoruz
hoca:hangi postaneye ?
yandaş:devletin postanesine
hoca:dumur ötesi bir hal alır.ve o hafta girdiği bütün derslerde bu ayarı anlatır.
tipi yerinde olmayan bir hoca ders anlatmaktadır. sınıfta ezici çoğunluğu elinde bulunduran kızlardan biri hocaya "hocam, neden nietzsche değil de popper okuyoruz bu derste?" diye sorar. hoca da "ne işimiz var o deliyle! hem siz kadınların nietzsche'yi sevmenizi hiç anlamıyorum. adam kadınları yerden yere vurmuş kitaplarında" diye cevap verir. bunun üzerine muhabbet şu şekilde gelişir...

esas kız: yaw hocam, nedir sizin kadınlarla derdiniz? ben de bunu anlamıyorum.
yancı kız: (neredeyse direkt hocaya karşı) şu tipe bi baksan anlarsın.
hoca: evet arkadaşlar, derse devam ediyoruz. popper'ın kulak memeleri...
(bkz: üniversitede hocaların verdiği ayarlar)
mal ve meta ayrımının analtıldığı bir dersin sonrasında bir sözlü sınav yapılmaktadır ve o hocanın dersinden o güne kadar pek az insan geçmiştir ve geçenler şu an türkiye de önemli yerlerdeler. o önemli yerlerden birinin başına gelen olaydır;

hoca: kızım sen mal mısın meta mısın?
kız : kullanana göre değişir hocam.

hoca aldığı cevap karşısında şaşkındır ve kız o güne kadar alınmış en yüksek notla geçer.